Emre Alkinin yazısı şöyle;
ABDde masum insanlara karşı düzenlenen iki silahlı saldırının yansımaları devam ederken, Trump Ticaret Savaşlarının çıtasını bir anda yükseltti. Bir yandan Amerika bir iç savaşın eşiğine doğru sürüklenirken, Dünya 2020 yılındaki Başkanlık Seçimleri öncesinde oldukça büyük bir oyunun içine çekiliyor diyebilirim.
Yuanın sert şekilde değer kaybetmesi ve Amerikan Borsalarının şok satışlarla sarsılması, şu ana kadar aklımıza getirmeye korktuğumuz senaryoları gündeme getirdi. Açıkçası S-400 meselesinde Trumpın sürekli Türkiyenin yanında olmasından şüphelenmiştim. Şimdi anlıyorum ki, sonbahara kalmadan dünyanın farklı taraflarında başlayabilecek gerginlikler öncesinde daha fazla cephe açmak istemiyormuş.
Bu kargaşadan Altın galip çıkmaya başladı...
Hatırlarsanız, enflasyon oranlarının piyasa üzerinde çok ciddi bir tesir yaratmadı. Yine de Ağustos Enflasyonuna Doğal Gaz ve diğer zamların ekleneceğini hatırlatmak istiyorum. Buna rağmen patikadan çıkmadık diyebilirim.
Ancak, yurt dışındaki gelişmeler neşeli değil. BBDK ve TMSFnin dış piyasalardaki türbülansa karşı bazı seri adımlar attığı da gözlerden kaçmıyor. TCMB ve Fedin faiz kararlarından sonra gelen sakinlik maalesef dış kaynaklı gelişmelerle bozulmak üzere.
Petroldeki sert düşüş ve Altındaki hızlı yükselişler de dikkat çekici diyebilirim. Ne zaman ki hem Dolar hem de Euroya güven kaybı başlıyor, o zaman Altın değer kazanıyor. Ancak, Altının son 1 yıldır yükselişte olduğunu, bu yılın Mayıs Ayından itibaren de söz konusu yükselişin ivme kazandığı da görülüyor. Türkiyede Dolar/TL son bir aydır gevşek seyretse de, yurt dışında Altın sert şekilde değer kazandıkça Gram/TL olarak yurt içinde yükselmeye devam ediyor.
Bir yıl önce TLnin sert şekilde değer kazandığı zaman Gram Altın 251 TLye kadar yükselmişti. Bugün, yani tam 1 yıl sonra bu seviden yukarıda 262 TLdeyiz. Özetle, Türkiyedeki Altın Yatırımcılarının bazı dönemler hariç, genelde yüzü gülüyor desem yanlış olmaz.
