• Turkhane Logo

Suriye'yi Selefileştirme Projesi

Erdoğan'ın aniden çark edişi ve Körfez turunun sırrı.

10:20 14 Şubat 2017 Salı
Suriye'yi Selefileştirme Projesi
Erdoğan'ın aniden çark edişi ve Körfez turunun sırrı.

Erdoğanın Son Dönüşü

Erdoğan çıktığı Körfez turu çerçevesinde Pazartesi günü Bahreyndeydi. Türkiye Körfez ziyaretleri Akp hükümetinin bir rutini haline gelmiş olsa da, son ziyaret Erdoğanın Ağustos ayında Moskovaya yaptığı ziyaret kadar önemli.

Rusya ziyaretinde Putinden özür dileyerek Rusya-İran blokuna katılan Erdoğan bu defaki Körfez ziyaretiyle Sünni blokuna geri dönüşün işaretlerini verdi. Erdoğan Bahreynde aynı gün içerisinde, İsrailin yeni yerleşim yerleri projesini eleştirdi; 1 milyon insanın katili olarak tanımladığı Esedin zulmüne sessiz kalmamanın gerekliliğine değindi; ve Suriyede güvenli bölge kurma projesini anlattı.

Uzun süredir Putinin gölgesinde eski siyasal İslamcı jargonunu kullanmayan Erdoğanın aynı gün içinde bu noktaları dile getirmiş olması akla Erdoğan yine mi çarkediyor? sorusunu getirmekte. Erdoğanın Washingtonın tutumunu siyasal islamcılığa geri dönebileceği şeklinde yorumlamış olması yüksek bir ihtimal. Bahreyn Orkestrasının da Erdoğanı Ertuğrul dizi müziğiyle karşılaması Körfezde de benzer bir algının olduğu şeklinde değerlendirilebilir.

Yeniden Zalim Esed

Erdoğan geçtiğimiz Kasım ayının sonunda Suriyeye zalim Esed hükümranlığına son vermek için girdik dediğinde Moskovadan sert tepki almış ve kısa süre sonra çark ederek
Fırat Kalkanı operasyonunun kimseyi hedef almadığını açıklamak zorunda kalmıştı.

Anlaşılan, Trumpla telefonda görüşmek ve CIA Başkanını Ankarada ağırlamak Erdoğana yeniden cesaret vermiş ki, Bahreyndeki açıklamalarında uzun uzun Esede ve zulmüne değindi, müdahale etme gereğinden bahsetti. Bu duruma Moskovanın nasıl bir tepki vereceğini görmek için muhtemelen çok beklemek gerekmeyecek.

GÜVENLİ BÖLGE

Erdoğanın ve hükümetin son günlerde sıklıkla dile getirdiği bir diğer konu ise Suriyede güvenli bölge kurulması konusu. Güvenli bölgenin iki önemli boyutu var. Birinci boyutu Türkiye-Moskova ilişkileri. Rusya Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz hafta üst düzey bir diplomatının ağzından Suriyede güvenli bölge kurulması projesine karşı olduğunu, Türkiyenin güvenli bölge kuracağını düşünmediklerini bir kere daha vurguladı. Buna karşılık Erdoğanın açıkça güvenli bölgeyi yeniden gündeme getirmesinin ikili ilişkilere nasıl bir etki yapacağını zaman gösterecek.

Güvenli bölge projesinin bir diğer boyutu ise bu projenin nasıl hayata geçirileceğine ilişkin. Erdoğanın açıklamalarına bakılırsa Ankara güvenli bölgenin hava desteğini (özellikle de uçuşa kapalı alan ilan edilmesi halinde) ABDnin sağlamasını, maliyetini ise Körfezin karşılamasını ummakta.

Aslında, Ankara bir süredir güvenli bölge kurma hazırlıkları yapmaktaydı. Mesela, Türkiyedeki Suriyelileri Fırat Kalkanı harekatında ele geçirilen bölgelerin güvenliğini sağlamak üzere silah altına alma ve eğitme çalışmaları devam etmekte. Benzer projelerin eğitim ve belediyecilik gibi alanlarda da yapıldığına kuşku yok.

Güvenli bölgenin mali yönünü ise, Erdoğanın bugün açıkladığı üzere, Körfezin sağlaması ümit edilmekte. Böylece uzun süredir Suriyede oyun dışı kalan Riyad yeniden sahaya girecek.

Ancak Körfezin sadece parasını ödeyip geri çekileceğini beklememek gerekir. Riyad böylece hem bölgedeki etkinliğini yeniden artırma  hem de Suriyeliler üzerinde nüfuzunu güçlendirme fırsatı elde edecek.

Geçtiğimiz sene başında Riyada yapılan ziyarette Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmezin Türkiyedeki Suriyelilerin eğitim programını Suudi Arabistanın üstlenmesini teklif ettiği daha önce arap medyasında yer almıştı. Benzer şekilde güvenli bölgeye yerleştirilecek Suriyeli mültecilerin yerleşim yerlerinde etkin bir Selefi-Vahhabi varlığının ortaya çıkması çok yüksek bir ihtimal.

Aktifhaber/ANALİZ

Son güncelleme: 10:20 14.02.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı