• Turkhane Logo

Abdülhamit Bilici’nin Güney Afrikanın en büyük medyası Independent’te yayınlanan yazısı

Yaklaşık 90 bin mahkûm infaz düzenlemesi ile tahliye edildi. İkisi çıkar çıkmaz çocuğunu, arkadaşını öldürüp tekrar cezaevine girdi. Haberleri gerekçe gösterilerek siyasi saiklerle hapsedilen gazeteciler ise infaz düzenlemesi kapsamı dışında tutuldu.

14:44 01 Mayıs 2020 Cuma
Abdülhamit Bilici’nin Güney Afrikanın en büyük medyası Independent’te yayınlanan yazısı
Yaklaşık 90 bin mahkûm infaz düzenlemesi ile tahliye edildi. İkisi çıkar çıkmaz çocuğunu, arkadaşını öldürüp tekrar cezaevine girdi. Haberleri gerekçe gösterilerek siyasi saiklerle hapsedilen gazeteciler ise infaz düzenlemesi kapsamı dışında tutuldu.



Kapatılan Zaman Gazetesinin Eski Genel Yayın Müdürü Abdülhamit Bilicinin muhaliflere yönelik sürdürülen düşmanca tutumu ele aldığı yazısı şöyle;

Katillerin cezaevinden tahliye edildiği, fakat gazetecilerin edilmediği yer


Türkiyede hüküm giymiş katiller ve dolandırıcılar tahliye edildi ama gazeteciler edilmedi. Bunun bir abartı olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İki kişinin hikayeleri üzerinden açıklayayım.

33 yaşındaki Müslüm Aslan, herhangi bir nedenle şiddete başvurup, karısını döven bir kocaydı. Ailenin, baba tarafından uygulanan aile içi şiddetin de sıkça hedefi olan üç çocuğu vardı. Geçen yıl, rutin kavgalarından birinin ardından Müslüm, karısını dövmekte ileri gitti ve canını alma teşebbüsünde bulundu. Boğazına bıçak sapladı. Neyse ki başarılı bir ameliyattan sonra eşi kurtuldu. Sonuç olarak Müslüm, geçen yıl karısını öldürme teşebbüsünden tutuklandı. Ondan sonra hapse atıldı.

Öte yandan Mevlüt Öztaş, sekiz yıldır Uşak ilinde çalışan Cihan Haber Ajansının başarılı muhabirlerinden biriydi. Ayrıca evli ve üç çocuk babasıydı. Müslümün aksine, karısından sorumlu bir koca ve çocukları için mükemmel bir babaydı. Suç faaliyeti dahil olmak üzere, Mevlütün herhangi bir sabıka kaydı yoktu. Muhalefet medyaya yapılan büyük baskıyla Cihan Haber Ajansı, yaklaşık 200 medya kuruluşuyla birlikte 2016 yılında kapatıldı.

Diğer birçok meslektaşı gibi Mevlüt de 2018 yılında inanç temelli Gülen hareketine üyelik suçlamasıyla tutuklandı. Hükümet, hareketi 2016 darbesini düzenlemekle suçladı ama hareket bu iddiaları reddetti. Hızla kötüye giden sağlığına rağmen Mevlüt 3 yıldır tutuklu yargılanıyor. Terörist olduğu iddiasının tek kanıtı, başka bir muhalif gazetecinin tweetini paylaşmak. Bu yüzden 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Dünyadaki her şeyi etkilediği ve değiştirdiği için, koronavirüs de bu hikayenin bir parçası oldu. Sağlık uzmanları, kötü havalandırma ve sanitasyonun virüsün yayılma hızını artıracağı aşırı kalabalık ortamlarda sosyal mesafe korumasının ve kişisel enfeksiyon kontrolünün neredeyse imkansız olduğu konusunda uyarıyorlar. Bu tehdide bir yanıt olarak, birçok ülke hem cezaevi personeli hem de mahkumların güvenliğini artırmak için, mahkumlarını tahliye etme, ev hapsi ve cezaların ertelenmesi veya azaltılması dahil olmak üzere farklı politikalar geliştirdi.

Şu anda yüzde 140 kapasitede işlev gören hapishaneler aşırı kalabalık olduğu için Türk hükümetinin yanıtı, suçların türüne bağlı olarak, cezalarını azaltarak 90.000 mahkumu serbest bırakmaktı. 14 Nisanda Erdoğanın partisi ve ortakları, hapishanelerdeki kalabalığı azaltmak ve tutukluları koronavirüsten korumak için 90.000 mahkumun tahliyesine izin verecek bir af yasası onayladı.

Aftan yararlanacak suçların listesi tehditler, şantaj, özel mülkiyete yönelik saldırılar, hırsızlık, yağma, gasp, tapınaklara saldırmak, ağır sahtekarlık ve organize suçları içerir, ancak siyasi mahkumları içermez. Bu durumda hükümet,  yerel ve uluslararası insan hakları örgütleri de dahil olmak üzere milyonlarca insanın itirazlarını görmezden gelerek, katilleri ve soyguncuları serbest bırakırken gazetecileri ve diğer siyasi mahkumları hapiste bıraktı. İktidardaki AKPnin ortaklarından suçluların muhaliflere daha fazla alan açmak için serbest bırakıldığına
 dair ciddi itiraflar var.

Söz edilen tasarının sonucunda Erdoğan hükümeti, karısını bıçaklayan, şiddet uygulayan Müslüm Aslanı hapisten çıkardı. Sadece kendisini değil, eski karısının öldürülmesini emretmek de dahil olmak üzere birçok suçtan sorumlu bir suç örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanan mafya patronu Alaattin Çakıcıyı bile tahliye ettiler. Ancak hükümet gazeteci Mevlüt Öztaşı parmaklıklar ardında bıraktı.

Serbest bırakıldıktan sonra Müslüm, karısı Rukiyenin evine gitti ve üç çocuğuyla birlikte kaçmaya çalıştı.

Raporlara göre, tartışma esnasında dokuz yaşındaki kızı Ceylanı dövdüğü için Rukiyeyle Müslüm tartışmaya başladı. Müslüm, Ceylanı kollarından duvara astı, sonra onu yerde kan içinde bırakana kadar bir hortumla dövdü ve taksiye binip kaçtı. Ceylan hastaneye kaldırıldı, ancak doktorların çabalarına rağmen kurtarılamadı, öldü. Polis katili bir parkta buldu ve onu hapse geri gönderdi.

Aynı gün gazeteci Mevlüt, haftada bir kez olan, eşini ve çocuklarını görme hakkını bile kaybetti, çünkü koronavirüs önlemleriyle ziyaretleri iptal edildi ve sadece haftada bir kez telefon etmelerine izin verildi. Aile, Mevlütün ağır hapishane koşulları altında fıtık, astım ve böbrek problemleri ile mücadele ettiğini öğrendi. Hayati tehlike taşıyan hastalığını, üzülmesinler diye aile üyelerine söylemedi. Sağlık durumundan ötürü tahliye taleplerinin tamamı Erdoğanın mahkemeleri tarafından reddedildi.

Büyük kızıyla telefonda yaptığı son konuşmada Mevlüt, sonunda ailesine bir notla kanser teşhisi konulduğu trajik gerçeği açıkladı: Bana yardım etmek için ellerinden geleni yapmalarına izin verin. Daha sonra Ankaradaki bir hastaneye nakledildiğini öğrendiler, ancak koronavirüs seyahat yasağı nedeniyle ailenin oraya ulaşması iki haftadan fazla sürdü. Sonunda onu gardiyanlarla çevrili sert kısıtlamalar altında gördüklerinde, evre 4 pankreas kanseri teşhisi konulduğunu da öğrendiler. O günden beri Mevlütün kızları şok ve üzüntülerini sosyal medya aracılığıyla paylaşıyor ve Adalet Bakanını babalarını serbest bırakmaya ve bu zor dönemde onunla birlikte olmalarına çağırıyor.

Mevlüt Öztaş, sık sık diğer hükümetlere adalet dersleri veren Cumhurbaşkanı Erdoğanın sert yönetimi altında Türkiyede adalet arayan mağdurlardan sadece biri. Şu anda, ciddi sağlık sorunları olan 145 gazeteci ve binlerce başka siyasi tutuklu var. Yaşlarında ötürü potansiyel koronavirüs bulaşması nedeniyle büyük risk altındadırlar.

Türkiyenin üçüncü büyük partisinin lideri Selahattin Demirtaş hapiste. Yargıtay üyesi Alparslan Altan ve diğer birçok hakim ve avukat hapiste. 10.000den fazla kadın ve 800 bebek hapiste. Açlık grevine giren Mustafa Koçak 297 gün sonra hapiste öldü. Grup Yorumun şarkıcısı Helin Bölek, bu ayın başlarında 288 gün açlık grevi sonrası öldü. Milletvekili ve insan hakları aktivisti Ömer Faruk Gergerlioğlu, Anayasa Mahkemesine hükümetin af yasasının masum insanları da  dahil etmesi için çağrıda bulundu ve Tüm bu ihlaller soykırım anlamına gelmiyor mu? diye sordu.

* Abdulhamit Bilici sürgün edilen Türk bir gazetecidir, Zaman haber ajansının eski Genel Yayın Yönetmeni ve Cihan haber ajansının eski Genel Müdürüdür.


 

Son güncelleme: 14:44 01.05.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı