• Turkhane Logo

'O muhtarların hepsi Kürt desem yanlış mı olur? Hayır olmaz!'

Geçtiğimiz günlerde 259 muhtar, 'terörle iltisak' suçlamasıyla görevden alındı. Hemen hepsinin ortak özelliği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından düzenlenen 'muhtar günleri'ne katılmamaları ve Kürt olmaları.

15:32 17 Ekim 2018 Çarşamba
'O muhtarların hepsi Kürt desem yanlış mı olur? Hayır olmaz!'
Geçtiğimiz günlerde 259 muhtar, 'terörle iltisak' suçlamasıyla görevden alındı. Hemen hepsinin ortak özelliği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından düzenlenen 'muhtar günleri'ne katılmamaları ve Kürt olmaları.





Bu konuyu köşesinde irdeleyen T24 yazarı Aydın Engin, görevden almaların gündem arasında kaynayıp gitmesine göz yumulamayacağını belirtti ve ekledi:


Görevden alınan muhtarların hemen hepsi doğu ve güneydoğudan.

Hepsi Kürt desem yanlış mı olur? 

Sanırım hayır.

Erdoğanın muhtarlara çok düşkün olduğunu ironik bir üslupla ifade eden Engin, bugüne kadar Sarayda 46 muhtar buluşması düzenlendiğini ve 2 bin 500 muhtarın iftar yemeğine davet edildiğini hatırlattı. 

Sahi AKP Reisi muhtarlara neden bu kadar düşkün sorusunu soran Engin, 

Hatırlasanıza, muhtarları sadece sarayda ağırlamakla yetinmedi; aralarından en seçmeleri taa İspanya’ya “görgü ve bilgi artırma” gezisine yolladı. Yerli ve milli bir muhtar İspanya’da ne görür, ne gözler de bilgi ve görgüsünü artırır bilemem. Gel gör ki AKP Reisi’nin hikmetinden de sual olunmaz.

Bir kere ortada tartışmasız bir demokrasi suçu (ayıbı değil suçu) var. Muhtarlar o mahalledeki, o köydeki halkın oyları ile seçilir. Onları görevden almak seçmenlerin, yani halkın iradesini hiçe saymaktır. Burjuva demokrasilerinde de seçilmişliğe saygı duyulur, hatta adeta kutsallık atfedilir.

Ancak bu saygınlığın AKP Reisi’nin ve partisinin katında bir karşılığı yok. Kürt illerinde seçilmiş, hem de büyük oy farkı ile seçilmiş belediye başkanlarını sudan gerekçelerle görevden alıp yerlerine “kayyım” denen devlet memurları atayan AKP ve onun Reisi değil mi?

Dahası AKP Reisi yaklaşan yerel seçimlerde sandıktan “istediği gibi” belediye başkanları çıkmazsa, onları hemen görevden alıp yerlerine kayyım atayacağını daha şimdiden ilan etmedi mi?

Seçilmişlik böylesine ayaklar altına alınabiliyor, belediye başkanları ile yetinilmeyip “devletin kılcal damarlarına” kadar inilebiliyorsa, halkın iradesini, siyasal tercihlerini oyları ile belirlemesinin, yerel ya da genel yönetimleri seçim yoluyla belirlemesinin de bir anlamı kalmıyor.




 

Son güncelleme: 15:32 17.10.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı