• Turkhane Logo

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Ramazan, yaşam tercihlerimizi düzenleme fırsatına dönüşmeli

08:50 27 Mart 2023 Pazartesi
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Ramazan, yaşam tercihlerimizi düzenleme fırsatına dönüşmeli





Toplum içinde hayatımızı sürdürmek zorunda olan bizler her gün farklı şeylerle meşgul oluyor, önümüze çıkan alternatiflerden birini seçerek hayatımıza yön veriyoruz. Ancak yaptığımız bu tercihin insani ve ahlaki olup olmaması bizim geçmişten beri edindiğimiz kazanımlara ve irademize bağlı olarak değişiyor. Özellikle toplumsal kural ve kaidelerin yerleşmediği beldelerde bireyler, bazen bencilce duygularının esaretine girip yanlış yol ve yöntemlere tevessül edebiliyor.



Kendine aşırı güvenen, yapacaklarını tekrar tekrar gözden geçirip getirecekleri hakkında değerlendirme gereği duymayanlar, bilgiçlik peşinde koşarken toplum dokusunu bozacak hata ve kusurlar işleyebiliyor. Bilhassa öne geçip onlara yol gösterme konumunda olanlar, yapacakları hataların aşağıya doğru yayılacağını düşünmeden attıkları adımlarla hiç farkına varmadan kötülüklerin yerleşip kökleşmesine hizmet ediyor.



Günlük koşuşturma içinde bazen moral değerlere bağlı olanlar da bunun gibi onlarca kabahate imza atıyor.



-Yüce yaratıcıyı özendirmek isterken bile kendini pazarlama gayretinde olanlar,



-Varsa bir lütuf olarak verilmiş yeteneklerini öne çıkarıp onunla insanlar üzerinde üstünlük kurmaya çalışanlar,



-Hakkını vererek dinin emir ve yasaklarına uymanın getirdiği özgüven ile başkalarına tepeden bakanlar,



-Kimseyle dayanışmaya ihtiyacının olmadığı vehmine kapılarak, ayrıştırıcı davranışlara girenler olabiliyor.



Kabiliyetlerini toplum yararına kullanacağı yerde, onlar arasına fitne tohumları ekip zarar verebiliyor.  



Kendini beğenen, davranışların sorgulama gereği duymayan bu anlayışta biri, inanç sahibi de olsa düşünce sapmasından korunamıyor. Bedeninin sınırlarını bilmeyen, bunlar üzerinde fikir jimnastiği yapma gereği duymayan insanların bu türden vartalara düşmesi an meselesi.



Ramazan ayına girdiğimiz şu günlerde Allah, oruç tutarak aczini tam idrak eden insanlara yaşam tarzını yeniden değerlendirip düzenleme fırsatları sunuyor. Benlik iddiasıyla herkese tepeden bakan biri, özellikle akşam saatlerinde bütün enerjisinin azaldığını, hiçbir konuda hak iddiasına mecalinin kalmadığını görüyor ve yiyeceğe ulaşamadığı zaman her şeyinin elinden alındığını, benlik davasının içinin boş olduğunu hissediyor.



Oruç inanan bir insana lahuti alemlerden gönderilmiş bir hediye gibidir, her mümin kendi değerlerine bağlılığı nispetinde bu aydan daha çok istifade eder.



-Kimisi için, hiç tanışmadığı ibadetlerle buluşma zamanı olur,



-Kimisi, yüce yaratıcıya tam yönelmenin yollarını arayıp bulur,



-Bazıları da Allah’a daha yakın olmak, gönlünü onun sevgisiyle doldurmak için çaba harcar.



Onun kendine kazandıracaklarından haberdar olanlar daha dikkatli davranır, daha çok faydalanmaya çalışır. 



Ramazan’ın toplumda ilk anda fark edilmeyen birçok psikolojik ve sosyolojik tesiri vardır.  Mesela:



Dünyanın kirlerine bulaşmışların çoğu bu ayda kendini onlardan uzak tutma ihtiyacı hisseder.



-Koşar adım cehenneme doğru gittiği bilinenler, aniden bir karar değişikliği ile yönünü cennete doğru çevirir.



-Onu sürekli taşkınlığa iten bir türlü frenleyemediği iç dürtülerini, sınır tanımaz arzularını önleme fırsatı yakalar.



-Az yeme ve az konuşmak suretiyle büyük iddialardan ve başkasını incitecek söz ve davranıştan kurtulur.



-Sanki riyazete çekilmiş münzevi bir Allah dostu gibi bir ay kendini dünya nimetlerinde uzak tutar. 



Maneviyatını geliştirir ve bedeni haz peşinde koşma sonucu ortaya çıkan aşırılıklardan kendini koruyabilir. 



Nefsin istek ve arzularını frenleyemeyen biri açısından da oruç, bedeni hazlara kapalı bir döneme girildiği için ona kendi iradesini doğru yönde kullanma fırsatı sunar. Böyleleri için Ramazan hayatı düzene sokup kötülüklerden korunmaya kapı aralar, alkol bağımlılığı yüzünden dağılmaya yüz tutmuş bazı yuvalar bu ayın bereketiyle yeniden bir araya gelebilir, o güne kadar hiç aile sıcaklığı tatmamış çocuklar huzurlu bir eve kavuşur.



Birbirinden kopmuş toplum parçaları, teravih ve mukabele gibi vesilelerle camilerde toplanır, kendini cami ve cemaat dışında gören ve dışlanmışlık hissiyle toplumdan kaçanlar, yabancılaşmaktan kurtulur. Mahallelinin içten davranışları onları kendine çeker ve aynı ortamı paylaşanlarda oluşan güven dalgası daha geniş kesimleri kuşatır. 



Günlük koşturmalar yüzünden yüce yaratıcıya yönelip huzur bulma ihtiyacı hissetmeyenler, daldıkları bunalımlı dünya meşgalelerine kısa süre ara verip ibadete yönelir, camiyi ve cemaati unutmuşlar oranın sıcak atmosferine kendini atınca rahatladığını görür. Çocuklarına moral değerleri vermeyi ihmal edenler, kitle psikolojisi içinde ailelerinin bu değerlerle buluşacağı ortama kavuşur. Herkes bir şekilde çözemediği problemlere karşı başvuracağı bir kapı olan yüce yaratıcının varlığını hatırlar, dua ile ona yönelerek ihtiyaçlarını gerçek merciine sunar.



Oruç metafiziğin fiziğe hükmedeceği bir ortam hazırlar. Herkesin imrenerek baktığı hemen bütün büyük önderlerin bizden farkı onların oruçla sürekli nefis terbiyesi yapmalarında aranmalıdır. Açlıkla kendini frenlemeyi başaran bu insanlardaki olgunluk ve en anormal olaylarda bile soğukkanlılıklarını koruma anlayışı örnek olmalı, ramazanda kazanılan bu alışkanlığı diğer aylara yayma yolu aranmalı.



Her bireyin şu olmadan yaşayamam dediği birçok alışkanlığı var. Kimisi aşırı kilodan dolayı bedene zararlı olduğunu bildiği halde yeme dürtüsünün önüne geçemiyor. Kimileri bedeninin arzu ve isteklerini dengeleyemiyor. Bazısı sigara, alkol, vb. bağımlılıkları yüzünden kendine ve etrafına zarar veriyor. Bazılarının bağımlılık düzeyindeki bu türden kusurlu davranışlardan kurtulması için Ramazan büyük bir şans, bir ay boyunca kendini frenleyen birinin kazandığı bu alışkanlığı sürdürmesi, iradesine hâkim olup normalleşmesi anlamına geliyor.



Gelecek kuşaklara olumlu alışkanlıklar kazandırma gibi bir kaygı taşıyanlar açısından ramazan önemli bir zaman dilimi. İftarıyla sahuruyla toplu teravih namazlarıyla o güne kadar çocuklarınıza anlatma fırsatı bulamadığınız birçok şey kalabalık içinde kendiliğinden kazanılıyor.



İnsanlığın başına gelebilecek musibetlere karşı dayanma gücünü artıracak bir ön hazırlık vesilesi. Hayatında alışkanlıklarından vazgeçemeyeceğini zanneden biri açısından oruç, en önemli bağımlılık olan yeme ihtiyacına belli süre ara verip bedeni alıştırmaya vesile oluyor. Kendini nazlı bir bebek gibi gören her istediğine anında ulaşmaya çalışan biri, adeta ormanlık alanda komando eğitimine alınmış gibi iradesiyle akşama kadar yemeden içmeden uzak kalarak vücudunu disiplin altına alıyor.  



Başkasına ihtiyaç duymayan kendi kendine yettiğini düşünen kabuğuna çekilmiş birçok insan, kendi iç aleminden çıkıp toplumla buluşuyor, toplanma mahallerine gelenler dertleşip sorunlarını paylaşıyor. Kimin ne problemi varsa onlar biliniyor ve anlatılmadığı için çözümsüz bekleyen sorunlar dayanışmayla kolayca çözüleceği görülüyor.  Başkasına günahını vermekten kaçınanların yaşadığı cimri bir dünyada ramazan ve iftarlar yardımlaşma duygusunu coşturuyor, teravihler kılınıyor, kuranlar okunuyor, toplum maneviyatla yeniden buluşup canlanıyor.



Din, toplum hayatından çıkma eğiliminde iken karşılıklı mukabelelerle Kur’an tekrar hayatımıza giriyor, Allahtan uzak kalmış kalabalıklar, onun huzurunda bir araya gelmenin zevkini yaşıyor. Yaşamı kendinden ibaret görenler etrafında kendisi gibi birçok samimi insanın varlığıyla nefes alıyor. Ahlaki çöküntü yaşama eğilimindeki bir halk Kur’an ahlakiyle süslenip güzelleşiyor. İnançtaki sapmalar yüzünden korkutucu görünen ölümün yeni bir hayatın başlangıcı olduğu idrak ediliyor.



Dünya derdi arasında kaybolan ve önemsiz görünen maneviyat yeniden hayatımıza giriyor, her olaya maddi gözlükle bakan insanlar manevi gözlükler takıp perde arkasını görmeye çalışıyor. Maddeye daldığı için kendini boşlukta hisseden zihinler başını çıkarıp mananın derinlikleriyle karşılaşıyor ve hayat anlam kazanıyor. Hayatımızdan çıkarıp attığımız Kur’an yeniden hayatımızda yer buluyor. Onun hakkındaki zan ve kanaatlerimiz yeniden revize ediliyor. Yaşamın bir parçası haline gelen Kur’an ve sünnetin aydınlatıcı tayfları ile tanışılıyor.



Orucun insan bedenine birçok konuda faydası sayılsa da onun asıl faydası insanın kendi düşünce dünyasını yenilemesi. Böyle bir sonuç ancak bireyin kendine çeki düzen vermek için özel emek ve gayret sarfetmesiyle elde edilebilir. Yıl boyunca yapılan hatalı tercihler yeniden değerlendirilmeli, kurtulmanın yolları bulunmalı.



-İnsan, hiç olmazsa bu ayda dünyevi hırs kaprislerden dolayı yaptığı yanlışları terk edip, öfke ve nefret hislerini kontrol altına alarak çevresiyle daha sağlıklı ilişkiler kurmalı ve onlara bugüne kadar yaşattığı sıkıntılardan pişmanlık duyup nedamet içinde kendini affettirecek davranışlar içine girmeli.



-Kendini dünyanın merkezi olarak gören, kişisel istek ve arzularını tatmin için etrafının yaşam alanına tecavüz eden, sürekli birilerini hedef alıp onları aşağılayarak üstünlük taslamaya çalışanlar, hiç olmazsa bu ayda yaptıklarını yeniden değerlendirmeli çevresine zarar vermekten kaçınmalı.



Ramazan’a bu niyetlerle girenler;



-Başkasının manevi şahsiyetini didiklemeye kapıları kapatacak,



-Gözlerini onu kötülüğe itecek manzaralardan koruyacak



Her söylediğinin olumlu olması, her şeye insafla bakması, gereksiz onu meşgul edecek çirkinliklerden kendini muhafaza etmesi gerekecektir. Bedenini oruçla temizlediği gibi ruhunu da temizlemenin yollarını arayacaktır.



*Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “herkul.org” sitesindeki yazısından faydalanılmıştır.



İsmail S. Gülümser

Son güncelleme: 08:50 27.03.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı