Balıkesir L Tipi Kapalı Cezaevinde 34 aydır tutuklu olan gazeteci Harun Çümen’e, meslektaşı Zafer Özcan’a yazdığı 10 sayfalık mektup nedeniyle soruşturma açıldı.
Bugünkü telefon görüşünde olayın ayrıntılarını ailesine anlatan Çümen, soruşturmanın asıl nedeninin mektup değil, cezaevinde maruz kaldıkları olumsuz şartları dile getirmesi olduğunu söyledi.
Kapatılan Zaman gazetesinde editörlük ve yazı işleri müdürlüğü yapan Harun Çümen, geçen hafta HDP Milletekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’na ulaştırdığı mektubunda Balıkesir Kepsut L Tipi Kapalı Cezaevinde farelerin cirit attığını, kanalizasyonun taştığını, kendilerine adeta zulmedildiğini ve çıldırma noktasına geldiklerini yazmıştı.
“İNTİKAM AMAÇLI, BASKI VE YILDIRMA POLİTİKASI”
Bolddan Sevinç Özarslanın aktardığına göre, Harun Çümen, 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen arkadaşı ve meslektaşı, Manisa Akhisar Cezaevinde tutuklu Zafer Özcan’ı teselli etmek için 30 Kasım 2020’de 10 sayfalık bir mektup kaleme aldı.
Mektubunda dünyaca ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez’in sözlerine, ayetlere ve hadislere yer veren Çümen’in mektubunun 3 sayfasına el konularak diğerleri 2 Aralık’ta iade edildi.
Örgütsel haberleşme yapıldığı gerekçesiyle kendisi de disiplin kuruluna sevk edildi.
Zafer Özcan’a daha önce defalarca mektup yazdığını ve ilk defa böyle bir şeyle karşılaştığını ifade eden Çümen, “Halbuki sakıncalı görülen ifadelerimi en az 17 kez daha göndermiştim. Hiç böyle bir şey olmamıştı. Bu durum cezaevi şartlarını eleştiren ifadelerimin sosyal medyada yer alması, Meclis’te soru önergesine dönülmüş olması sebebiyle şahsıma yönelik intikam, öç alma amaçlı bir girişim olduğunun delilidir.” dedi.
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’ndan ve insan hakları savunucularından sesinin duyurulmasını isteyen Harun Çümen, “Haksız, hukuksuz bir uygulamaya maruz kaldım. Hukuki haklarımı arayacağım. İnfaz hakimliğine başvuracağım” ifadelerini kullandı.
TÖVBE VE MÜMİN SÜRESİNİN AYETLERİ SUÇ SAYILDI
Harun Çümen’in ailesine aktardığı olayın ayrıntıları kendi ifadeleriyle şöyle:
“Balıkesir L Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğü, cezaevinde maruz kaldığımız olumsuz şartları dile getirdiğim için bana karşı harekete geçti. İntikam amaçlı baskı, yıldırma politikası uygulamaya başladı. Aksihar T Tipi Cezaevinde tutuklu meslektaşım Zafer Özcan’a 30 Kasım’da yazıp ilgili birime ilettiğim 10 sayfalık mektubun jet hızıyla bir gün sonra disiplin kuruluna sevk edildi. Terör örgütü mensuplarının örgütsel olarak haberleştiğine dair ifadeler bulunduğu gerekçesiyle kısmen sakıncalı görülerek mektubum gönderilmedi. 3 sayfasına el konularak kalanı tarafıma 2 Aralık’ta iade edildi.
Hapiste 34. ayıma girdim. Onlarca mektup gönderdim. İlk kez böyle bir muameleyle karşılaştım. Halbuki sakıncalı görülen ifadelerimi en az 17 kez daha göndermiştim. Hiç böyle bir şey olmamıştı. Bu durum cezaevi şartlarını eleştiren ifadelerimin sosyal medyada yer alması, Meclis’te soru önergesine dönülmüş olması sebebiyle şahsıma yönelik intikam, öç alma amaçlı bir girişim olduğunun delilidir.
3 Kasım’da hakkında 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen arkadaşım, hemşerim, gazeteci-yazar Zafer Özcan’ı teselli edecek ifadelerin sakıncalı görülmesi ise akıllara ziyan. Ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez’in ‘Baskıya, zulme ve terk edilişe hayatla karşılık veririz.’ ifadesini alıntılayarak ümitsizliğe teslim olma, moral motivasyon önemli diyorum. Kuran ayetlerine, hadislere yer veriyorum. Örneğin Tövbe Suresi 51. ayet, Mümin Suresi 44. ayetin meallerini yazmışım. Düşünebiliyor musunuz, bunlar sakıncalı görülmüş.
Sonra 1960 ve 80 darbelerinde yaşanan hadiseleri anlatıyorum. Selda Bağcan, Cemal Enginyurt’un yaşadıklarını gazete röportajlarından nakledip ‘Zulümleri yapanlar tarihin kara sayfalarına geçtiler. Zulmedilenler güzel günlere eriştiler. Aynısı yaşanacak. Tarih tekerrürden ibaret.’ Tamamen ifade özgürlüğü içinde her yerde yazılan çizilen hususlar. Haksız, hukuksuz bir uygulamaya maruz kaldım. Hukuki haklarımı arayacağım. İnfaz hakimliğine başvuracağım.”
