• Turkhane Logo

Ömer Halisdemir Bylock kullanıcısı mı?

Albay Kılıç, savcının kendisine Halisdemir'in çocuklarını Cemaat okullarına gönderdiği ve Bylock kullandığını söyledi.

15:23 05 Haziran 2017 Pazartesi
Ömer Halisdemir Bylock kullanıcısı mı?
Albay Kılıç, savcının kendisine Halisdemir'in çocuklarını Cemaat okullarına gönderdiği ve Bylock kullandığını söyledi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akarın eski özel kalem müdürü Kurmay Albay Osman Kılıç , Çocukları örgütün okullarında okuyan ve Bylock kullanıcısı olduğu iddia edilen şehit Ömer Halisdemirin görevi tamamladıktan sonra öldürülmesi emri verildiği yönünde iddialar var ifadelerini kullandı.

15 Temmuzda Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akarın eski özel kalem müdürü Kurmay Albay Osman Kılıç savunma yaptı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafında Sincan Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, Kılıç, darbeyi kimin yaptığı yönünde kendisine soru sorulacağını bildiğini belirterek, bunun 3 ayrı grup tarafından emir komuta zinciri içinde rütbeli ve rütbesiz TSK personelinin kullanıldığını iddia etti.

Yaşamını yitiren Astsubay Ömer Halisdemire, bildiklerini anlatmasın diye Semih Terziyi vurma emri verildiğini iddia eden sanık Kılıç, Çocukları örgütün okullarında okuyan ve Bylock kullanıcısı olduğu iddia edilen şehit Ömer Halisdemirin görevi tamamladıktan sonra öldürülmesi emri verildiği yönünde iddialar var yönündeki ifadeleri üzerine salondan tepkiler yükseldi.

HALİS DEMİRİN BYLOCK KULLANDIĞINI SAVCI SORMUŞ
Müşteki avukatların duruma tepki gösterirken Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, Ölmüş insanların arkasından bari konuşmayın. Kim dedi sana bunları, kim iddia etti? şeklinde soru yöneltti. Sınık Kılıç ise Ömer Halisdemirle birlikte görev yaptıklarını, sevdiği bir astsubay olduğunu belirterek, Başkanım benim amacım maddi gerçeklerin ortaya çıkartılması. Bana bunları sorgum sırasında savcı söyledi. Savcı Halisdemiri sordu. Ömeri tanıyor musun? Bylock kullanıyor mu? Cemaatçi olabilir mi? diye sordu iddiasında bulundu.

Kılıç savunmasında, Akıncı Üssünde bulunduğu sırada, Cumhurbaşkanına suikast davasında yargılanan eski Binbaşı Şükrü Seymene görev iptal mesajını iletmesini söylediklerini iddia etti.

Darbe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın kaldığı oteli aradığı ve suikast girişimini organize etmekle suçlanan Gökhan Şahin Sönmezateş ve Şükrü Seymen ile sık sık konuştuğu iddia edilen kişi de Kılıçtı.

SİLAH DOĞRULTUP BİR ODAYA KAPATTILAR
Darbe gecesi Akıncı Üssüne tören görevi için gittiğini belirten Sanık Kılıç, 19.15 gibi kendi özel aracımla sivil kıyafetle Akıncı Üssüne giriş yaptım. Tören için geldiğimi söyledim ve beni 143. Filo önüne götürerek burada beklememi söylediler. Bir süre sonra görevi sormak için Ramazan Albayı askeri hattan aramak için bulunduğum yerden ayrıldım. Ramazan Albay bana o gün böyle bir görev olmadığını kendisinin böyle bir emir vermediğini söyledi. Burada beklerken ikinci bir emre kadar hava aracı hareketlerinin yasaklandığını öğrendim. Görevin olmadığını ve orada olağanüstü bir hareketlilik görünce, saat 20.30 gibi üsten çıkmak istedim. Ancak nizamiye bölgesinde bana silah doğrulttular. İkinci bir emri kadar üsten çıkışların yasak olduğu söylendi. Beni karargah binasının bulunduğu bölgede bir odaya kapattılar. Bulunduğum oda binanın girişinde ve salona yakın bir mesafedeydi. Salonda konuşulanları duyabiliyordum dedi.

ŞÜKRÜ SEYMEN ISRARLARINA RAĞMEN GÖREVİN NE OLDUĞUN SÖYLEMEDİ

Odada beklerken, saat 21.30 sıralarında daha önce ÖKKda birlikte çalıştığı Binbaşı Şükrü Seymennin kendisini aradığını söyleyen sanık Kılıç, Nerede olduğumu ve Genelkurmay Başkanının durumunu sordu. Akıncı Üssünde olduğumu bu nedenle Genelkurmay Başkanının durumunu bilmediğimi ilettim. Bana Genelkurmay Başkanının Akıncı Üssüne geleceğini, kendisine de bir kısım görevler verildiğini, benim bilgim olup olmadığını sordu. Herhangi bir bilgim olmadığını ve görevin ne olduğunu kim tarafından verildiğini sordum. Semih Paşanın aradığını ancak görevi paylaşamayacağını söyledi. Ben olağanüstü bir durum olduğunu ve uçuşların yasaklandığını duyduğumu anlatarak, görevin ne olduğunu ısrarla sordum. Ancak bulunduğu ortamda çok yoğun sesler geliyordu. Bu nedenle tam olarak anlaşamadığımız için mesajlaştık diye konuştu.

SÖNMEZATEŞ VE SEYMENE ULAŞAMADIKLARINI GÖREVİN İPTAL OLDUĞUNU SÖYLEMEMİ İSTEDİLER
İfadesinde, bulunduğu odada salonda konuşulanları rahat bir şekilde duyduğunu tekrarlayan Kılıç şöyle devam etti:

Yarım saat sonra salondaki seslerden İstanbuldaki Boğaz köprülerinin kapatıldığını ve TSKnın sıkıyönetim ilan ederek yönetime el koyacağı, Genelkurmay Başkanının da Akıncı Üssüne gelerek faaliyeti yöneteceği ve idare edeceği konuşuldu. Bunları bulunduğum odada duydum. Bunun üzerine oradan ayrılmak istedim ve kapıya vurdum. Güvenlikten sorumlu havacı Albay geldi ve çıkışların yasak olduğunu, biraz sonra Genelkurmay Başkanının geleceğini ve geldiği zaman beni onun yanına götüreceklerini söyledi. Saat 23.00 sıralarındaydı, helikopter sesi duyulunca Genelkurmay Başkanının üsse geldiği konuşuldu. Belli bir süre sonra tam saatini hatırlamıyorum ama Mehmet Dişli generalin bulunduğum binaya geldiğini gördüm. Yine bundan yarım saat sonra salonda Gökhan Şahin Sönmezateş ve Şükrü Seymen ile irtibatı olan var mı diye sordular. Benim kapıma gelip bana da sordular. Ben de Seymen ile akşam saatlerinde irtibat kurduğumu söyledim. Kendilerinin ulaşamadığını ve Şükrüye görevin iptal olduğunu söylememi istediler. Ne görevi diye sorunca, o görevi biliyor diye cevap verdiler. Ben de akşam saatlerinde kendisiyle görüştüğümü uçuşların iptal edildiğini söylediğimi belirttim. Bununu üzerine konuştuğum kişi kızdı ve salona doğru yürürken, kendi kafanıza göre iş yapmayın, kendi kafanıza göre cep telefonlarıyla istediğiniz kişiyi aramayın dedi. Sonra telefonumu aldılar ve orada beklememi söylediler. Gece nizamiyede vatandaşların içeri girmeye çalıştığını ve çatışmalar olduğunu öğrendim. Sabah saat 10.00 sıralarında karargaha gittik ve öğle sonuna doğru savcı gelerek gözaltına alındık.

DİŞLİNİN YERİNDE KALSIN ŞEKLİNDE TALİMAT VERDİĞİ DOĞRU DEĞİL
Sanık Kılıç, savcılıkta verdiği ifadenin baskı altında alındığını ve bazı isimlerin zorla orada olduklarını söylemesinin istendiğini belirterek, Bu ifademde geçen isimleri orada görmedim. Orada sadece hava subaylar vardı. Genelkurmay başkanının yanına gitmek istediğim ve bana Dişli generalin, yerinde kalsın şeklinde talimat verdiği doğru değildir. Hakan Evrimi gördüğü reddediyorum. ifademe ilave etmişler iddiasında bulundu.

Darbe hazırlıklarını denetleyip sonrasında Akıncı Üssüne gittiği yönündeki iddiaları reddeden Sanık Kılıç, o gün çocuklarına okul baktığını ardından Merkez Orduevine gittiğini belirterek, gittiğini söylediği okulların ve Merkez Orduevinin kamera kayıtlarının incelenmesini talep etti.

BU BİR SUİKAST GİRİŞİMİ DEĞİL OLSA OLSA TİYATRO OLUR, KUMPAS OLUR
Muğlada görülen duruşmada Cumhurbaşkanına suikast girişiminden yargılanan Gökhan Şahin Sönmezateş ve Şükrü Seymen ile toplantı yaptığı ve bu kişilere talimat verdiği iddialarının da gerçekleri yansıtmadığını ileri süren Kılıç, Şükrü Seymen ifadesinin işkence altında alındığını belirtmiş ve kabul etmemiştir. Sönmezateş ise bu davada verdiği ifadede yapıldığı söylenen bu toplantıyı kabul etmemiştir. Şükrü Seymene talimat verdiğim söyleniyor. 2 saat önce otelinden ayrıldığı bilinen Cumhurbaşkanın suikast girişimini anlamak çok zor. Bunun adı suikast olamaz. Tiyatro olur, kumpas olur dedi.

Savunmasını, Tiyatro sanırım halen devam ediyor. Gelecek günlerde Allah devletimize, milletimize zeval vermesin şeklinde tamamlayan sanık Kılıçın çapraz sorgusu sürüyor.

SEMİH TERZİ BİLDİKLERİNİ ANLATMASIN DİYE ÖLÜME GETİRTİLDİ?
Savunmasının devamında, Semih Terzinin Diyarbakırdan Ankaraya gelmesinin neden engellenmediği sorusunu soran Kılıç, Birileri acaba Semih Terzinin gelip başa geçerek daha kanlı olaylara yol açmasını sağlamak için mi, yoksa bildiği bazı bilgiler nedeniyle öldürülerek etkisiz hale getirilmesi istendiği için mi gelmesine izin verilmiştir diye sordu. 

SUİKAST YALAN
Kılıç, savunmasının devamında kontrollü dedîği bu darbeyi kimin yaptığına dair çok kafa yorduğunu, bunun sahne önü ve sahne gerısinde aktôrleri olduğunu söyledi. Kılıç savunmasını tamamladıktan sonra başkan Dik, Madem tören yapılacak, resmi kıyafetle gitmen gerekmez miydi? diye sordu. Kılıç, Törene katılmayacağım ki, hazırlıklara yardım edeceğim dedi. Kılıçın avukatı Hakan Tunçkol, Balyozdaki cami bombalanması gibi Cumhurbaşkanına suikastın da bir yalan olduğunu öne sürüp, Suikast Karlov gibi olur ifadesini kullandı. Tunçkol kötü muameleyi anlatırken, erlerin müvekkilinin üzerine işediğini iddia etti.

BUNLAR İNCE İŞLER

Duruşmanın devamında Kılıçın çapraz sorgusuna geçildi. Savcı Aytekin Ceniklinın soruları ve Kılıçın cevapları şöyle:

Savcı: İstanbuldaki kursunuzdan resmi izin aldınız mı?

Kılıç: Evet kayınvalıdemin rahatsız olduğunu, gelemeyeceğımi kurs sorumlusuna bildirdim.

Savcı: Dilekçe verdiniz mi?

Kılıç: Dilekçe verilmez, liste verilir.

Savcı: Enteresan bir izin sistemi!... Genelkurmayda kimse yok mu da istanbulda kursta olan sizden yardım istiyorlar, başka kimse yok mu? 

