ABDli uluslararası danışmanlık şirketi McKinseyin, Türkiye ekonomisinin karar mekanizmalarında etkin rol oynamasının kararlaştırılmasının ardından, kamuoyunda şirketin bağlantıları, Türrkiye-ABD ilişkilerinde temsil ettiği anlam ve dışa bağımlılık konusunda başlayan tartışma devam ediyor.
ABD Başkanı Donald Trumpın, Rusya-İran-Türkiye arasında gerçekleşen İdlib mutabakatı nedeniyle Türkiyeye teşekkür etmesinin normal olmadığını, zira anlaşmanın ABDnin can düşmanı da sayılabilecek İran ve Rusya ile gerçekleştiğini hatırlatan Takan, Washington yönetiminin İrana karşı kapsamlı bir ambargo kararı aldığını ve tüm dünyaya da bu çağrıya uyması uyarısı yaptığını hatırlattı.
McKinsey tartışması sürerken, İstanbul merkezli çok sayıda ilde para aklama başta olmak üzere, mali suç işleyenlere yönelik düzenlenen şafak operasyonuna işaret eden Takan, bu kişilerle ilgili, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ekonomik ve finansal güvenliği hedef alanlara yönelik başlatılan soruşturmada 417 kişi hakkında gözaltı kararı verildi açıklamasına değindi ve ekledi:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı açıklamada İran ayrıntısı gözlerimizin içine sokuluyordu;
Bu işlemleri gerçekleştiren kişilerin komisyon adı altında menfaat temin ettiklerinin, transfer alıcılarının büyük çoğunluğunun ABDde yerleşik İran uyruklu kişiler olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Operasyon, ertesi gün (çarşamba), Kayıt Dışına Büyük Gözaltı başlıklarıyla gazetelerin manşetlerine taşındı. Manşet olmak hakkıydı bu haberin. ABDdeki İranlıların hesabına 2 milyar 455 milyon TL kaçıran 417 kişi hakkında gözaltı kararı verildi deniyordu.
Takan, ayrıntıların daha da şaşırtıcı olduğunu, gözaltına alınan 280 kişiye PKK, F..., DHKP-C suçlaması yöneltilirken, bu kişilerin yurtdışına gönderdikleri paradan komisyon aldıkları ve paranın gönderildiği adreslerin ABDdeki İranlılar olduğunun tespit edildiğini vurguladı.
Bu olayın kendisinde 17-25 Aralıkı çağrıştırdığını belirten Takan, yazısını şu satırlarla sürdürdü:
Ne oluyor acaba diye kurcalarken, dün, bir gün önce gazete manşetlerine taşınan haberin devamı ile ilgili en ufak bir haber kırıntısına rastlayamamak beni daha da derin şüphelere itti. Pirelendim, uyuz oldum!.. Düşman ilan ettiğimiz Trumpın teşekkürü... McKinsey ile yapılan gardaşlık anlaşması... 417 kara paracının tespit edilip aynı anda 280 kişinin paketlenmesi... Üst üste gelmesi Türk filmlerindeki gibi sadece basit bir tesadüften ibaret miydi?.. Yoksa!.. McKinseyye haksızlık mı etmiştik?.. Adamlar bize yapacakları kıyakların anlaşılması için fragman mı gösteriyordu?..
Kaşına kaşına emniyetin yolunu tuttum. Dev operasyonda listelerin ve çok önemli bazı kozmik bilgilerin FBIdan geldiği bilgisine ulaştım. Daha fazla ayrıntı almayı başaramadım. Emniyetten çıkarken kurdeşen olmuş gibiydim!.. Bilgiler, Reza Zarrabı paketleyip götüren sonra da himaye altına alan FBIdan gelmişti!.. Talep Amerikadan; İranlıların Türkiye üzerinden yaptığı para transferlerinin kontrolü... Bir FBI ortaklığı, işbirliği söz konusuydu!..
Takan, bu olayların üst üste gelmesinin bir tesadüf olmadığını ima ettiği yazısında, İrana yönelik ambargonun kasım ayında başlayacağını, AKPnin ambargoya uymayacakmış gibi yapıp İrandan doğal gaz alıyoruz. Milleti soğuktan donduralım mı dediklerini kaydetti ve ekledi:
Türkiyenin ambargoya uyması için ince bir dümen mi kuruldu?.. ABDnin bazı talepleri karşılığında gizli anlaşmalar mı yapıldı?.. McKinsey kardeşliğinin altında daha neler var?..
Derken... Derken... Kaşıntılarıma hak veren ünlü bir siyaset insanı ile operasyonu konuşuyordum. Senin haber kaynakların iyidir. Bulgaristana da bakıver bir zahmet dedi. Avrupaya açılan yolda kaçak altın trafiği ve Bulgaristan. İktidarın yeniden ateşlenen AB aşkı!.. Avrupanın Türkiyedeki kriz yüzünden kendi bankacılık sisteminin zarar görmemesi için telaşı... Çok soru var!..
Papaz da kaçacak gibi...
Galiba, McKinseynin dönüşü muhteşem oldu!..
