Avrupa Birliği’nde (AB), iltica başvurusu kabul edilmeyenlerin ülkelerine geri gönderilmesi süreçlerinin hızlandırılması ve cezaların sertleştirilmesine yönelik bir dizi önlem üzerinde uzlaşmaya varıldı.
Brüksel’de düzenlenen AB içişleri bakanları toplantısında benimsenen önlemler, AB’nin icra organı Avrupa Komisyonu’nun Mart ayında sunduğu tavsiyelere dayanıyor ve yürürlüğe girebilmesi için Avrupa Parlamentosu’nun (AP) da onayı gerekiyor. AP’deki güç dengeleri göz önüne alındığında, sertleştirilmiş önlemlerin onay almasına kesin gözüyle bakılıyor. AP’nin onayının ardından önlemlerin ayrıntıları üye ülkeler arasında istişare edilecek.
Uzlaşma, AB ülkelerinin göç politikalarını sertleştirme konusunda giderek artan kamuoyu baskısıyla karşılaştığı ve aşırı sağ partilerin hızla puan kazandığı bir döneme denk geldi.
Önlemler paketinin merkezinde, iltica başvurusu reddedilmiş kişiler bulunuyor. Bu kişilerin geri gönderilme süreçlerine aktif katılımı zorunlu hale getiriliyor, talep üzerine kimlik belgelerini ibraz etmeyenlere ağırlaştırılmış cezalar getiriliyor. Bu kişilerin yetkili makamlarca her an ulaşılabilir olması isteniyor. Yetkili makamlarla iş birliğine yanaşmayanlara karşı, ödeneklerin kısılması ya da ülkeye giriş yasağının uzatılması gibi önlemler geliyor. Bazı durumlarda hapis cezaları getirilmesi de gündemde.
AB sınırları dışında geri gönderme merkezleri kurulacak
Önlemler paketinin en önemli maddelerinden biri, oluşturulması planlanan geri gönderme merkezleri. AB sınırları dışında oluşturulacak geri gönderme merkezlerine, AB ülkelerinde iltica başvurusu reddedilmiş kişiler gönderilecek.
AB topraklarından ayrılmayı reddedenlere yönelik cezalar ağırlaştırılacak. İltica başvurusu reddedilenler, kendi ülkeleri yerine Avrupa’nın “güvenli” olarak sınıflandırdığı ülkelere gönderilebilecek.
Güvenlik riski olarak değerlendirilen kişilere yönelik daha sert kurallar geçerli olacak. Tutukluluğa gerekçe olabilecek eylemlerin kapsamı genişletilecek, tutukluluk süreleri uzatılacak.
Önlemler paketinin en tartışmalı maddelerinden, geri gönderme kararlarının tüm üye ülkelerde geçerli olması konusunda da uzlaşmaya varıldı. Böylece, bir AB ülkesinde verilen geri gönderme kararı, diğer üye ülkelerce de otomatikman tanınacak ve bir ülkede hakkında geri gönderme kararı çıkarılan kişi, başka bir AB üyesi ülkeye seyahat edemeyecek.
“Dayanışma” sisteminde uzlaşmaya varıldı
AB ülkeleri ayrıca iltica başvurusunda bulunmuş 30 bin kişinin üye ülkelere dağıtımını hedefleyen “dayanışma” sistemi üzerinde de anlaşmaya vardı.
Sistem, başvuruların yoğunlaştığı Yunanistan ve İtalya gibi üye ülkelerin yükünü hafifletmeyi hedefliyor. Buna göre diğer üye ülkeler ya bu ülkelerdeki ilticacıların bir kısmını kabul edecek ya da bu ülkeye ilticacı başına 20 bin euro ödeyecek.
STK’lar tepkili
AB’nin üzerinde uzlaştığı yeni önlemler, göç alanında çalışan kuruluşlar ve aktivistlerin ise tepkisine neden oldu.
Kimlik belgesi bulunmayan göçmenlere yardım faaliyetleri yürüten sivil toplum kuruluşu PICUM’dan Silvia Carta, “Avrupa Birliği güvenliğe, korumaya ve kapsayıcılığa yatırım yapmak yerine daha da fazla insanı tehlikeye itecek ve yasal boşluk içinde bırakacak politikaları tercih ediyor” eleştirisinde bulundu.
AB resmi verilerine göre, 2025’in ilk yarısında iltica başvurularında Fransa 78 bin başvuruyla başı çekti. Fransa’yı 77 bin başvuruyla İspanya ve 70 bin başvuruyla Almanya izledi.
AB’ye üye 27 ülke ile Norveç ve İsviçre’yi kapsayan 29 ülkede bu yıl Haziran sonuna kadar toplam 399 bin iltica başvurusu yapıldı. Bu, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 23’lük azalma anlamına geliyor. Düşüşte, Beşar Esad rejiminin devrilmesi sonrasında Suriye’den başvurularda kaydedilen azalmanın etkili olduğu belirtiliyor.







