• Turkhane Logo

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kimse ‘yeni mahalle’nin ekmeğine yağ sürmek istemez!

''İstihbarat etrafında toplanmış farklı kesimlerden art niyetliler, ülkenin en masum ve en faydalı bireyleri hakkında her gün ayrı bir kurgu planlıyor ve kullanışlı aparatları yardımıyla hayata geçiriyor.''

13:25 17 Nisan 2023 Pazartesi
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kimse ‘yeni mahalle’nin ekmeğine yağ sürmek istemez!
''İstihbarat etrafında toplanmış farklı kesimlerden art niyetliler, ülkenin en masum ve en faydalı bireyleri hakkında her gün ayrı bir kurgu planlıyor ve kullanışlı aparatları yardımıyla hayata geçiriyor.''





Ülkede gücü daima elinde tutmak isteyenler, farklı enstrümanları kullanarak doğrudan suça bulaşmadan taşeronlar aracılığıyla hedeflerine ulaştı. Toplum arasına farklı gerekçelerle ayrılık tohumları ekip onları birbirine kırdırırken, kukla oynatan sanatçılar gibi kendileri perde arkasından yönettikleri aparatlarıyla hep istedikleri sonuca varmayı düşündüler.



Türkiye’de son dönemde yeni mahalle olarak bilinen merkezden koordine edilen bu yapıların sicili oldukça kabarık her dönem toplum üzerinde insanlık dışı proje uyguladı ve farklı gruplar onların kirli oyunlarının kurbanı oldu.



Günün şartlarına göre;



-80 öncesinde ideolojik kavgalarla kandırdıkları gençler üzerinden,



-28 Şubat döneminde dini tercihlere göre kutuplaştırdıkları kesimler arası kavgalar üzerinden,



Toplumda istedikleri sultayı kurdu ve kendilerine bir şekilde itiraz eden bütün kesimleri ellerini kirletmeden sindirdiler.



Anadolu’nun huzur ikliminde yetişmiş başkasına asla zarar veremeyecek çocukların elline silah verdi, düşmanlaştırılıp aynı mahalledeki arkadaşlarıyla çatışmasını istedi, karşılıklı kutuplaşmalar körüklenerek toplum kamplara ayrıldı birbirinin kurdu haline getirildi. 70’li yıllardan başlayarak 80 darbesine kadar devam eden terör olayları yüzünden ülke kan gölüne döndü, gençler farklı düşünce gruplarına bölünerek birbirlerine silah çekecek kadar ayrıştırıldı ve ülke savaş alanı oldu. Yıllar süren sıkıyönetim dönemlerinde neredeyse her şey asker kontrolüne teslim edilmişken akan kan durdurulamadı. Demirel 11 Eylül’de akan kanın bir gün sonra bıçak gibi kesilmesinin garipliğine dikkat çekince, Kenan Evren olayların olgunlaşması için beklediklerini, adeta darbeye zemin hazırladıklarını itiraf etti.  



28 Şubat’tan sonra istihbarat birimleri bu kez toplumu laik anti laik diyerek ayırdı, dini tercihlerinden dolayı çok geniş bir topluluk tehlikeli olarak gösterildi. Kurguya gerçek süsü vermek isteyenler dindarlar arasında aşırı örnekleri önce sivriltip toplum önünde teşhir etti ve onlar üzerinden dindarlara saldırma gerekçesi üretti.



Şimdilerde zaafına düşkün AKP kadrolarının önlerine kırmızı halı serildi, suçlardan aklanma karşılığı bu kirli oyunun en karanlık temsilcileri en kullanışlı aparatı haline geldi. Kendilerini çok akıllı ve uyanık zanneden bir grup partili, onlarla anlaşarak önlerine çıkan her engeli aşabileceklerine inandırıldı. Her ne kadar Yeni mahalle Erdoğan’ın atadığı Hakan Fidan tarafından yönetilse de uygulamalar bir konsorsiyum tarafından yönlendiriliyor.



İstihbarat etrafında toplanmış farklı kesimlerden art niyetliler, ülkenin en masum ve en faydalı bireyleri hakkında her gün ayrı bir kurgu planlıyor ve kullanışlı aparatları yardımıyla hayata geçiriyor. Ülkesini seven samimi insanlara, aynı değerlere bağlı partililerle soykırım uygulatıyor, ellerini kirletmeden mümini mümine kırdırtıyorlar.



Önce cemaat içinde sempatik bir ismi öne çıkarak bölmeyi planladılar, bu erken fark edildi ve çok az bir zararla savuşturuldu. Sonuç alamayınca cemaatin ürettiği toplumca geniş kabul görmüş hizmetlere taciz amaçlı baskınlar düzenlediler. Gazeteleri, TV’leri ve eğitim kurumlarına farklı bahanelerle denetim kıskacına alıp halk üzerinde tesirini kırmaya çalıştılar, yıpratmalardan bazıları etkilense de istedikleri hedefe yine ulaşamadılar.



Fethullah Gülen’in tesirini kırmak için yoğun karalama kampanyası başlattı, onu paralel devlet yapısı kurmakla, devlet kadrolarını ele geçirmekle suçlayıp hizmetle bağlantılı memurları baskıyla ürkütüp korkutmayı planladılar. Suçlanacaklarını bildikleri halde büyük bir bölüm bağını sürdürdü, oyunun parçası olmayı reddetti.



Bütün çalışmaları toplum yararına olan bir grubu, tehditle dağıtmak mümkün olmayınca 15 Temmuz’da cemaat mensuplarından birkaç kişinin adını karıştırdıkları bir darbe tuzağı planladılar. Yaptıkları darbeyle tüm yönetimi ele geçirdikleri halde suçunu cemaat üzerine atıp onları top yekûn kendi kurguladıkları ölümlerden sorumlu tutarak şeytanlaştırdılar.



Ondan sonra cemaatle bağını koparmamış herkes hakkında cadı avına başladılar. Bağlılarını



-Partililerin de çocuklarını da gönderdikleri eğitim kurumlarında,



-En saygın gazete ve televizyonlarında,



-Dünyaya projeleriyle örnek olmuş gönüllü kuruluşlarında çalıştığı, hizmet aldığı ya da destek verdiği için suçladılar.



Geçmişte devlet izniyle yapılan faaliyetleriyle bir milyondan fazla kişiyi yargıladı, on binlerce masumu yasal eylemlerini suç kapsamında gösterip tutukladılar. Halen hapistekilere destek oldukları bahanesiyle tutuklamalara devam ediyorlar. Cemaatin hala dağılmamış olmasından rahatsızlar, aralarındaki dayanışmayı kırmak için her gün ayrı bir senaryo üretiyor, doğrular arasına serpiştirilmiş yalanlarla bu masum topluluğu arasına fitne tohumları ekmeye çalışıyorlar.



Yeni mahalle bir yandan seçim çalışmalarındaki bilgi kirliliğini yönetirken bir yandan da siyasi partiler dahil her dayanışmayı dağıtacak halkı kendilerine mecbur edecek projeler üretiyor. Önce Hoca efendinin toplumdaki saygınlığını yok edecek bağlılarının onunla olan bağını koparacak çok kirli bir kampanya yürüttüler, haklı gibi görünen kılıflarla sunulan propagandalardan etkilenenlerin düşünce dünyasında tereddüt oluşturup ellerini gevşetmesini beklediler. Her ülkede hizmetin en etkin figürlerini kaçırıp yönetimle bağları koparmak istediler.



10 yıldan beri yapılan tüm yıkıcı faaliyetlere rağmen cemaatin birliğini koruması art niyetlileri rahatsız ediyor. Geçmişte birçok farklı kesime yaptıkları gibi devletin istihbarat birimlerinde üretilmiş kirli bilgiler devreye sokularak cemaatin dayanışma ağlarını yıkmak için her birey ağır imtihanlarla baş etmek zorunda bırakılıyor.



Varlıklı insanların mali imkanları, alanda koşturanların zaman ve emeklerini birleştirmeleriyle üretilen hizmetlerden bir bölümü buluşma yolları tıkanmaya çalışıldığı için bazen zamanında belki çok zaruri ihtiyaçları karşılamak dışında olan sorunlara yetişmek kolay olmayabilir. Eskiden olduğu gibi beklentileri yeterince karşılanmadığı için düşündüğü projeleri hayata geçiremeyenler, bazı işlerin ileri tarihe ertelenmesi, hizmetlerin aşamalı yürütülmesi gerektiğini anlamakta zorlanabilir.



Kendi yaşam ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan insanların küçük kaynaklarını birleştirerek yaptıkları büyük fedakarlıklarla her ülkede binlerce mağdurun problemini çözecek mutfaklar oluşturulduğunu, her beldede yetişenlerin hizmet değerleriyle donatılması için gayretlerin giderek arttığını, ramazanın her insana bir şekilde ulaşarak büyük bir coşku içinde geçirildiğini fark edemeyebilir.



Her sıkıntılı dönem hizmette yeni sıçramalara vesile oldu şu dönem bunların hepsinden daha ağır imtihanlar geçiriliyor ve dayanışma ağlarını koruyanların elleri üstünde bu faaliyetler yapılırken herkesin yeni mahallenin ekmeğine yağ sürecek olumsuz tavır ve yaklaşımlardan uzak durması gerekiyor.



Ramazanın da bereketiyle yurt dışında hizmetlerin yeniden aşkla şevkle yapılır hale geldiği şu günlerde,  



-Belli merkezlerde üretilmiş bilgileri yayma anlamına gelecek moral bozucu açıklamaları paylaşılmaması,



-Yaşanan basit sorunları genelleştirip yapılan hizmetlerdeki heyecanı örtecek yorumlara girilmemesi



-En ağır şartlarda elini taşın altına koyup sorumluluk alanlar hakkında üretilen yalan yanlış gıybetlerden kaçınılması oldukça önem arz ediyor.



Peygamber terbiyesiyle yetişmiş sahabe arasında bile insan olmanın gereği olarak yaşanmış olaylar ortadayken, hizmetleri koordine edenlerin her konuda aynı düşünmelerini beklemek doğru olmaz. Koordinasyonda rol alanların yaklaşım farklılıklarını dağınıklık ve farklı hesap peşinde koşma gibi görmek sağduyuyla örtüşmez.



Bu yüzden yazan çizenler, sosyal medyada görüş paylaşanlar önlerine konan her bilgiye ihtiyatla bakmalı.



-Yeterli olmasa da hapsi göze alarak ülkedeki mağdur ailelere yardıma koşanların,



-Yunanistan dahil her ülkede insanlara sığınacak yer yurt hazırlayanların,



-Gidilen yerlerde uyum problemlerin çözümü için alt yapı kuranların,



Büyük bir özveri ile sıkıntıları çözmek için gecesini gündüzüne katanların, gösterdiği emek ve gayretleri yok sayma anlamına gelecek yaklaşımlardan uzak durulmalı.



İsmail S. Gülümser

Son güncelleme: 13:25 17.04.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı