• Turkhane Logo

'Erdoğan'a yakışan cevabı biliyorum ama Silivri'de volta atmaya niyetim yok'

Deneyimli gazeteci Aydın Engin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a, "Eyy AKP Reis'i, bir ara ver soluklan!" diye seslendi.

13:09 18 December 2018 Tuesday
  'Erdoğan'a yakışan cevabı biliyorum ama Silivri'de volta atmaya niyetim yok'
Deneyimli gazeteci Aydın Engin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a, "Eyy AKP Reis'i, bir ara ver soluklan!" diye seslendi.




18 Aralık Salı günkü T24 yazısında, Engin, haberlere göz gezdirdiğinde, (Erdoğanın) Beni yaz beni diye bağırmakta olduğunu belirtti ve ekledi:


 İster köşe yazısı deyin, iste yorum, ister çoğu Tırmıkta yapıldığı üzere sohbet, hiç fark etmez. Böyle yazılar döktüren gazeteci, yazıya başlamadan günün haberlerini gözden geçirir, dişine ve meşrebine uygun bulduğu birini seçip işe koyulur.

Ben de öyle yapmaya niyetli, hatta kararlıydım.

Önceki gün Mecliste konuşan HDP milletvekili, benim can kardeşim, genç Hrantların en hası Garo Paylanın sözleri üstüne yazacaktım.

Garo ders verdi. Dersi izlemeyenler şuraya tıklasın da mutlaka izlesin deyip tıklanacak adresi yazıp Tırmıkı noktalayacaktım.

Gel gör ki Haberlere şöyle bir göz atayım dedim. Demez olaydım. Sadece T24deki haberler yetti. AKP Reisi Denizli, Konya derken her gittiği yerde yağmış gürlemiş, inciler saçmış. Her bir cümlesi yakama yapışmış Boş ver Garoyu, Anadolu halklarını filan. Beni yaz beni diye bağırmakta. Öteki haber kanallarına göz bile atamadım. AKP Reisine seslenip Eyy Reis, bir ara ver, bir soluklan demenin, incilerden birini seçmenin alemi yoktu.

Boynumu büktüm, bilgisayarı açtım, iskemleye çöktüm ve işime baktım...

Buyrun.

* * *

AKP Reisinin gezi korkusu ve sokak takıntısı ve demokrasi tiksintisi yüzünden zembereği iyiden iyiye boşaldı. Önce beş yıl önce müezzinin tanıklığı ile fos çıkmış bir yalanı yeniden ısıtıp önümüze sürdü.

Konyada bir toplu açılış töreninde yağdı gürledi ve Af edersiniz Dolmabahçede Bezm-i Alem Valide Sultan Camisinin içine bira şişeleriyle girdiler. Bunlar böyle ahlaksız diye üfürdü.

Ne diyelim. Valla affetmeyiz. Yalan söyleyen biri Cumhurbaşkanı bile olsa affedilmez deyip geçelim.

* * *

Geçelim de Denizlideki konuşmasına ne diyeceğiz? Ülkedeki özgürlüklerin, özellikle Anayasa güvencesine alınmış toplantı ve gösteri yürüyüşleri özgürlüğünün alabildiğine kısıtlanmışlığını dile getiren yani mesleğinin gereğini yerine getiren Fox Ana Haber sunucusu Fatih Portakal arkadaşımızı hedef tahtasına oturttu:

... TV ekranlarından kendini bilmez, haddini bilmez, edep yoksunu bir tanesi çıkmış sokağa davet ediyor. Ahlaksıza bak, ahlaksıza bak. Bu ne terbiyesizliktir? Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir. Ben buna inanıyorum. Sen ne yapıyorsun? Burası Paris mi?

Bir devletin en tepesindeki bir zatın bu üslubuna yakışan bir cevap nasıl olmalı?

Ben biliyorum ama söylemem. Karakış kapıdayken Silivride volta atmaya niyetim yok. O yüzden sözlerinin son cümlesine cevap verip geçeceğim:

- Hayır efendim, burası Türkiye. Başka sorunuz?

* * *

Bu kadarını söylemek Reisi kesmemiş. Belli ki öfkesi Fatih Portakalın özgürlüklerin kısıtlanmışlığı üstüne söylediği sözlerden ibaret değil. O çok yaygın izlenen bir haber programında kendisine muhalefet edilmesine katlanamıyor. O yüzden hızını alamadı, Şeb-i Arus törenleri için gittiği Konyada üslubunu bir üst düzeye taşıdı (Yoksa çukur düzeyine mi deseydim? Ama demeyeyim. Neme gerek):

- Birileri çıkmış, portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir nedir? Sokağa çağırıyor. Haddini bil, bilmezsen haddini bu millet patlatır enseni.

Ense patlatan millet nasıl bir millettir bilemedim. Tahminlerim var ama söylemeyeceğim. Neme gerek...

Ancak şu manav tezgahtarı ağzıyla kurulmuş cümlelere bir cevabım var:

- Hayır muhterem Reis, o arkadaş portakal ya da mandalina ya da narenciye ya da herhangi bir zerzavat değil. Portakal onun soyadıdır ve kendisi bu ülkenin değerli bir evladı, bizim mesleğin de övünç kaynağı bir gazetecidir. Ancak sizin bildiğiniz ve pek sevdiğiniz gazetecimsilerden değil, sahici gazetecilerdendir. Hani halkın doğru haber alma, gerçekleri bilme hakkını savunan ve bu yolda gerekirse bedel ödemekten hiç, ama hiç çekinmeyen gazetecilerden...

* * *

Bir önerim var.

Reisin üslubuna, zihniyetine aktardığım cümleleri yeterince ayna tutuyor.

Şimdi lütfen Garo Paylanın Meclis konuşması ile Reisin cümlelerini ve zihniyetini karşılaştırın.

Sonra da ister öfkelenin, ister kederlenin...

Ben her ikisini de yaptım...

 

Son güncelleme: 13:09 18.12.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı