• Turkhane Logo

AB-Türkiye hattında sancılı geri sayım

Yakınlaşma umuduyla yapılan Varna’daki AB-Türkiye liderler buluşmasında uzlaşma sağlanamadı. Varna buluşmasını DW Türkçe’ye değerlendiren uzmanlar, ilişkilerde kritik bir dönemece girildiği uyarısında bulunuyor.

21:18 27 Mart 2018 Salı
AB-Türkiye hattında sancılı geri sayım
Yakınlaşma umuduyla yapılan Varna’daki AB-Türkiye liderler buluşmasında uzlaşma sağlanamadı. Varna buluşmasını DW Türkçe’ye değerlendiren uzmanlar, ilişkilerde kritik bir dönemece girildiği uyarısında bulunuyor.

AB Dönem Başkanı Bulgaristanın ev sahipliğinde Varnada yapılan AB-Türkiye liderler buluşmasından uzlaşma çıkmadı. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Görüşmede Erdoğan ile herhangi bir konuda uzlaşı, mutabakat sağlayıp sağlamadığımızı soruyorsanız, yanıtım hayır” sözleriyle temel konularda anlaşmazlığın sürdüğünü kamuoyu ile paylaştı.

Varna buluşmasını DW Türkçeye değerlendiren Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Forumu Genel Sekreteri Laura Batallaya göre bu zorlu dönemde tarafların bir araya gelebilmiş olması bile önemli bir adım.

AB liderlerinin Türkiyede hukuk devleti ve temel özgürlükler alanındaki gerilemeden duydukları kaygıları, OHALin kaldırılması yönündeki beklentilerini Cumhurbaşkanı Erdoğana aktardıklarını vurgulayan Batalla, Uzun bir aradan sonra bu konular ilk kez masaya getirildi. Yakın geçmişte göç gibi konular görüşmelerin odağındaydı ve bundan ötürü AB çok daha çekingen bir tutum takınıyordu. Bu sefer bizim tarafımızda, liderlerimizin endişeleri dile getirmeleri için yoğun baskı oldu ve liderlerimiz Türk tarafına bunları açıkça dile getirdi. Bu önemli” dedi.






Tam üyelik hedefi korunuyor

AB-Türkiye ilişkileri konusunda uzman isimlerden olan TÜSİAD Genel Sekreteri Bahadır Kaleağası ise liderler arasında gündemdeki konularda ilişkin somut ilerleme kaydedilemese de Türkiyenin AB tam üyelik hedefinin korunduğu konusunda yapılan vurgunun olumlu olduğunu kaydetti.




Kaleağası, DW Türkçeye yaptığı değerlendirmede AB ve Türkiye liderleri, tam üyelik dışında bir çerçevenin düşünülemeyeceğini, Türkiyenin farklı bir kategoriye, lige düşürülmeyeceğini, ayrıcalıklı ortaklık sonucuna yol açabilecek bir gidişat içine sokulmayacağı konusunda hem birbirlerine hem kendi kamuoylarına mesaj verdiler. Kanımca en önemli nokta buydu” şeklinde konuştu.

Top Türkiyenin sahasında

Almanyanın eski Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz da AB-Türkiye ilişkilerinin geleceği konusunda artık topun Ankaranın sahasında olduğu kanısında. Varnadaki buluşmayı DW Türkçeye değerlendiren Cuntz, Türkiyenin Gümrük Birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi gibi alanlarda yükümlülüklerini yerine getirmesi durumunda, ABnin de bu konularda adım atacağını vurguladı.

Cuntz, Teklifler masada, vize serbestisi konusunda sadece bir kaç değişiklik yapılması gerekiyor. Erdoğan tek bir sözüyle bunların yapılmasını sağlayabilir. Vize serbestisini istiyorsa gerekli adımları atması yeter. Erdoğan bunu istiyor mu? İşte asıl soru bu” diye konuştu.

Türkiyenin AB sürecinin devam etmesinin önemine vurgu yapan Cuntz, son dönemde uluslararası alanda yalnızlaşan Erdoğanın Varnada AB üyeliği stratejik hedefimiz olmaya devam ediyor” açıklamasını yapmasını da önemli ve olumlu olarak nitelendirdi.

ABnin reform beklentisi

Ancak Erdoğanın OHALin kalkması, demokrasi ve insan hakları alanlarında reform yönünde herhangi bir taahhütte bulunmaması AB çevrelerinde hayal kırıklığına yol açmış durumda. Erdoğanın Türkiye insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere saygılı demokratik bir hukuk devletidir” açıklamasını yapması ve mevcut sorunları reddeden bir üslup takınmasının da bu hayal kırıklığını arttırdığı yorumları yapılıyor.

TÜSİAD Genel Sekreteri Kaleağası, demokrasi ve insan hakları alanında atılacak adımların, Türkiyenin elini daha da güçlendireceğine dikkat çekti.

Kaleağası,Gerçek şu ki; demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve hukuk devleti konularında adım atılan dönemlere baktığımızda Türkiyenin sosyal ve kültürel etkisinin, dış politikada gücünün, terörle mücadelede dünyadan aldığı desteğin muazzam artığını ve ekonomik alanda rekabet gücünün yükseldiğini görüyoruz. Bu dönemler Türkiyeyi dünyada her anlamda hem güçlü kılmış, Türk halkının güvenliği ve refahı açısından da en olumlu dönemler olmuştur. Elimizde bunların tarihsel somut kanıtları var ve bu geleceğe ışık tutmalı” değerlendirmesini yaptı.

Kader anı için geri sayım başladı

Varnadaki Türkiye-AB liderler buluşmasının ardından dikkatler AB Komisyonunun 17 Nisanda Türkiye hakkında açıklayacağı ülke raporuna çevrilmiş durumda. Türkiyenin Kopenhag Kriterlerinden uzaklaştığı tespitine yer verilmesi beklenen rapor Avrupa Parlamentosunun da gündemine taşınacak.

Avrupa Parlamentosunun Komisyonun yayınlayacağı raporda yapılan değerlendirmeleri esas alarak kendi raporunu hazırlayacağını söyleyen Laura Batalla, Yeni bir karar üzerinde görüşmeler yapılacak, bu kararda Türkiye ile ilişkilerin geleceğine ilişkin referans olacak. Bu bir nevi Türkiye için kader anı olacak” diye konuştu.

Batalla, parlamentoda çoğunluğun müzakerelerin askıya alınmasından yana tavır almasının muhtemel olduğunu söylemekle birlikte Tavsiye niteliğindeki bu karar bağlayıcı olmayacak. Bu konudaki nihai kararı üye ülke liderlerinin zirvesinde alınabilir. Ama etkide bulunmamızı sağlayan tek araç olan müzakere sürecini sonlandırmakla ancak kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz. Kanımca Türkiyedeki demokrasinin geleceğini, hukuk devletini gerçekten önemsiyorsak, o zaman eleştirel olmakla birlikte yapıcı da olmamız gerekir” dedi.

Müzakere sürecinin askıya alınması halinde Türkiyenin tam üyelik sürecinin bir daha başlayamayacak şekilde kopacağına işaret eden TÜSİAD Genel Sekreteri Kaleağası ise ABde ‘hazır fırsat varken Türkiyeyi ikinci sınıf yapalım düşüncesiyle müzakere sürecinin sonlandırılması gerektiğini düşünen kesimler var. Ama şu an yeterli çoğunluğu sağlayamamış görünüyorlar. Ama belli olmaz tabii ki ne olacağı” diye konuştu.

Kaleağası, müzakere sürecinin sona ermesi durumunda bunun Türkiye için ekonomik, güvenlik ve demokratik değerlerler açısından bedelleri olacağı gibi, AB için de bedelleri olacağının altını çizdi.

Müzakerelere alternatif diyalog

AB ile Türkiye arasında üyelik müzakerelerinin tıkandığı bir dönemde, liderler zirvesi gibi gayrı resmi buluşmaların ilişkilerde öne çıkmaya başlaması, AB koridorlarında tartışmaları da beraberinde getiriyor.

AP Türkiye Forumu Genel Sekreteri Laura Batalla, bu sürecin Türkiye ile AB arasındaki mülteci mutabakatı ile başladığını anımsattı, bunu Ortak çıkarlar ve kaygıların konuşulduğu yeni bir platform” olarak nitelendirdi. Batalla, Ama gayet tabii ki daha etkin bir mekanizmamız, üyelik müzakereleri vardı. İlgili fasıllar bir üye ülke tarafından bloke edilmemiş olunsaydı orada konuşuluyor olunurdu. Şu anda müzakerelerin fiilen donmuş olması nedeniyle başka gerçekçi bir diyalog mekanizması yok” dedi.

TÜSİAD Genel Sekreteri Kaleağası ise Taraflar arasında karara bağlanması gereken pek çok konu var. Ayrıca anlaşmazlıkların, işbirliğinin de yönetilmesi gerekiyor. Kararların alınma mekanizması ortaklık konseyidir. Bu kararlar AB hukukunun parçasını oluşturuyor. Şu an ise mevcut koşullar ışığında diyalog bu şekilde yönetiliyor, sadece AByi ve Türkiyeyi en üst düzeyde temsil eden kişilerle bu toplantı olmakta” diye konuştu.

Değer Akal

© Deutsche Welle Türkçe

Son güncelleme: 21:18 27.03.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı