• Turkhane Logo

Erdoğan’ı neden hala iktidarda tutuyorlar?

Yüzde 65 oy ile seçilmiş olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı uyduruk bir gizli tanık bahanesiyle görevinden el çektirilmiş, daha sonra tutuklanmıştı, şimdi de 9 yıl bilmem kaç ay ceza verildi.

10:34 12 Mart 2020 Perşembe
Erdoğan’ı neden hala iktidarda tutuyorlar?
Yüzde 65 oy ile seçilmiş olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı uyduruk bir gizli tanık bahanesiyle görevinden el çektirilmiş, daha sonra tutuklanmıştı, şimdi de 9 yıl bilmem kaç ay ceza verildi.


KaranlıktakiAydınlıkten ALPER ENDER FIRATın analizi şöyle; 

Kararın siyasi olduğu tek bir soru ile açığa çıkartılabilir, Mızraklı Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmemiş olsaydı bu cezayı alır mıydı, bir gizli tanık tiyatrosu sahneye konulur muydu? Bu sorunun cevabı elbette ki hayırdır. Selçuk Mızraklı belediye başkanı olmazdan önceki görevi olan doktorluğa devam ederdi.


AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan seçimlerden önce de kim seçilirse seçilsin HDP’li belediyelere kayyum atayacaklarını seçimlerden önce zaten deklere de etmişti. Yani hukuken seçime girmesi ve seçilmesinin önünde hiçbir engel olmayan bir isimlerin seçilmesi halinde yetkilerinin elinden alınacağını seçim öncesi söylemişti. HDP’li belediyelerin tutuklanıp hüküm giymeleri siyasi operasyonun kılıfından başka bir şey değil.

Mardin, Van gibi büyükşehir belediye başkanlarının da aralarında olduğu HDP’li 69 Belediyenin büyük çoğunluğuna kayyum atandıktan sonra yine büyük çoğunluğu tutuklanmıştı.

Burada sorulması gereken çok önemli bir soru var Kürt meselesinde Erdoğan-Ergenekon iktidarının diktatoryal politikaları ve fiili uygulamaları en çok kimin işine yarıyor? Yumruk, cebir, şiddet aşağılama, yok sayma, inkar etme ve dahası terörize etme kimlerin ekmeğinin yağı kaymağı oluyor?!

Bu çağda bu insanlık dışı muamelelerle, cebir-şiddet ve otokrasi ile problemin çözülebilmesi mümkün müdür? Bunu en ortalama akla sahip insanlar bile anlayabiliyorken devleti yönetenlerin bunun farkında olmaması düşünülebilir mi?

Yoksa her platformda kullanılan vatan-millet-şehit söylemleri, hamaset nutukları çirkin bir oyuna perdedarlık ediyor olmasın? Bu inkarcı politikalar sadece Kürtlerin psikolojik kopuşunu sağlayacağını bilmiyor olmaları mümkün mü?

Eğer; bir toplumun ya da topluluğun aidiyet duygusunu yok etmeyle ilgili toplumsal bir mühendislik çalışması yapılsaydı, Erdoğan-Ergenekon iktidarının yaptıklarının birebir aynısı yapılırdı.

Kürtlerin Türkiye ile aidiyet duygusunu koparmak için yapılabilecek her şeyi yapılması sadece gaflet ile açıklanamayacağını düşünüyorum.

Bu koparma politikalarının uygulamasını siyasal İslamcılar üzerinden yürütülmesi de çirkinliğin boyutlarını kat be kat arttırıyor. Çünkü herkes de biliyor ki Kürtlerin bu ülkeyle kurdukları en önemli aidiyet bağı dindir. Bu aşağılama, yok sayma politikalarının siyasal İslamcılara havale edilmesi gerçekten de üzerinde çok durulması gereken bir konu.

En son Selçuk Mızraklı’ya verilen ceza bu duyguya balta ile saldırmaktan başka bir şey ifade etmiyor. Mızraklı gibi çevresinde dost düşman herkeste saygı uyandıran, kriminal ile bugüne kadar hiçbir zaman işi olmamış bir doktoru cezalandırmak savaş baronlarının önünü açmaktan, onların elini güçlendirmekten başka işe yaramayacağını herkes biliyor.

Kürtlere karşı yürütülen zorba ve inkarcı politikalar İslamcı görünen bir hükümet üzerinden yapılırken, Kürtler arasındaki temsilcileri de her türlü yolsuzluk ve hak gaspı ile dine bakışı temelden sarsıyor.

31 Mart seçimlerinde Van’ın Tuşba ilçesinin belediye başkanlığını kazanmasına rağmen mazbatası verilmeyen Ayşe Minaz’ın söyledikleri ifade etmeye çalıştıklarıma iyi bir örnek sayılabilir. Ayşe Minaz seçimi kazanamamasına rağmen kendisinin yerine belediye başkanı atanan öğretmenine ‘Salih Hoca sen benim öğretmenimken, arkadaşlarımızın kalemini, silgisini çalmamayı öğrettin, ama görünen o ki sen sistem içerisinde büyük bir hırsız olmuşsun da haberin yok.’ Diyordu.

Hırsızlığın o dayanılmaz tadıyla ağızları tatlananlar her gün daha çok daha çok tat peşinde koşanlar, arkada nasıl bir enkaz bıraktıkları ve nasıl bir kopuşa sebebiyet verdikleri hiç mi hiç umurlarında değil.

Kürtlerin Türkiye’den ruhen kopartılmasındaki altın vuruş, harami ve ahlaksız siyasal İslamcılar eliyle yapılıyor.

Yazıyı son bir soruyla bitireyim, tüm zamanların en ahlaksız, en başarısız, en ilkesiz hükümeti, sırf bu Kürt politikası yüzünden iktidarda tutuluyor olmasın?


Kaynak: KaranlıktakiAydınlık

Son güncelleme: 10:34 12.03.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı