AKP hükümeti tarafından yasal düzenlemeyle suç işlediği tespit edilse bile soruşturulamaz hale gelen MIT mensupları, hizmet hareketi mensubu olduğu gerekçesiyle çok sayıda kişiyi kaçırdı. Bunlardan biri olan Türkiye Akreditasyon Kurumu’nda Uzman Yardımcısı olarak çalışan Ümit Horzum’un kaçırılması üzerinden 112 gün geçti.
Horzum 06 Aralık 2017 tarihinde 20 h 1931 plakalı aracıyla seyir halindeyken aracın önü kesilerek zorla kaçırıldı. Horzum’un kullandığı aracın protokol yoluna girdiği iddia edilmişti. Ancak Horzum’un eşi Opet bayiinden akaryakıt aldığını belgeleyerek eşi tarafından bu iddia çürütülmüştü. Horzum’un kaçırılması olayında geçtiğimiz gün önemli bir gelişme yaşandı.
Ancak bu yanlış bilgi, tutanak halinde adalet bakanlığına da gönderildi. Ne yazık ki, bakanlık gerçek olmayan bilgiye haiz bu tutanağı AİHMe sunmuş olduğu dosyada da kullanmış. Üstelik, akaryakıt bilgilerinin polis tarafından anlık alınıyor. Nasıl olur da 05 Aralık 2017 gününe ait bilgi emniyet teşkilatında olmaz?
Polis elinin altında olan bilgiyi savcılığa ve adalet bakanlığına göndermemiş olup, neticede bu ihmal sebebiyle opet istasyonundaki kamera görüntülerinin (15) gün içerisinde silinmesine neden oldu.
Horzum’un eşi, hem Opet istasyonunun her iki istikâmetindeki KGYS ve PTS noktalarını hem de Opet istasyonundaki silinen güvenlik kamera görüntülerine ilişkin hafıza kartının alınarak program yardımı ile geri getirmesi talebi adli, idari dilekçeler ile ilgili makamlara sundu. Ayrıca eşi tarafından sosyal medyadaki twitter hesabından da Ankara Valisi Sayın Ercan Topacaya bu konuyu mention yaptı. Ancak, şu ana kadar etkili bir çalışma yapıldığı konusunda ciddi şüpheler var. Zira bu süre zarfında delillerin toplanması konusunda da herhangi bir gelişme olmadı.
KAÇIRILMADAN 111 GÜN SONRA ARABASI BULUNDU
Yine, Ümit Horzumun zorla kaçırılmadan önce kullandığı ve terk edilmiş halde olduğunu düşünülen 20 h 1931 plakalı aracın bulunması için, bütün devlet birimlerinden yardım istendi. Ama bu zamana kadar hiçbir ipucu bulunamadı.
Kaçırılma eyleminin üzerinden (111) gün geçtikten sonra, Ümit Horzumun zorla kaçırılmadan önce kullanmakta olduğu araç eşi tarafından 24 Mart 2018’de bulundu.
Ümit Horzumun aracı Celal Esat Arseven Caddesi Yıldıztepe mahallesi, 105. Sk. No : 84-86 Altındağ/Ankara yakınında, yıldız parkının köşesinde bulundu. Aracın arka lastiklerden bir tanesi inmiş durumdaydı.
Araç bulunduktan sonra hemen aracı inceleme yapmaları ve delil araştırmaları için eşi tarafından 155 aranıp olay yerine çağrılan polislere teslim edildi. Fakat araç olay yerinde iken hiçbir delil incelemesi yapılmadan araç suç yerinden alınarak Balgat otoparkına çekici yardımı ile götürüldü. Araç Hasköy de bulunmuş iken eşi Ostim karakolu mıntıkasında otururken araç her nedense Balgat’a götürüldü.
POLİS VATANDAŞLARIN SAYISIZ İHBARINI DEĞERLENDİRMEDİ
Ayrıca olay yerinde toplanan birçok vatandaş polisin araca işlem yaptığı esnada polise neden bu zamana kadar gelmedikleri yönüne şikayette bulunmuştur. Birçok bölge sakini olay yerinde bulunan polise aracın plaka ve modelini de vererek 155 polis imdat hattını birçok kez aradıklarını, bu aracın üç dört aydır burada olduğunu, tam köşeye park edildiği için bu araç yüzünden inşaat kamyonlarının köşeyi dönemediğini defalarca 155’i arayarak ihbar ettiklerini söyledi.
Bu sırada, olay yerinde bulunan polis mağdur ümit horzumun eşine ve vatandaşlara cevaben 20 h 1931 plakalı araca ait kayıtlar kontrol edilmiş ve çalıntı kaydı yok, bu sebeple ilgilenilmemiştir şeklinde beyanda bulundu.
Halbuki, Ümit Horzumun kullandığı aracın KGYS (mobese) kaydının, en son 29.11.2017 tarihinde olduğuna dair polis tarafından tutanak tutuldu. Tutanak, Adalet Bakanlığına, oradan da, şeklinde AİHMe bile gönderilmedi.
Yani polis, Ümit Horzumun kullandığı araç olan 20 h 1931 plakalı aracın bilgilerine hem de bu arabanın kaçırılma olayına karıştığına dair bilgiye sahip.
CEVAPSIZ KALAN SORULAR
Polisin gerekli işlemleri yapmaması akıllara çok sayıda soru getiriyor. Polis ‘aranan araç kaydını sisteme niçin girmez. Birçok vatandaş tarafından 155e yapılan ihbarları dikkate almama, araca dokunmama’ nedeni ne olabilir?
Polisin elinde araç bilgisi olmasına rağmen, ‘aranan araç kaydı dahi girilmediği, terk edilen araca ilişkin yapılan ihbarlara işlem yapılmadığı, elde edilebilecek delillerin yok olmasına neden olup olmadıkları’, ihmal ve kasıt hususları ne zaman araştırma konusu olacaktır?
Olay yerinde, birçok ‘görgü şahidi, tanıklar’ vardı. Bu kişilerin ifadelerinin alınması için karakola götürülmesi gerekmez miydi?
Aracın bulunduğu yer suç mahalli olmuyor mu? Araç üzerinde ve içerisinde olayın faillerini bulmak adına olay yeri inceleme ekipleri tarafından inceleme yapılması gerekmiyor muydu?
