• Turkhane Logo

ABD seçimlerinde durum kızışıyor

ABD kentlerinde Black Lives Matter (Siyah Yaşamlar Önemlidir) hareketinin ırkçılığa karşı protesto gösterileri yanan dükkânlarla, şiddetlenen çatışmalarla tırmanarak devam ediyor.

21:08 02 Eylül 2020 Çarşamba
ABD seçimlerinde durum kızışıyor
ABD kentlerinde Black Lives Matter (Siyah Yaşamlar Önemlidir) hareketinin ırkçılığa karşı protesto gösterileri yanan dükkânlarla, şiddetlenen çatışmalarla tırmanarak devam ediyor.

Covid-19 salgınında ölenlerin sayısı 180 bine ulaştı, derin bir ekonomik kriz yaşanıyor.Tüm bu krizler başkanlığı döneminde patlak verdi ama analistler, Donald Trumpın 3 Kasımdaki başkanlık seçimlerini kaybetmeyebileceğini, Beyaz Sarayda dört yıl daha kalmanın bir yolunu bulabileceğini söylüyor.
BBC Türkçenin haberine göre, ağustosta yapılan kamuoyu yoklamaları, Trump ile Biden arasındaki farkın kapanmaya başladığını, iki partinin Başkan adaylarını onaylayan yıllık Ulusal Kurultayların ardından ilk veriler, bu eğilimin güçlenmeye devam ettiğini gösteriyor.
Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin taban tabana zıt havada geçen kurultayları Amerikan toplumunda Trump döneminde derinleşen kutuplaşmanın ulaştığı tehlikeli düzeyi çok güzel temsil ediyordu.
Demokratların kurultayında, başta eski Başkan Barack Obama olmak üzere konuşmacılar, Başkan adayı Joe Biden ve ekibi Eğer Trump Beyaz Saraydan çıkarılmazsa bu demokrasinin sonu olur derken, Cumhuriyetçilerin kurultayında, Trump ve çevresi, Demokratları Batı uygarlığını yıkmaya hazırlanan radikal solun tutsağı olmuş bir parti olarak tanımlıyor; Biden kazanırsa Amerikanın sonunun geleceğini, Çine satılacağını, ülkenin göçmenlerin istilasına uğrayacağını, beyazların kültürünü, özgürlüklerini, silah taşıma hakkını kaybedeceklerini iddia ediyordu.
ABDde siyasi merkezin çöktüğü, artık karşımızda uzlaşmaları çok zor, hatta olanaksız iki Amerika olduğunu bu iki kurultaydaki havaya bakarak düşünmek olanaklıydı. Ancak başka göstergeler de var.
Minneapoliste 25 Mayısta siyah ABD vatandaşı George Floydun bir beyaz polis tarafından öldürülmesinden sonra başlayan protesto gösterileri ülkenin tüm kentlerinde yankılanmıştı.
Trump bu ırkçılığa ve polis şiddetine karşı gelişen protesto gösterilerini, anarşistler teröristler olarak damgalıyor, kentlerin Demokrat Partili yetkililerini suçluyor, merkezi hükümetin güvenlik güçlerini bu kentlere gönderiyordu.
Trumpın bu tutumundan cesaretlenen ırkçı milis gruplar protestocuları yıldırmak amacıyla ellerinde otomatik silahlarla sokaklarda boy göstermeye başlamıştı.
Nihayet korkulan gerçekleşti, bu olaylarda, taraflar silah kullanmaya başladılar. Böylece 23-30 Ağustos arasında çok kritik bir eşik aşılmış oldu.
Önce Wisconsin Kenoshada, Kyle Rittenhouse isimli 17 yaşında bir genç elinde adeta boyu kadar bir makineli tüfekle, Fox News TV kanalına, kente can ve mal korumak için geldiğine ilişkin bir demeç vermiş, kısa bir süre sonra da iki göstericiyi öldürmekten ve birini de yaralamaktan tutuklanmıştı.
Yaklaşık bir hafta sonra, Cumartesi günü Portlandda Trump taraftarlarının yüzden fazla kamyon ve 4x4den oluşan bir konvoyla düzenlediği gösteriler sırasında çıkan çatışmalarda bu kez bir beyaz vurularak öldü.
Çok tartışmalı geçmesi beklenen seçimlere doğru toplumdaki kutuplaşmanın bu şekilde derinleşmeye başlaması son derecede tehlikeli olasılıkları gündeme getiriyor.
Ancak, Trump ve Cumhuriyetçilerin olayları yatıştırmak yerine çatışmalardan, beyaz seçmeni korkutarak Biden ile arayı kapatmaya devam etmek için yararlanmayı düşündükleri anlaşılıyor.
CNNin kamuoyu yoklamalarının, bulguları, daha Kurultaylar yapılmadan önce Trump ile Biden arasındaki farkın kapanmaya başladığını gösteriyordu. Minnesotada bu fark tamamen kapanmış, Michiganda 4 puana gerilemiş.
Morning Consult adlı bir araştırma şirketinin ülke çapında yaptığı bir araştırma bu eğilimin, Demokrat Partinin ve Cumhuriyetçi Partinin kurultaylarından sonra devam ettiğini gösteriyor. Kurultaylar dönemi başlamadan önceki hafta Biden % 52ye %42 ile Trumpın 10 puan önünde gidiyormuş.
Kurultaylar bittikten sonra yapılan bir kamuoyu yoklaması bu farkın yüzde 50ye yüzde 44 ile 6 puana indiğini gösteriyor.
Hill-HarrisX kamuoyu yoklamasının bulgularına göre de kurultaylar döneminde Trumpın siyah ve Latin Amerika kökenli, kayıtlı seçmenden adlığı destek sırasıyla 9 puan ve 2 puan artmış.
Trump yönetimini sarsan, ülkedeki yapısal ırkçılığı gözler önüne seren, köleci tarihi sorgulayan Siyah Yaşamlar Önemlidir hareketinin, özellikle, George Floyd öldükten sonra beyaz seçmenden aldığı destek de toplumsal kutuplaşma derinleştikçe, çatışmalar sertleştikçe azalıyor.
Örneğin, ABC News/Ipsos araştırmasına göre, George Floydun polis tarafından öldürülmesinden sonra, beyaz seçmenin yüzde 70i bunun, ırkçılıkla, polis şiddetiyle ilgili daha geniş bir sorunun parçası olduğunu düşünüyor.
Bu oran, 23 Ağustosta Wisconsin Kenoshada Jacob Blake, sırtından polis kurşunlarıyla vurulduktan sonra yüzde 52ye geriledi.
Marquette Üniversitesi Hukuk Fakültesinin gerçekleştirdiği bir anket, fakültede Siyah Yaşamlar Önemlidir hareketine verilen desteğin Haziran ortasında yüzde 61 düzeyinden Ağustos başına yüzde 48e gerilediğini gösteriyor.
New York Timesda Aaron Blake, Yahoo/YouGov, NPR gibi kuruluşların kamuoyu yoklamalarının bulgularında da benzer bir eğilimin gözlendiğine işaret ediyor.
Çeşitli kamuoyu yoklamalarını izleyen ve türlü olasılıkları değerlendiren USC Donsife Presidential Election Poll bulguları da son bir haftada Trumpın desteğinden yaklaşık 2 puan bir artışa işaret ediyor.
Donsife verilerinde Trump hala yüzde 52.9a karşılık yüzde 40.55 ile geriden geliyor olmakla birlikte, genel eğilim, Trumpın yasa ve düzen adayı sloganının beyaz seçmen içinde giderek daha fazla yankılandığını düşündürüyor.
Sonuç olarak Trumpın kamuoyu desteğinin hala Bidenin gerisinde kalıyor olmakla birlikte bir artış eğilimi sergilemeye başlaması, Bidenin sorgulanamayacak kadar açık farklı bir zafer kazanma olasılığının giderek zayıfladığını gösteriyor.
Trumpın seçim sonuçlarını daha şimdiden sorgulamaya başladığı, kurultayda konuşurken Bizi ancak seçimleri çalarak devirebilirler sözleri, Trumpın seçimleri ne pahasına olursa olsun kazanmaya kararlı olduğunu, ABD toplumunu ve demokrasisini çok zorlu bir sınavın beklediğini gösteriyor.
Biden ile arasındaki farkın daralmakta olması, Trump ve Cumhuriyetçi Parti aygıtına seçimlerde türlü manevralarla, hukuki oyunlarla sonuçları belirleme şansı yaratıyor.
Bu doğru ama, aradaki farkın azalmakta olmasının arkasında gerçek nedenler de var.
Örneğin iki kurultayı karşılaştırınca önemli farklar dikkat çekiyor. Demokratlar, demokrasinin tehlikede olduğunu iddia ediyor, ırkçılığa karşı çıkıyor, Bidenin çok müşvik ve ahlaklı adam olduğunu, Trumpın zaaflarını anımsatıyor.
Bu yaklaşım hem genelde eğitimli kesimlere hitap ediyor, hem de, yasa ve düzen konularında, merkeze oturmaya çalışırken partinin sol kanadının beklentilerine cevap veremediği için parti birliğini tehlikeye atıyor.
Aslında Joe Biden ve Başkan Yardımcısı adayı Kamala Harrisin, Demokratların bu çıkmazını aşması da kolay değil. Çünkü tarihin dalgası hemen her yerde siyasi merkezi yıkıyor, neoliberal merkez partilerine pek fazla bir manevra alanı bırakmıyor.
Buna karşılık, Trump tarihin bu dalgasının bir ürünü olarak, kültür savaşlarını daha da sertleştiriyor, halkın dikkatini Covid-19, ekonomik kriz, gibi sorunlardan uzaklaştırarak, onlarla, din, ırkçılık, milliyetçilik gibi alanlarda doğrudan kurduğu diyaloğu güçlendirmeye, korkularını, güvensizlik duygularını körükleyerek devam ediyor.
Bu yaklaşım Latin Amerika kökenli kesimler hatta kimi zaman siyahlar arasında da bir etki yapabiliyor.
Diğer taraftan Trump ve Cumhuriyetçilerin hem iktidarda kalma arzusu, hem de seçim kampanyası ve kaynak yaratma makinesinin çok güçlü.
Washington Postun aktardığına göre Trump kampanyasına destek veren kurum ve yapıların harcamaları daha şimdiden 1 milyar doları geçmiş.

Son güncelleme: 21:08 02.09.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı