Ahmet Nesin, köşesinden AKPli Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğanın eşiyle birlikte Papadan dua istemesini analizle inceledi. Bir müslümanın yok etmek yada devşirmek zorunda olduğu bir Hristiyandan dua istemesini kendi dinine ihanet olarak gördüğünü belirten Nesin, dini bir tartışma yapmadığını ifade ederek kendi mantığını yürüttüğünü kaydetti.
Artı Gerçekteki yazısında Ahmet Nesin, şunları kaydetti;
Dini, daha doğrusu İslamiyeti benden çok daha iyi bilen arkadaşlarla konuştum, bana Erdoğanın yaptığının yanlış olmadığını söylediler. Doğal olarak da benim düşüncemin yanlış olduğunu söylemiş oldular. Ne yalan söyleyeyim ikna olmadım, o yüzden yazının başlığına dokunmadım.
Onların söylediğinde bir gerçek var, o da İslamiyetin giderek liberalleşmesi. Ancak İslamiyetteki liberalleşme kağıt üzerinde yapılmıyor, yani İslam alimleri çıkıp ta, Artık hırsızın eli kesilmeyecek yada 4 eşlilik artık günümüze uygun değildir, bunu unutun demiyorlar. Bunun bana göre en önemli örneklerinden biri eski Vakit yazarı Hüseyin Üzmezin bir çocuğu taciz olayında yaşandı. Yazarın adını anımsamıyorum ama yazdığı şuydu: Hüseyin Üzmez İslam dinine göre yargılanmalı, o zaman hapse girmez.
Bunun anlamı şuydu, Kurana göre tacize yada tecavüze uğrayan kadının bunu kanıtlayabilmesi için 4 canlı şahit göstermesi gerekiyor. Buna benzer şeylerin artık uygulanmıyor olması bişey değiştirmiyor bence, çünkü Erdoğan bunların uygulanabileceği bir ortamın gelmesine çalışıyor ve bunun için Halife olması gerektiğini de biliyor.
Bana göre Erdoğanın Papadan dua istemesinin İslamiyete aykırı olmasının nedeni bunlar da değil esasında. Kurandan Hristiyanlık üzerine yazılı ayetleri de örnek verebilirim ama derdim onlar da değil. Benim kafama takılı olan Cihat. İslamiyet bütün dünyayı Müslüman yapmak üzere kurulmuş bir din, bu da çok doğal bişey. İslamiyet esasında devleti yönetme üzerine kurulu bir din ve büyük tartışma buradan kaynaklanıyor. Yani Cihat dünyada yaşayan son insana kadar devam edecek bir olgu.
İşte ben de bu noktadan bakarak bu başlığı attım. İslamiyetin ortaya çıkmasıyla beraber Haçlı Savaşları da başlıyor, yani İslamiyetin en büyük rakibi Hristiyanlar ve onlarla savaşılıyor. İki taraf da birbirini istemiyor ama yeni gelen din kendisinden önceki dini yok etmeye çalışıyor. Hristiyanlık daha önceki din ve kitap olduğundan zamanında olmayan İslamiyet ve Kuran üzerine bişey söylemiyor. Ama Kuran öyle değil, hem Yahudiler hem de Hristiyanlar üzerine yazılı çok ayet var ve çoğu birlikte kaleme alınmış.
O yüzden ben bir müslümanın yok etmek yada devşirmek zorunda olduğu bir Hristiyandan dua istemesini kendi dinine ihanet olarak görüyorum. Bu yazıma biçok din bilginin itiraz edeceğini biliyorum. O yüzden şunu söylememde fayda var, ben dini ve bilimsel bir tartışma yapmıyorum, sadece kendi mantığımı yürütüyorum.
İkinci bir neden daha da önemli. Savaşın haklısı olmaz ama haklı olsa bile Erdoğan Müslümanları öldürüyor. Müslümanları öldüren bir koyu müslümanın (Papayla görüşmeye girmeden önce Din benim için her şeyden önce gelir ve tek konudur dedi) görüşmede Papadan dua istemesi bana garip geldi. Ne adına dua edecek Papa, Tanrım, Efrinde Kürt Müslümanları öldüren Gürcü asıllı Türk Müslüman Recep Tayip Erdoğana yardım et mi diyecek.
Neyse, bilimsel olarak haksız olabilirim ama bu yazıyı bile bile yazdım, çünkü bana işin içinde riyakarlık var gibi geliyor.
Olayda bir başka sorun daha var ve belki de hepsinden önemli ve bu yavaş yavaş hem Türkiyede hem de dünyada tartışılmaya başlanacak. O da Erdoğanın Papayla görüşmeye cumhurbaşkanı olarak değil, dini lider olarak gitmesi. Erdoğan bundan aylar önce kendisinin çok affeden olduğunu ima eden bir konuşma yapmıştı. Bu konuşma esasında tam olarak Kurandan alınmış bir açıklamaydı ve kendisini Hz. Muhammed yerine koymuştu. Bu açıklama fazla tartışılmadı, ben de o konuşmayı bulamadım. İç tepkiden dolayı kaldırılmış olabilir.
Anlayacağınız artık bir Halifemiz var ve bunu yakında yavaş yavaş açıklayacak. Hayırlı olsun, ne diyeyim.