Kılıç: Yok.

Savcı: Sormuyorum.

Kılıç: Sormayın. 

Savcı: Size bir şey olsa tören yapılmayacak yan i. 

Kılıç: Allah bilir, bunlar ince işler. 

Savcı: Tabii tabii... Pensilvanyadaki teröristbaşı da bu darbeye tiyatro demişti. 

Kılıç: Ben Marmaris için söyledim. 

Savcı: Teröristbaşının talimatları doğrultusunda mı böyle savunma yapıyorsun?

Kılıç: Cevap veriyorum, hayır. 

Savcıdan sonra Erdoğanın Avukatı Güseyin Aydın, Kılıça sorular yöneltti. Soru sormadan önce Ömer Halisdemir ailesinin de avukaatı olduğunu belirten Aydın, Osman Kılıçın Halisdemir ile ilgili iddiaları için, Alçakça bir iftiradır. dedi. 

Avukat Aydının bu sözleri müşteki sıralarından alkışlarla desteklendi. Bunun üzerine Osman Kılıç şöyle konuştu: Cevap veriyorum, 12 yıl çalıştığım bir insan Ömer Halisdemir. Şehit olduğunu duyunca sayın Avukat herhalde benim kadar üzülmemiştir. Ekimde ismi Kemal ve İstiklal olarak hatırladığım savcılar sordu, Bylock kullanıyor mu, F..Öcü olabilir mi diye. Arz ederim.

Bunun üzerine Avukat Hüseyin Aydın, Kılıçın savcılık ifadesinde böyle bir şey olmadığını söyledi. Kılıç da, Savcılara sorulabilir cevabını verdi. 

SALON KARIŞTI
Bir mağdur müşteki Avukatı, Fethullah Gülenin terör örgütü olduğunu kabul edip etmediğini sordu. Kılıç, Cevap vermek istemiyorum, yorum sorusu deyince, mağdur müştekiler, Hain, şerefsiz diye tepki gösterdi. Başkan Dik, küfreden bir mağdur müştekinin salondan çıkarılması ve hakkında tutanak tutulması talimatını verdi.

BAŞBAKANLIK VE EMNİYETİ KORUDUĞUNU SÖYLEDİ
Duruşmanın öğleden sonraki bölümü Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu belirtilen Ali Osman Gürcanın savunmasıyla başladı. Gezi olayları sırasında Ankara İl Jandarma Komutanı olduğunu, Ankara Valisi’nin sözlü isteği üzerine Başbakanlık ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nü koruduğunu, göstericilerin buralara yaklaşamadığını anlattı. Bunun üzerine mağdur ve müştekiler, yalan diye bağırdı. Gürcan, yalan değil karşılığını verdi.

“DÜN KAHRAMAN OLAN BİRLİĞİM…”

Bu iktidar döneminde General olmasından Şırnaka gittiğini, çözüm sürecinin bitmesiyle operasyon yapmalarına izin verildiğini belirten, yaptıkları operasyonları anlatıp, Dün kahraman olan birliğim bugün uzman erbaşından tabur komutanına hain ilan edildik dedi. Mağdur müşteki sıralarından, ohhh sesleri duyuldu. Gürcan, Cizre, Sur, İdil, Nusaybin ve Şırnak operasyonlarına katıldıklarını vurgulayıp, Şehitlerimize Rabbim rahmet etsin deyince bir mağdur/müşteki, Ağzına alma şeklinde tepki gösterirken bir diğeri, Ne ilgisi var bu anlattıklarının diye bağırınca, Başkan Dik bu kişinin salondan çıkarılmasını istedi.

Gürcan, şöyle devam etti:

Ne ben, ne personelim ne hain, ne teröristtir. Konu, kumpas bir emri yanlış anlama, gerçegi alınca tek bir kişinin burnu kanamadan dönmemizdir. İnşallah ailerimize kavuşacağız. Gürcanın bu sözlerine de bir mağdur/müşteki, İnşallah müebbete kavuşacaksınız diye tepki gösterdi.

Son güncelleme: 15:23 05.06.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı