• Turkhane Logo

BEYİN GÖÇÜ, EN ÖZVERİLİ VE EN YÜKSEK MOTİVASYOLU EĞİTİMCİLER KAÇIYOR

İsmail S. Gülümser, eğitime ilişkin bir köşe yazısı kaleme aldı.

17:35 18 Ocak 2018 Perşembe
BEYİN GÖÇÜ, EN ÖZVERİLİ VE EN YÜKSEK MOTİVASYOLU EĞİTİMCİLER KAÇIYOR
İsmail S. Gülümser, eğitime ilişkin bir köşe yazısı kaleme aldı.

İsmail S. Gülümser

AKP 16 yıldan beri iktidarda olmasına rağmen Türkiye’de eğitimde istenen motivasyon bir türlü yakalanamadı. Bunun en önemli sebebi İktidar partisinin eğitimin geleceği ile ilgili kayda değer bir projesinin olmaması ve eğitimi gerçek hayatta karşılığı olmayan siyasal ideolojilerine göre şekillendirme hevesleridir.
2002 de iktidara gelirken seçim vaatlerinde; “fikri hür vicdanı hür, özgür düşünen, bağımsız karar verebilen, yeniliklere açık, özgüven sahibi, hayata olumlu bakan, problem çözebilen” genç nesiller yetiştirmek istediklerini aktarmışlar. Ancak gerçek hedefleri bu olmadığı için bugüne kadar herkesin kabul edebileceği ülke gelişmesinde kilit rol oynayacak bu değerler için hiçbir çalışma yapmamışlar.
Uzun süreden beri iktidarda olmalarına rağmen vaat ettiklerinden hiçbirini geçekleştiremedikleri gibi, aslında bunların göstermelik bir hamasi nutuktan ibaret olduğunu da davranışlarıyla ispat etmişler.
Bu yüzden işverenlerin istediği etik değerleri olan mesleğinde yetkin eleman yetiştirememiş, eğitim sistemi mezunlarına iş dünyasının beklentilerini karşılayacak donanım kazandıramamışlar. İş dünyası üniversite mezunlarını bile yeterli bulmamakta, vasıfsız eleman gibi gördüğünden asgari ücretten işe başlatmak zorunda kalmaktadır. Üniversite mezuniyeti gençlerin istihdamında ek bir fayda sağlamadığından, üniversite mezunları arasında işsizlik oranı hızla artıyor, eğitim sistemi çağın gerektirdiği teknik beceriler yanında sosyal becerileri de sunamıyor. Öğrencilerimizde merak ve öğrenme isteği oluşturulamıyor, eğitimin kalitesi bakımından ülke uluslar arası karşılaştırmalarda dünyada en geri ülkeler arasında kalmaya devam ediyor.
İktidar partisi eğitim icraatlarını sayarken 280 bin derslik yaptıklarından, alt yapı eksikliklerini tamamladıklarından bahsediyor.   Ama eğitimde öğrencilerin uluslar arası rekabete hazırlayacak hiçbir proje hayata geçirilemediği ortada. Hintli birinin geliştirdiği Khan akademi online eğitim sitesini tüm dünya kullanıyor devlet imkanlarıyla kurulan EBA daha Türk öğretmenlerin bile dikkatini yeterince çekemiyor.
İktidarın eğitimde insan kalitesine yansıyan planlı süreklilik arz eden bir uygulaması bulunmuyor.  

EĞİTİMDE BAKANLARIN YAP-BOZA DÖNÜŞEN İCRAATLARI

AKP nin İlk Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu,

Milli eğitim Bakanı Erkan Mumcu’nun bakanlığı 4-5 ay kadar sürdü,  ilk günlerde heyecanla eğitimde olumlu şeylere imza atmak istedi, ancak 28 Şubattan yeni çıkılmıştı ülke şartları önerilerini hayata geçirmeye izin vermiyordu, buna iktidarın o günlerde etkin güçlerle mücadeleyi göze almadaki ürkekliği de eklenince kayda değer hiçbir adım atılamadı. Üniversite girişte sistem değişikliği yapıldı meslek liselerinin önündeki, katsayı engeli kaldırılacağına artırıldı.
Hüseyin Çelik,

Hüseyin Çelik 6 yıl Milli Eğitim Bakanlığı yaptı, Türkiye tarihinde Hasan Ali Yücel den sonra en uzun bakanlık görevinde kalanlardan biri oldu. Onun döneminde;  

Öğrencilere ücretsiz ders kitabı, öğretmenlere laptop dağıtılması,

Liselere girişte LGS nin kaldırılıp yerine OKS’nin getirilmesi,

Üç yıl sonra bu kez OKS’nin kaldırılıp 3 yıla yayılmış SBS’nin getirilmesi,

Liselerin AB uyumu çerçevesinde 4 yıla çıkarılması,

24 bin yeni derslik ve 350 yurt ya da pansiyon yapılması,

Tüm okullara bilgisayar laboratuarı ve internet bağlantısı kurulması,

28 Şubattan kalma yöneticilerin görevden alınıp yerine kendi tercihleri idarecilerin getirilmesi,

Mahkemelerden dönen idareci atamalarına karşı uzun süre bakanlığın vekillerle yönetilmesi,

Öğretmen atamalarının KPSS ile yapılması,

Gibi düzenlemeleri yapıldığı aktarılabilir. Çelik’in en önemli icraatlarından biri de dönemin Talim Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk’un yapılandırıcı eğitim modeline göre hazırlattığı yeni müfredat ve ders kitaplarının yenilenmesi oldu.  
Nimet Baş,

Üniversite girişte tek aşamalı ÖSS nin kaldırılıp yerine iki aşamalı YGS-LYS nin getirilmesi,

Üç yıla yayılmış SBS nin tek yıla düşürülmesi,

Tüm genel liselerin Anadolu lisesine dönüşüm sürecinin başlatılması,
Ömer Dinçer,

Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılıp, 4+4+4 şeklinde kesintili hale getirilmesi

Eğitim kesintili hale getirilirken araya İmam hatip ortaokullarının açılması projesinin sıkıştırılması,

Üniversite girişte meslek liseleri için katsayı farkının kaldırılması,

İmam hatip okullarının sayısının kademeli olarak artırılması,
Nabi Avcı,

Liselere girişte SBS nin kaldırılması, yerine yılda 2 kez yapılacak TEOG un getirilmesi,

Dershanelerin temel liseye ya da özel öğretim kursuna dönüştürülmesi,

Dershane dönüşümünde bazı dershanelerin kanuni haktan yararlanmasının engellenmesi,

AYM nin dershanelerin zorunlu dönüşüm kararını iptaline rağmen polis zoruyla dershane kapatılması,

Özel okullara öğrenci başına eğitim desteği verilmesi,

Özel okulların bazılarının öğrenci desteği hakkının ayrımcılık yapılarak engellenmesi,

Hızla okulların bir bölümünün imam hatip ortaokullu ve lisesine dönüştürülmesi,

Tüm genel liselerin Anadolu lisesine dönüştürülmesi
İsmet Yılmaz,

Liselere girişte TEOG un kaldırılması yerine LKS nin getirilmesi,

Üniversite girişte yeniden aynı günde yapılacak sınava geri dönülmesi,

Anadolu liselerinin kapatılıp, sınavla öğrenci alan okul sayısının 600 e düşürülmesi,

Sınav düzenlemesi bahanesiyle genel liselerle imam hatip lisesi sayısını eşitleyecek formüller geliştirilmesi

İmam hatiplerde toplamda okul sayısının 3.500 lere öğrenci sayısının 1.300.000 lere çıkarılması,

Anayasaya aykırı KHK lerle;

Bazı okul, dershane ve yurtların kurucuların veya çalışanların görüşünden dolayı kapatılması,

Kapatılan okul dershane yurt binalarına ve kurucularının destekçilerinin mal varlıklarına el konulması,

23 binden fazla özel öğretim kurumu öğretmen ve çalışanının izninin iptal edilmesi, bazılarının tutuklanması

34 binden fazla Bakanlık ve okullarında görevli eğitimcinin işten atılması, bazılarının tutuklanması,   

8 binden fazla üniversite öğretim görevlisi ve çalışanın işten atılması, bazısının tutuklanması,

EĞİTİMDE SÜREKLİLİK YOK HER BAKAN SİSTEM DEĞİŞTİRİYOR:

Eğitimde sürekli sistem değişikliği oldu, devletin mali kaynakları kullanıldıktan sonra bazıları hiç hayata geçmeden kaldırıldı, bazıları daha birine uyum sağalamadan yenisi getirildi, süreklilik arz eden hiçbir projesi olmadı. Projeler süreklilik, içerik ve kapsayıcılık açısından problem çözmeden uzak oldu.

-Eğitimde düzenlemeler tamamen ideolojik kaygılarla plansız, kervan yolda düzülür mantığıyla rastgele şekillendi ve başlanılan bir düzenlemenin arkası getirilemedi,

-Hiç işe yaramadığı düzenlemeyi yapanlarca da ifade edilen çok sayıda proje ön araştırma yapmadan yürürlüğe sokuldu ve ilk engelden sonra kaldırıldı,

-İddialı ama nitelikten yoksun çok sayıda projeye ülke ve AB fonlarından büyük miktarlarda kaynak ayrıldı, fonlar harcandıktan sonra ortaya çıkan niteliksiz ürünler kullanılamadı, vazgeçildi.  

Örneğin;

-Performans yönetim sistemi,

-Toplam kalite yönetimi,

-Yapılandırmacı eğitim modeline göre hazırlanmış müfredat, ders kitapları ve eğitim sistemi

Gibi büyük emeklerle hazırlanmış projeler tam uygulanamadan kaldırıldı. Şimdi de siyasal ya da ideolojik içeriklerle dolu toplumu dönüştürmeye zorlamak amacıyla hazırlanmış yeni müfredatları devreye girdi.

-Liselere girişte 5 kez sistem değişikliği yapıldı. (LGS)-(OKS)-(6-7-8 SBS)-(8.SBS)-(TEOG)-(LKS)

-Üniversite girişte 4 farklı değişiklik yapıldı (Katsayı-OBP-tek aşamalı/iki aşamalı/ Tek aşamalı YKS)

Giriş sistemleri daha düzenlemelerin sonuçları görülmeden kaldırıldı.    
PARA AKTARMADA KULLANILANLAR SÜREKLİ

Süreklik arz eden projeler sadece parasal kaynakların yandaşlara aktarılmasında kullanılanlar oldu.

-Her yıl ders kitaplarının çöpe atılıp, öğrencilere yeni ücretsiz ders kitabı verilmesi,

-Yandaşların açtığı ve açacağı özel okulların rekabet edebilmesi için özel okullara öğrenci başına devlet yardımı yapılması,

-Yeni okul binası ve donanımlarıyla yandaş ya da parasal ilişki kurulmuş firmalara kaynak aktarılması,

-Bilgisayar laboratuarı ve Fatih, EBA vb projelerle yandaş bilgisayar donanım ve yazılım firmalarının zenginleştirilmesi gibi....

Şimdi de yandaş vakıf ve derneklerin içerikten yoksun faaliyetlerinin devamı için devletin eğitim projelerindeki mali kaynakları onlara aktarıyorlar, her gün eğitimin bir birimini hiç deneyimi olmayan yandaş vakıfların yönetimine teslim ediyorlar. Bakanlığın ilgili birimlerinde çalışanlar hangi projelerle kimlere kaynak aktarıldığını yakinen biliyorlar.

EĞİTİMİN GELİŞMESİ YÖNÜNDE BİR GAYRET YOK

İktidar döneminde Bakanlığın ülkenin geleceğini kucaklayacak planlı hiçbir projesi olmadı. Halen bütçenin %80’i personel ve sosyal güvenlik giderlerine, ancak %8’i, yatırımlara ayrılabiliyor. Üstelik yatırımlar iktidarın eğitimi ideolojisine göre yönlendirme amaçlı harcamalara ayrıldığı için eğitimde toplumun genelini ilgilendiren yatırım neredeyse sıfıra yaklaştı.
Öğrenci başına eğitim desteği verilmesinden sonra özel okul sayısı hızla artıyor, uygar dünyadan örneklere bakınca bunun alkışlanacak bir uygulama olduğu düşünülebilir. Ancak AKP yeni okul açmalarda 80 ihtilali ürünü güvenlik soruşturmasını yeniden hayata geçirdi iktidarın onay vermediği birinin özel okul açması mümkün görünmüyor. Özel okullarda toplumdan alınan vergilerle kendi çevrelerine kaynak aktardıkları yönünde kuşkular giderek artıyor. OHAL le hizmet hareketine bağlı binden fazla okul kapatılırken her yıl binden fazla yeni okul açılıyor. Okul sayısı 3 bin civarında iken destekten sonra bu sayı hızla 10 bine doğru ilerliyor.  Özellikle bazı okul zincirleri devlet kaynağını kullanarak şimdiden 500’e yakın şube açmış durumda. Bazı okul zincirleri hisse devriyle el değiştiriyor, eğitimle hiç ilgisi olmayan AKP kurmaylarının gizli ortağı olduğu şirketlere okul zincirleri devrediliyor ve devlet kaynaklarını kendi kasalarına aktarmanın yolları geliştiriliyor.  
Ülkede aydınların büyük çoğunluğu Erdoğan ve ekibinin bir gizli ajandası olduğu kuşkusunu asla üzerlerinden atamadılar. İlk yıllarda olmasa da zaman ilerledikçe bunda haksız olmadıkları ortaya çıktı. “Eğitimde evrensel değerleri öne alan insanı merkeze yerleştiren demokratik çağdaş bir yaklaşım sergileyeceklerini” söylerken bugün ülkedeki tüm öğrencilerin dini duygularını kullanıp gerektiğinde sokağa dökebilmenin hesaplarını yapıyorlar.  
EN VERİMLİ PROJELER KAPATILIYOR, EN ÖZVERİLİ KADROLAR KAÇIRILIYOR

Son dönemde ülke geleceğinin daha iyi olması için eğitim seferberliği başlatıp birikimi olan her kesimden yararlanacakları yerde, evrensel değerleri bir kenara bırakıp sırf iktidarlarını sürdürebilmek için dünya görüşünden dolayı her gün bir kesimi hain ilan ediyorlar.

-Ülkenin süreklilik arz eden yıllarca sabır ve gayretle deneye yanıla geliştirilen dünyayla rekabet edebilecek tek eğitim projesi, “hizmet hareketi” insan haklarına aykırı düzenlemelerle Türkiye’de yok edilmek isteniyor.

- -Ülkede kendileri dışında kimseye hayat hakkı tanımayan iktidar partisi en özverili kadroların toplum yararına yapacakları hizmetleri engelliyor.

- Bu projelerde direk ya da dolaylı olarak görev almış oldukça başarılı hizmetler üretmiş 60 bine yakın eğitimli kadro görüşünden sendikasında dolayı terörist ilan edildi, bunlar ya tutuklanacak ya da yurt dışına kaçıp kurtulacaklar.

-Halen erkek bayan 20 bini aşkın eğitimci tutuklu, dünyanın farklı ülkelerine dağılmış eğitimci sayısı da 10 bini geçti, idarecilerin iktidarlarını sürdürme sevdasına ülkede beyin göçü hızlanıyor.
Tüm dünya da ülkeler her birikimden yararlanmayı tercih ederken iktidar partisi yanlışlarına itiraz istemiyor. Ülkeyi tek başına keyfi düzenlemelere yönetebilmek için düşünen beyinlerin hizmet üretmesini engelledikleri gibi; işini elinden alma, başka yerde çalışmasını engelleme, geçimini sağlayacağı tüm yolları bir bir tıkama, istediğini tutuklama, işkenceyle suç kabul ettirme vb tehditlerle beyin göçüne kaçmaya zorluyorlar. Toplum hizmetine kendini adamış özverili ve yüksek motivasyonla çalışan az sayıda eğitimci eğer tutuklu değilse yaşamını sürdürebilmek için ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor, ülke tarihinin en büyük beyin göçü yaşanıyor. Birçoğu uygar ülkelere gidip sığınma hakkı istiyor, bu yolla ülkede yaşanan zulme tüm dünya şahit oluyor.   

Son güncelleme: 17:35 18.01.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı