Gazeteci Çiğdem Toker bugünkü yazısında, dört yılı kazıyla geçecek denilen Kanal İstanbul projesinin yatırım bedeli 75 milyar TL olarak açıklandığını, bunun bugünkü döviz kuru üzerinden 12 milyar 626 milyon dolar ettiğini hatırlatarak Gelin görün ki, işin sahibi konumundaki Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında 2018 yılında hazırlanan resmi sunumda Kanal İstanbulun toplam maliyeti 20 milyar dolar görünüyor diyor.
Ulaştırma Bakanlığının sunumunun, Altyapı Yatırımlar Genel Müdürlüğünün o zamanki genel müdürü Erol Çıtakın imzasını taşıdığını vurgulayan Toker; 40 sayfalık sunumun bu sunumun 37. sayfasında özet bilgiler paylaşıyor:
– Toplam kazı, nakliye ve depolama maliyeti: 10 milyar dolar
– Kaplama, sızdırmazlık, zemin ıslahı, mendirekler, acil yanaşma rıhtımları, işletme tesisleri vb: 5 milyar dolar
– Toplam kanal yapım maliyeti: 15 milyar dolar
– Altyapı deplasmanları ve ulaşım sistemleri: 5 milyar dolar
TOPLAM PROJE MALİYETİ: 20 milyar dolar.
Bunun da bugünkü kur üzerinden 118 milyar TL ettiğine dikkat çeken Toker, iki rakam arasında 43 milyar TL gibi devasa bir farkın varlığına işaret ediyor:
Bakan Kurumun yap-işlet-devret, yap-işlet, yap-kirala-devret diye üç model saydığını ama sonuçta hepsinin aynı kapıya yani kamu özel işbirliği (KÖİ) modeline çıktığını belirten Toker şöyle devam ediyor:
Bu da yabancı bankerlerden alınacak kredileri eninde sonunda bizim ve çocuklarımızın ödeyeceği gerçeğini değiştirmiyor.
Aynı sunumda yer alan “Kanal ile entegre yapılar” başlıklı haritalı bir görselde “İGA Limanı” göründüğünü hatırlatan Toker, Devletin resmi sunumundaki bu sayfa bize, Kanal İstanbul projesi karar sürecinin, Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa ile birlikte oluşturulduğunun ipucudur diyor.