• Turkhane Logo

M.Nedim Hazar yazdı: Kaplan kanatlı tosunlar!

''Siyasal İslamcılar kendilerinin oluşturduğu illüzyona öylesine kaptırmış durumdalar ki, kanat takılmış kaplan gibi her bir vahşete ve kötülüğe imza atmaktan geri durmuyorlar. Üstelik bunu itiraf etmekten de çekinmiyorlar.''

01:24 04 Temmuz 2020 Cumartesi
M.Nedim Hazar yazdı: Kaplan kanatlı tosunlar!
''Siyasal İslamcılar kendilerinin oluşturduğu illüzyona öylesine kaptırmış durumdalar ki, kanat takılmış kaplan gibi her bir vahşete ve kötülüğe imza atmaktan geri durmuyorlar. Üstelik bunu itiraf etmekten de çekinmiyorlar.''

Gazeteci ​M.Nedim Hazarın KaranlıktakiAydınlıkte yayınlanan makalesi şöyle:

Kaplan kanatlı tosunlar!


Konfüçyüs’ün şöyle şahane bir sözü vardır:


“Kaplan’a kanat takarsan yapamayacağı kötülük yoktur.”

Büyük üstat fıtratta derç edilmiş kötülüğün büyük imkânlarla donatıldığında muazzam bir felakete dönüşeceğini anlatmak istemiş şüphesiz. 

Türkiye’de siyasal İslam’ın iktidarı konsolide ettikten sonra yaptıkları zulümleri görünce Konfüçyüs’e hak vermemek mümkün değil. 

Dünün mağduru ve her fırsatta dillerinden sevgiyi, Allah’ı, ahireti düşürmeyenlerin böylesine zalimleşebilmelerinin tek sebebi ele geçirdikleri konumları bir daha asla kaybetmeyeceklerinden emin olmalarından başka bir şey değil. 

Tıpkı Saddam Hüseyin gibi. 

Asla gitmeyi düşünmüyordu Saddam. 


O nedenle tüm kanunları kendi yani gücün lehine yaptırmıştı. 

Gücün hiçbir zaman başkasının eline geçebileceğine ihtimal vermediği için idamla yargılanırken adaletsizlikten ve kanunların haksızlığından söz etti. 

Hakim aynen şöyle dedi:

“Ama bu kanunların hepsini siz çıkardınız!”

Per ü perişan ettikleri bu bozuk kantarın bir gün kendilerini tartacağından hiç şüphemiz yok elbette. 

Ancak siyasal İslamcılar kendilerinin oluşturduğu illüzyona öylesine kaptırmış durumdalar ki, kanat takılmış kaplan gibi her bir vahşete ve kötülüğe imza atmaktan geri durmuyorlar. 

Üstelik bunu itiraf etmekten de çekinmiyorlar. 



İsmi Resul Tosun..

Yaşı gelmiş bilmem kaça. 

Ömrünü sözüm ona İslam davasına adamış ama Milli Görüş’ten Tayyibanizme savrulan bir noktada. 

Öylesine bir merd-i kıpti konumundaki ekranda “Cemaati biz öldürdük” diyebiliyor. 


Oysa tarihin ne yazacağı malum. 

Siyasal İslamcıların ahlaksızlıklarını ve hırsızlıklarını koruyabilmek için Ergenekon denilen canavara ülkenin yetişmiş en üst düzey kadrosunu yok ettirdiler. 

Hala da devam ediyorlar. 

Bir diğer ruh hastası ise, bir akademisyen. 

Sözde akademisyen. 

Kısa süre önce “15 yaşındaki kızlar fizyolojik olarak en şahane dönemdedir, çocuk doğurmalıdır.” gibisinden şeyler saçmalayınca üniversiteden “Bu kadar da saçmalanmaz” denilerek atılmıştı. 


Akit şeysi ona mal bulmuş Tayyibi gibi sarılmış durumda. Yine çıkardılar ve bu sefer Cemaatin Nazi döneminde olduğu gibi kamplara alınması ve rehabilite edilmesi gerektiğini söyleyebildi bu hasta ruhlu sefil yaratık. 

Bedenleri devlete aitmiş insanların ve devlet istediği gibi tasarrufta bulabilirmiş. 

Nazilerin bile aklına gelmeyecek bir sapkınlık bu. 

Hatırlatayım, Naziler de vaktiyle Yahudi kamplarına rehabilitasyon merkezi diyorlardı. 

Keza günümüzde Çin de Uygur Türkleri için kurduğu yok etme kamplarına rehabilitasyon kampları diyor.
 

Bu vahşi ruhların nasıl bir sapığa dönüşebileceğini görebilmek için Erdoğan isimli birinin çıkması gerekiyormuş sanırım. 

Ki vahşi bir ruha kanat takılsın ve yapamayacakları kötülük kalmasın!


Kaynak: KaranlıktakiAydınlık

Son güncelleme: 01:24 04.07.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı