• Turkhane Logo

Çiğdem Toker: İktidar, krizde ilk kurtarılacak kesimi seçti bile

AKP iktidarı kabul etmese de Türkiye bir ekonomik krizin içerisinde. Bu krizin uzun yıllara yayılacağı öngörüsü ekonomistlerce dile getiriliyor.

17:55 11 Ocak 2019 Cuma
Çiğdem Toker: İktidar, krizde ilk kurtarılacak kesimi seçti bile
AKP iktidarı kabul etmese de Türkiye bir ekonomik krizin içerisinde. Bu krizin uzun yıllara yayılacağı öngörüsü ekonomistlerce dile getiriliyor.




Yerel seçimlere gidilirken oy devşirme hesabıyla mevcut durumu dikkate almayan iktidar, peş peşe kurtarma paketlerini devreye sokuyor.


Çiğdem Toker, krizde ilk kurtarılacak kesimin çoktan seçildiğini belirterek, “Emekliler olacak değil ya, tabii ki müteahhitler” diyor ve ekliyor:

“Eski devlet dairelerinde üstünde ‘Yangında ilk kurtarılacak’ yazılı kağıtların bulunduğu çekmeceler misali, Türk müteahhitler de -inkar edilen- krizde ilk kurtarılacak kesim olarak seçildiler bile. İnanmayan, TBMMde görüşmeleri süren son ‘torba kanun’a bakabilir.” 

TBMM’nin, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununu değiştirdiğini hatırlatan Toker, son torba kanuna eklenen geçici maddenin başlığının “Sözleşmelerin tasfiyesi veya devri” olduğuna dikkat çekiyor:

“Ne var bunda? diyebilirsiniz. Öyle ya, taahhüt sektörü inşaat maliyetlerinin tırmanması nedeniyle zaten uzun süredir bir tasfiye düzenlemesi bekliyordu. ‘Ama bu kadar ferahfeza ve keyfi olabileceği bir düzenleme beklenmiyordu’ diye yazacağım; bu kez de ‘Ne var bunda şaşıracak?’ diyeceksiniz, ki haksız sayılmazsınız. Sırf kârı kasaya erken girsin, yerel seçim öncesi bol bol dağıtıp kaybetme riskini ortadan kaldırmak adına Merkez Bankası Genel Kurulunu dahi öne çeken bir iktidardan bahsediyoruz.”

Toker, konuya ilişkin örneklemelerini ise şöyle anlatıyor:

“Örneğin; pazarlık usulüyle yapılmış bir duble yol, bir metro, ya da tünel. Devletten ihalesini alıp başladığı bir projeyi, demir, çimento çelik fiyatlarındaki artış sebebiyle durduran, işçiye maaş ödeyemeyen bir müteahhit. (Bir kısmını iyi biliyoruz) yasa yürürlüğe girdiği günden itibaren 60 gün içinde başvurusunu yapacak. İşte böyle bir başvuru yapan müteahhit için, ihalenin ilk zamanındaki koşullar yeterli olacak. Devir veya fesihten kaynaklanan kısıtlama yaptırımı uygulanmayacak. Bitmedi; işi birden fazla ortak yapıyorsa, ihalenin ilk zamanındaki yeterlilik koşulları aranmayacak. Üstelik bir de “hediyesi” var: Sözleşmesi feshedilen müteahhidin teminatı geri verilecek. Yapılacak fesih ve devredilecek sözleşmelerden de damga vergisi alınmayacak. Hizmet aksamasın diyeymiş ne kadar kolay değil mi? İşi bitiremeyen firma hiçbir sorumluluk, zahmet, ceza yaptırımı altına girmeden işi bırakıp çıkacak. O ihaleye vaktiyle girip gerekli indirimi yapamayan elenen, kaybeden firmaların hakları yok sayılacak. Denizli Milletvekili Kazım Arslan, iktidarın kriz maliyetini inşaat ve taahhüt sektöründen bu yöntemle devraldığını ve yandaş şirket sırtından alınacak kriz maliyetinin yine vatandaşa fatura edileceğini söylüyor. Üstelik madde gerekçesine baktığınızda iyiden iyiye kendinizle alay edildiği hissine kapılmamanız imkansız. Zira madde gerekçesinde bu keyfiliğe gerekçe olarak kamu hizmetinin aksamaması gösteriliyor. Sanki kayıplar yine devlet bütçesinden karşılanmayacak gibi. İyi de ülkede kriz yoksa bu bu sözleşmelere niye fesih imkanı tanıyorsunuz? Hobi olsun diye mi? Ya inşaat maliyetleri? Tasfiyeye gerekçe olarak yazılan inşaat maliyetlerindeki artışın sorumlusu kim? Yoksa inşaat maliyetlerini de mi dış güçler artırdı? Soruların cevabı malum. Malum olan bir başka şey de, iktidarın yerel seçimde kaybetmemek için yapacaklarının faturasının her geçen gün kabardığı.”

Son güncelleme: 17:55 11.01.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı