• Turkhane Logo

Uyuşturucu satana, hırsıza af, düşünene ceza!

Hükümet yeni bir Yargı Paketi hazırlığında.

09:11 24 Mart 2020 Salı
Uyuşturucu satana, hırsıza af, düşünene ceza!
Hükümet yeni bir Yargı Paketi hazırlığında.



KaranlıktakiAydınlıkten Erhan Başyurtun analizi şöyle; Kamuoyunda  ‘kısmi af’  olarak bilinen düzenleme üzerinde AKP ve MHP anlaşmış. Teklifin Meclis’e sunulması bekleniyor.Çalışmalar iki yıldır gündemde.

Özellikle seçim dönemlerinde  ‘havuç’  olarak kullanıldı. Ancak bir türlü somut adım atılmadı.


Şimdi virüs salgını kapsamında, kapasitesinin 100 bin üzerindeki cezaevlerinde önlem alınması söz konusu olunca, yeniden raftan indirildi. 

Habertürk Ankara Temsilcisi  Muharrem Sarıkaya, AKP ve MHP’nin uzlaştığı paketin detaylarını yayınladı.

İşte o satırlar;

“Düzenleme ile 1 Mart 2020’den önceki suçlarda infaz kurumunda geçirmesi gerekenlere sürenin yarısı oranında indirim yapılacak.

Denetimli serbestlik de bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıl uygulanacak.

Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma ile Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti  suçu da kapsam içine alındı. Bu suçu işleyenler de indirimden yararlanacak.

Yapılan bir diğer yeni düzenleme ile örgüt lideri olmamak kaydıyla  60 yaşından büyük  hasta her mahkum  denetimli serbestlikten yararlanacak ve bu kişilere 4 yıl olarak uygulanacak.

Ayrıca yargılamada reform yapılarak  evde infaz  uygulamasına geçilecek ve  yaşlılar ile hamileler  cezalarını evlerinde çekebilecek…”

Sarıkaya,  infaz indiriminden yararlanmayacak suçlar kategorisini de yazmış:

“Terör suçları,  örgütlü terör suçları, kasten adam öldürme, cinsel istismar, kadına ve çocuğa şiddet, soykırım suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, insan üzerinde deney suçu, organ ve doku ticareti, devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik fiiller, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs, kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişi hürriyetinden yoksun kılma, bilimsel deneylere tabi kılma, zorla hamile bırakma, zorla fuhşa sevk etme, işkence, Atatürk aleyhine işlenen suçlar ve Orman Kanunu’na aykırı suçlar…”

***

Sözcü Gazetesi yazarı  Deniz Zeyrek  de yasanın yürürlüğe girmesi halinde tahliye olacakların rakamlarını yazdı.

Ankara’da ciddi bir çalışma yapıldığı ve gazetecilerle de kamuoyu tepkisini ölçmek için paylaşıldığı anlaşılıyor.

Zeyrek’e göre, yasanın kapsamı dar tutulursa ilk etapta 20 bin, yasanın çerçevesi geniş tutulursa ilk yıl içerisinde 100 bine kadar çıkacak tahliyeler söz konusu olacak. 

Bunların önemli bir kısmı ev hapsi şeklinde…

***

Birincisi,  ceza ve tutuk evlerindeki 300 bin kişinin çok büyük kısmı yüzde 70’i henüz sanık, zanlı yanlı haklarında bir hüküm yok. ‘Tedbiren’ tutuklular yani beraat de edebilirler.

İkincisi,  ceza ve tutukevindeki 300 bin insan koronavirüsü nedeniyle, dışarıdaki insanlardan daha da büyük bir risk altında. Hijyen yok, bağışıklık sistemleri daha düşük, izole ve hatta salgın halinde tedavi imkanı yok. Kapalı ortamda salgının yayılma riski daha yüksek.

Evrensel hukuk ve anayasamıza göre, cezaevlerindeki hükümlü ve tutukluların yaşam hakkının temini de devletin sorumluluğundadır. 

***

Bu şartlar altında, hastalar, risk grubundaki 60 yaş üstü tüm tutuklular, hamile ve 0-6 yaş annesi tüm tutuklu ve hükümlüler, ivedilikle serbest bırakılmalı ve ev hapsine alınmalıdır. 

“Haklarında hüküm kesinleşene kadar herkes suçsuzdur”  temel insan hakkı ilkesi gereği, haklarında hüküm bulunmayanların, suçüstü yapılan ve kaçma şüphesi olan çok azı istisna, tutuksuz yargılanması temin edilmelidir.

Ankara kulislerinde dolanan şekliyle, hırsızlara, dolandırıcılara, kapkaççılara, çete üyelerine adi suçlulara tahliye imkanı verip, bir tweet attığı için, bir haber yaptığı için, iktidarı eleştirdiği için ‘terör’ suçlaması ile hapse atılanları tutmak resmen bir ayrımcılık suçunun işlenmesidir. 

Hükümet, hukuk önünde eşitlik ilkesi gereği, bir düzenleme yapacaksa bunu keyfi olarak gerçekleştiremez.

Muhaliflerini keyfi cezalandırıp, ‘siyasi esirler’ olarak içeride tutamaz.


***

Hükümet şayet adi suçlaları, hırsızları, dolandırıcıları, uyuşturucu satıcılarını, kapkaççıları, çete mensuplarını salıp, gazetecileri, siyasileri ve aydınları tutsak etmeye devam ederse,  bu Türkiye için virüsten daha tehlikelidir. 

Diyebilirsiniz ki,  Türkiye koronavirüs ile uğraşırken, halk can derdindeyken hükümet Batman, Lice, Ergani ve Silvan’ın HDP’li belediyelerine kayyım atadı… Yargı Paketi’nde de bu zihniyetini sürdürecektir…

Diyebilirsiniz ki, KHK ile ihraç edilmiş Türkiye’nin tek koronavirüs uzmanı doçent doktora tedavi olmaktansa, koronavirüsten ölmeyi yeğleyen  ‘derin yapılar’  halen aktif… Nefret suçu açıktan işleniyor…

Diyebilirsiniz ki,  koronavirüs ile mücadele ederken bile, bir kesime olan nefretleri, akılları ve vicdanlarının önüne set çekmiş ‘güç sarhoşu’ bir grup yandaş halen “aman ha f... ile mücadeleyi sekteye uğratmayın” kampanyası yapıyor…

Haklısınız. İktidar ektiği nefret tohumlarının meyvesini aldı. Ülkede artık resmen ve açıktan ayrımcılık ve nefret insan hakları suçu işleniyor. 

Cezaevlerinden hırsızlar, uyuşturucu tacirleri, dolandırıcılar, kapkaççılar, adi suçlular çıksın, ancak eli kalem tutan, düşünen ve muhalif hiç kimse sağ çıkmasın istiyorlar… Mahkemeden beraat alsa bile göreve dönmesin, aç kalsın, yok olsun istiyorlar…

Salgın, kitlesel kıyımlara neden olsa, soykırımı işlense mutlu olacak, kına yakıp oynayacak gözleri dönmüş bağnaz bir kitle var.


İktidar mı onları büyütüyor, onlar mı iktidarı belli değil…

***

Ancak iktidarın ceza indirimini düzenlerken bile eşitlik ilkesini çiğneyip resmen ayrımcılık yapması, muhaliflere yönelik nefret suçunun resmiyet kazanmasıdır… Zaman aşımı olmayan bir insanlık suçu işlemesidir… 

Nefret ve ayrımcılık işlenerek esir tutulan siyasi suçlulara korkulduğu gibi salgının bulaştırılması, bir katliam yaşanması halinde de işkence ve bile bile soykırımı suçu işlenmiş olacaktır… 

Son güncelleme: 09:11 24.03.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı