• Turkhane Logo

'Felaketiniz olacak bir dünyaya uyanabilirsiniz…'

Venezuela devlet başkanı Nicholas Maduro matah bir tip değil. Ülkesinin bugün içinde bulunduğu duruma gelmesinde ihmali mümkün olmayan bir payı var. O ülkede yaşasam ve hakkım bulunsa oyumu ona vermeyeceğim muhakkak.

09:52 02 Mayıs 2019 Perşembe
'Felaketiniz olacak bir dünyaya uyanabilirsiniz…'
Venezuela devlet başkanı Nicholas Maduro matah bir tip değil. Ülkesinin bugün içinde bulunduğu duruma gelmesinde ihmali mümkün olmayan bir payı var. O ülkede yaşasam ve hakkım bulunsa oyumu ona vermeyeceğim muhakkak.



Ancak halkın oyuyla işbaşına gelmiş birinin yine halkın oyuyla gitmesi kuralına ben de inanıyorum. Muhalefet Venezuela’da iktidarın kurduğu oyunlara geldi ve seçimde istediği sonucu alamadı. Sonuç alınana kadar sistemin kuralları geçerli; demokrasilerde kısa yol kullanma yasağı her yer için olduğu gibi bu Latin Amerika ülkesi için de geçerli.

Maduro‘ya olumsuz yaklaşımımı kayda geçirdim, tamam, ancak şimdi o ülkede yaşanan sıkıntıların bütünüyle yerli üretim sonucu olmadığını da hatırlatmam şart. ABD ‘arka bahçesi’ saydığı Venezuela’ya çok ağır yaptırımlar uyguluyor. Ekonomisinin bozuk oluşu, enflasyonun inanılmaz rakamlara çıkışı, halkın temel ihtiyaç maddelerine erişiminin imkansızlığı, pek çok sağlık malzemesinden mahrumiyet de, büyük çapta 2015’ten beri uygulanan ağır yaptırımların eseri.


Darbeler okulunda eğitilen subaylar

Dün de yazdım: Latin Amerika ABD Merkezi İstihbarat Örgütünün (CIA) cirit attığı bir coğrafya. 1950’li yıllardan itibaren, CIA, ABD tarafından istenmeyen siyasi kadroların iktidara gelmesini engellemek, iktidara gelmeleri durumunda onları yerinden etmek için bir dizi askeri müdahaleyi gerçekleştirdi.

Hemen her ülkede…

Bunu o ülkelerin subaylarını bir harp akademisinde eğiterek sağlıyor. Akademinin adı ‘School of Americas’ (SoA)… 1948’de ABD gözetimindeki Panama Kanalı bölgesinde açılan okul, sonraları (1984 yılında), Georgia eyaletindeki Fort Benning‘e taşındı. Bugüne kadar o okulda tam 60 bin Latin Amerika subayı eğitildi. İçlerinden 11’i ülkelerinde darbe yaparak iş başına gelmeyi de başardı. İlk adı Army Caribbean School iken sonradan kötü şöhrete ulaşacak adını 1963’te aldı.

Darbelere katkısı ve yetiştirdiği darbeci subayların iktidara eriştiklerinde kendilerinden öğrendikleri yöntemlerle sergiledikleri acımasızlıkların kazandırdığı kötü şöhret yüzünden bir kez daha ad değiştirdi SoA. Şimdiki adı Western Hemisphere Institute for Cooperation (WHINSEC)…

Venezuela ordusunda da hafife alınmayacak sayıda bu okuldan mezun subay olduğu unutulmamalı.

Washington, belli ki, o subaylara güveniyor. Maduro‘yu devirme görevinin onlara düştüğü ABD’den yapılan açıklamalarda mutlaka vurgulanıyor.

Petrol ve doğal kaynaklar ülkenin kötü talihi

Maduro‘yu neden devirmek istiyor ABD?

Görünürde kullanılan gerekçeler pek insani. Ülkede yaşanan zorluklar rejime mal ediliyor. Ayrıca halkın hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı, özgür basının ortadan kaldırıldığı, muhaliflerin sindirildiği, karşı çıkmada ileri gidenlerin yok edildiği gibi çoğu doğru iddialar da gündemde.

En başta söyledim: Maduro ve rejimi savunulacak türden değil. Zaten, bu tür yanlışlıklar yüzünden imkan bulanlar Venezuela’dan ayrılıp komşu ülkelere sığınmaktalar.

Donald Trump ve yanına aldığı John Bolton ve Mike Pompeo gibi her sorunu askeri yöntemlerle çözme meraklısı kadronun Venezuela’ya baktıklarında iştahlarını kabartan bir özelliği var ülkenin: Dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip Venezuela…

OPEC kurucu üyesi Venezuela, yanlış ekonomik politikalar uygulanmaya başlanana kadar dünyanın en zengin ve istikrarlı ülkeleri listesinde yer alıyordu.

Petrol baştan çıkarıcı bir varlık.

Muhaliflerin Washington’a petrolü ve ülkenin diğer yeraltı kaynaklarını özelleştirme sözü verdiği söyleniyor. Amerikan petrol şirketlerinin ülkenin zengin rezervlerinde gözü olduğu belli. Ayrıca, Venezuela, ABD’ye Ortadoğu’dan çok daha yakın.

Nedense rejim değişikliği girişimleri genellikle petrolü olan veya yeraltı kaynakları zengin ülkelerde gerçekleşiyor. Irak bunlardan biri. Libya da öyle. İran’da da gözü var ABD’nin ve o ülke de bu kategoriye uyuyor.

Şu yakınlarda sessiz sedasız ordu eliyle rejim değişikliği yaşanan Cezayir de petrol açısından (üretici ülkeler arasında 16. sırada) ve doğalgaz (6. sırada) zengini bir ülke.

Trump seçim kampanyası sırasında “Önce Amerika” derken, demek ki, aslında “Diğer ülkelerin zenginlikleri de ABD’nin olmalı” niyetini dışarıya vuruyormuş…

Hem de, hangi yolla olursa olsun…

Venezuela düşerse…

Venezuela’da askerlerin Maduro‘yu devirmesini, yönetimi kendisinin belirlediği bir isme devretmesini istiyor ABD. Sokak çatışmalarını teşvik ediyor ve sürecin de fazla uzamamasını bekliyor. Ülkeye asker gönderme tehdidini de ihmal etmiyor. Bu arada, Venezuela’ya destek veren ülkeleri de yaptırım uygulamakla tehdit ediyor.

Orada başarılı olursa bu yöntem, hiç kuşkunuz olmasın, başka ülkeler de tehdit altına düşecektir.

Biz fazlaca kendi yanlışlıklarımızla meşgul olduğumuz için dünyadaki bu olumsuz gidişi tam fark edemiyoruz.

Dünya felaket bir dünya olmak üzere…

Bu yazı Fehmi Korunun kişisel blogundan alınmıştır.

Son güncelleme: 09:52 02.05.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı