• Turkhane Logo

'Tüm bunlar olurken sen devlet olarak ne yapıyordun?'

WP Gazetesi yazarı Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürülmesiyle ilgili detaylara her geçen gün bir yenisi eklenirken, güvenlik güçlerinin bu süreçte ihmali olup olmadığı yönündeki tartışmalar da devam ediyor.

15:29 24 Ekim 2018 Çarşamba
'Tüm bunlar olurken sen devlet olarak ne yapıyordun?'
WP Gazetesi yazarı Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürülmesiyle ilgili detaylara her geçen gün bir yenisi eklenirken, güvenlik güçlerinin bu süreçte ihmali olup olmadığı yönündeki tartışmalar da devam ediyor.

Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat İde, Kaşıkçıyı adım adıma ölüme götüren süreçle ilgili kritik anları paylaştığı yazısında, 28 Eylül Cuma günü 11.50de Kaşıkçının konsolosluk binasına girdiği andan itibaren infazına karar verildiğinin anlaşıldığını belirtiyor.

İde, günler süren hazırlık sırasında Türkiyeli güvenlik güçlerinin hiçbir şeyden haberdar olmamasına tepki gösteriyor ve devleti kastederek, Sen ne yapıyordun sorusunu yöneltiyor.

İde, Konsolosluk görevlilerinden bazılarının ülkelerine gitmeleri, hazırlıkların orada yapıldığına işaret ediyor. 1 Ekimde saat 16.30da, Pazartesi günü 3 kişilik ekip tarifeli seferle İstanbula iniyor diye yazdıktan sonra, bir başka ekibin de Belgrad Ormanı ve Yalovada keşif yaptığını hatırlatıyor.


Ardından gelen eylemlerin sırasında dair, İde şu bilgileri paylaşıyor:

2 Ekimde, aralarında Adli Tıpçının da bulunduğu, başka ekip gelip, otele yerleşiyor. 9 kişilik üçüncü ekip de bir başka otele hareket ediyor. Toplam 15 kişilik bu ekip sabah 09.50 ile 11.00 arasında ayrı ayrı gelip buluşuyor.

Önce konsolosluğun kamera sistemindeki hard-disk sökülüyor. Cemal Kaşıkçı 11.50de aranıp randevusu teyit ediliyor. Kaşıkçı 13.08de konsolosluğa yaya olarak giriyor. Bu saatten sonra da bir daha haber alınamıyor. Akşam saat 17.50de, resmî makamlara, nişanlısı tarafından konsoloslukta zorla alıkonulduğuna dair başvuru yapılıyor. İlgili birimler tahkikat başlatıyor. Bölgedeki kameraların incelenmesi sonucu Kaşıkçının çıkmadığı kesinlik kazanıyor.

İde ardından da, bu bilgilerin yabancı basından kolaylıkla öğrenilebildiğini hatırlatıyor ve devlet olarak sen ne yapıyordun sorusunu yöneltiyor. 

Suudi istihbaratını, dünyanın en beceriksiz istihbarat örgütlerinden biri olarak nitelendiren İde, Hollywood filmlerinden bir senaryo seçiyor.. Elini kolunu sallayarak ülkene geliyor.. Yanlarında Teknik eleman, Adli Tıpçı bile getiriyorlar..Yalova senin, Belgrad ormanları benim.. Oraya gidiyorlar.. Buraya gidiyorlar.. Konsoloslukta buluşuyorlar.. İşlem tamam.. Adli Tıpçı bile gelmiş.. Sen Tüpçü Fikret gibi seyrediyorsun.. eleştirisinde bulunuyor.

İde, eleştirilerini şu satırlarla sürdürüyor:

Güzel güzel anlatıyorsun da, Sen ne yapıyordun? sorusuna cevap yok..

Viyana sözleşmesinde dokunulmazlığı varmışmış.. Bütün diplomatlar açıkladı.. Konsolosun bu noktada dokunulmazlığı yok.. Bunu bilmiyor olamazsın..Olayın faili.. Değilse azmettiricisi.. O da değilse tanığı, elini kolunu sallayarak gidiyor..

Millî İstihbarat Teşkilatın neyle meşgul ki, İstanbul, Amerikan filmlerinin setine dönerken, benden daha derin uyuyor?

Emniyet İstihbaratın neyle meşgul ki, gelen ekip turistik gezi bile yaparken, benden daha habersizsin? Gocunmaya gerek yok, bir cinayeti bile eline yüzüne bulaştıracak kadar beceriksiz bir teşkilat, ülkeni yol geçen hanına çevirirken, sen ne yapıyordun? 
 
 

Son güncelleme: 15:29 24.10.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı