• Turkhane Logo

ENGELLER GÖNÜL BİRLİĞİ İLE AŞILIR

Bölünüp parçalanmış toplulukların kimsenin dikkatini çekme şansı yoktur, tek vücut halinde hareket edenlere gelince, onların oluşturacağı gönüllü birlikteliğin geniş kesimler tarafından takdir göreceği, tereddütle yaklaşanlar için ikna edici bir referansa dönüşeceği muhakkaktır.

14:25 14 Ekim 2022 Cuma
ENGELLER GÖNÜL BİRLİĞİ İLE AŞILIR
Bölünüp parçalanmış toplulukların kimsenin dikkatini çekme şansı yoktur, tek vücut halinde hareket edenlere gelince, onların oluşturacağı gönüllü birlikteliğin geniş kesimler tarafından takdir göreceği, tereddütle yaklaşanlar için ikna edici bir referansa dönüşeceği muhakkaktır.

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kutsal kitaplar yeryüzünde kötülüklerin yayılmasını önlemek için mensuplarını dayanışmaya çağırmakta, İslam kaynakları birlik olup, fikir alışverişi yaparak ortak karar verenlerin daha az yanılacağına vurgu yapmaktadır. Siz ne kadar ileri düşünceye sahip olursanız olun, eğer dayanışmayla ortaya çıkacak rüzgârı arkanıza alamamışsanız başarı şansınız azalır.



Dâhiyane projeleri olanlar elleri kolları bağlı gelecek desteği beklerken, dayanışma içinde olanlar önlerindeki küçük işlerle başlayıp mesafe alır. İnsanlığa olumlu katkı sunacak hedefler etrafında bir araya gelen insanlar birbiriyle rekabeti bir kenara bırakarak daha sıkı bağlarla bağlanır ve ortak amaç için çözüm üretebilir. Yüksek karizmaya sahip insanların yapacağı işler kendi kapasiteleriyle sınırlı kalırken, yardımlaşanlar ondan çok daha başarılı işlere imza atabilir.  



Tek başına hareket edenler, ileri düzeyde zekâya sahip olsalar bile olayı sadece kendi perspektiflerinden değerlendirecekleri için hatadan uzak kalamazlar. Hâlbuki doğru amaçlar etrafında toplanmış ortak hareket eden bir grupta, her birey işin farklı tarafını düzelteceği için hatalar asgari düzeye iner. Tek kişinin olaylara yön verdiği bir ortamda bireyin kendini hissilikten koruması kolay değildir, farklı açıdan değerlendirenlerin olduğu yerde kalabalığı duygusal kararlar etrafında birleştirmek daha zordur.



Ortak hedefler etrafında birleşmiş insanlar, birbirinin yaptığına destek verecekleri için dıştan gelen engelleri aşmakta zorlanmaz. Geçici dönemlerde bazı olumsuzlukla karşılaşsalar bile, uzun vadede hep kazançlı çıkar her girişimlerinden sonuç alırlar.  



Katılımcıların kişisel kazançtan çok genel menfaatleri öne çıkardığı yerde sağlam kalıcı dayanışmalar olur. Hayatını arkadaşlarına destek olmaya göre şekillendiren bir toplulukta, kimsenin diğerindekinde gözü olmadığı için aralarındaki bağ çok güçlüdür.



Türkiye’de gücü eline geçirip halkı kendi menfaatleri doğrultusunda sürükleyen kirli şebekelere karşı bireyler yıllarca tek başlarına ya da cılız çabalarla mukavemet etmeye çalıştı ama başarılı olamadılar. Bediüzzaman ayet ve hadislerden aldığı ilhamla “kubbeyi oluşturan taşlar gibi kenetlenerek daha dayanıklı hale gelmeden” kötülükle mücadele edilemeyeceğine inandı.



Kıskaçlık hissinin öne çıktığı yerde sağlam dayanışmanın kurulamayacağını bildiği için az sayıdaki talebesini;



-Arkadaşını kendine tercih etme(tefani),



-Onların başarısına sevinip ve bunun için elden gelen gayreti gösterme,



-Kendi kişisel istek ve arzularını bir kenara bırakıp kardeşlerinin iyilik ve güzellikleriyle onur duymaya sevk etti.



Fethullah Gülen hoca efendinin başarısının arka planında da, “Ancak menfaat çatışmalarından uzak birliklerde, insanlar kıskançlık hislerini bir kenara atıp ortak hedefler için özveride bulunabilir” şeklindeki bir anlayışla hareket ederek, sağlam dayanışma ağlarının kurulmasına öncülük etmesi yatmaktadır.



O, İzmir döneminden itibaren her ortamda insanlar arasında güçlü dayanışma ilişkileri kurmak için onları başkaları adına fedakârlık yapmaya teşvik etti.  “Bir insan ne kadar üstün yeteneklere sahip olursa olsun ancak kendi kapasitesi ölçüsünce iş üretebilir, kabiliyetlerini birleştirenlerin küçük imkânlarla başlattıkları çalışmalar büyür gelişir ve ileride çok büyük zorlukları aşacak hale gelir.” sözleriyle çevresini birlik olmaya çağırdı.



-Tek başına kendi imkânlarıyla iş yapanların ancak çok sınırlı hizmetlerle yetinmek zorunda kalacağını,



-Birbiriyle kenetlenenlerin kişisel güçleri üstünde faydalı hizmetler üretebileceğini aktardı.



Güçlü dayanışma ilişkilerini kurup, halkın menfaatleri için kendilerinden fedakârlık yapmadan ülkenin düştüğü çukurdan çıkamayacağını anlattı.  



Süreklilik arz eden geniş tesir uyaracak  faaliyetler yapmak için;



-İnsanları ortak projeler etrafında bir araya gelip fikir ve kaynaklarını birleştirmeye,



-Kendi kişisel beklentilerini bir kenara bırakıp insanlık için çaba harcamaya, “yaşamak için değil yaşatmak için yaşama ” (adanmışlık) ideali etrafında toplanmaya davet etti.



Bu yüzden ticari hayatta birbiriyle rekabet içinde olan esnaflar hizmet projeleri söz konusu olduğunda güçlerini birleştirmekten kaçınmadı. Çünkü hizmet ortamları rekabetin değil dayanışmanın öne çıktığı mekânlar oldu.



Bu yaklaşım birbiriyle buluşması imkânsız gibi görünen kesimleri bir araya getirdi.



-Varlıklı insanlar dar gelirli ailelerin çocukları için kaynak ayırma gereği duydu.



-Eğitimciler üretecekleri projeleri için asla ulaşamayacakları zenginlerin desteğini aldı.



Bir grup aile hayatından fedakârlık yapıp gençliğin geleceği için ömrünü harcama heyecanıyla koştururken, diğer grup onların üreteceği hizmetler için gerekli desteği verme yarışına girdi.



Onun önerileriyle bir araya gelenlerin basit çaplı faaliyetleri başkalarının da katılımıyla büyüyerek gelişti.



-Çok büyük zorluklar dayanışma ağlarının oluşturduğu motivasyonla aşıldı.



-Zenginler arsa bağışlama, bina yapıp teslim etme, dünyanın değişik coğrafyalarındaki sorunların çözümü için kaynak göndermek için elerinden geleni yaptı,



-Eğitimciler her hizmet kurumunda üzerlerine düşen görevi layıkıyla yapmak için çaba sarf etti.



Gerçekleşmesi imkânsız gibi görünen hayaller zayıf insanların omzunda yükselip gelişti.



Cılız gayretlerle başlayan;



-Öğrenci evleri, yurda dönüştü



-Yurtlar, dershane ve okulları doğurdu,



-Büyük şehirlerde eğitim hizmetleri üniversitelere kadar ilerledi.



Mali güç ve enerjilerini birleştirenler dünyaya adını duyuracak büyüklükte çaplı insanlık projeleri üretti.  



Kuran öğretimi ile hizmete başlayanlar, bir süre sonra oluşturdukları güçlü fikir ve imkân birliktelikleri ile binleri aşkın okul-yurt-dershane, onlarca üniversite kuruluşuna vesile oldular.



Bireylerin kabiliyet ve imkânlarını birleştirmeleri halinde neler yapabileceklerini hayattan örneklerle gösterdiler.



O, bir yandan dayanışma ağları kurmaya çalışırken bir yandan da bunların kesintiye uğramaması için etrafındaki insanların duygu terbiyesini ihmal etmedi.



“Her insanın içinde az veya çok öne çıkma arzusu vardır, ancak birçoğu kendini anlatmaktan hoşlandığı kadar başkalarını dinlemeye açık değildir.” Birini dinlerken böbürlenme belirtisi gören bir bireyde reaksiyon göstermeye eğilimi hemen harekete geçer.



Aralarındaki bağlara zarara vermeden hizmetlerin sürekli artarak gelişmesini sağlamada;



-Bireyler haset ve kıskançlık duygularını bastırmaları için sürekli rahbilite edilmeli,



-Benlik ve çıkar çatışması sonucu ortaya çıkacak ihtilaflara karşı katılımcılar önceden hazırlanmalı,



-Onlar öne çıkma arzusunu frenleyecek bir donanımla yetiştirilmelidir.



Gönüllülerin, her insanın tabiatında var olan zaaflara karşı koyacak, yani kendi meziyetlerini pazarlamaktan kaçınıp başkalarının en küçük bir hizmetini alkışlayacak konuma gelmeleri gerekir. Böylece, kimsenin kıskançlık hisleri harekete geçmeyecek bireyler çevresindekileri tahrik edecek davranışlardan uzak kalmış olacaktır.



Bir insan kendini pazarlamayla çevresini tahrik edeceğine, onların meziyetlerini anlatarak takdirlerini kazanıp yapacağı işlerde desteklerini alabilir. Herkesin yüzünü güldürecek hizmet üreten insanları takdir etmek, onu kendini anlatma zorunda kalmaktan kurtaracak ve daha fazlasını yapmaya teşvik edecektir. Başkasını öne çıkarmanın yaygınlaştığı yerde kimse gurura kapılmayacak her fert kendi meziyetlerini ortaya koyacak ve birlik ruhu daha da sağlam hale gelecektir.



Diğerlerinin yaptığı hayırlı hizmetleri anlatma onları minnetle anma, haklarında hayır temenni etme takdir edilecek bir tavırdır.



Aynı ideallere sahip insanlar birlikteliği uzun soluklu yapmak ve hayırda yarışı hızlandırmak istiyorlarsa;



-Başkalarını alkışlamalı ve onların öne çıkmasından memnun olduklarını hissettirmeli,



-Ancak övgüleri kaldıramayıp şımarıklık içine girme ihtimali olanlara karşı ölçülü davranmalı.



Bunun için de, mümkün olduğunca gerçeği yansıtmayan, aşırılık içeren ifadelerden uzak durulmalı, rahatsız edecek sözlerle çevremizi yanlışa sevk etmemeliyiz ki onları sürekli iyilik yapma yönünde motive etmiş olalım.  



Bunlara dikkat edilmezse gurur kibir kıskançlık hislerini önlemek ve dayanışmaları korumak zor olur.



*Fethullah Gülen’in “herkul.org” sitesindeki yazısından faydalanılmıştır.



aktihaber.com/analiz/İsmail S. Gülümser

Son güncelleme: 14:25 14.10.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı