• Turkhane Logo

HDP Darbe raporuna şerh düştü çelişkileri gündeme getirdi!

HDP Mardin Milletvekili ve Darbe Komisyonu Üyesi Prof. Mithat Sancar tarafından hazırlanan muhalefet şerhinde “Cumhurbaşkanı'nın darbe girişimini ne zaman ve nasıl öğrendiği hâlâ muammadır” açıklaması yapıldı.

22:24 12 Haziran 2017 Pazartesi
HDP Darbe raporuna şerh düştü çelişkileri gündeme getirdi!
HDP Mardin Milletvekili ve Darbe Komisyonu Üyesi Prof. Mithat Sancar tarafından hazırlanan muhalefet şerhinde “Cumhurbaşkanı'nın darbe girişimini ne zaman ve nasıl öğrendiği hâlâ muammadır” açıklaması yapıldı.

HDP Mardin Milletvekili ve Darbe Komisyonu Üyesi Prof. Mithat Sancar tarafından hazırlanan muhalefet şerhinde “Cumhurbaşkanının darbe girişimini ne zaman ve nasıl öğrendiği hala muammadır. Bu kadar kritik bir güne ilişkin hemen her açıklamasının çelişkili olması da kafalarda soru işaretleri uyandırmaktadır” denildi. Şerhte, operasyonla kurtarıldığı açıklanan Hulusi Akarla ilgili duruma da yer verilerek, Akarın Dişlinin ateş edilmesin diye helikoptere bindiğini söylemesi, Dişlinin helikopterde telefon görüşmeleri yapmış olması pazarlık ve müzakereler sonucu darbe girişiminin farklı bir yöne evrildiği yönünde bir emare olarak değerlendirilebilir” denildi.

“Cumhurbaşkanının darbe girişimini ne zaman ve nasıl öğrendiği hâlâ muammadır”

HDP, komisyon tarafından hazırlanan rapora muhalefet şerhi düştü.  HDP’nin şerhinde “ İfadelerdeki Çelişkiler ve Aydınlatılmayan Sorular” bölümü şöyle:

Darbe girişimine dair istihbaratın MİTten Genelkurmaya iletilmesi saat 18.00 civarında gerçekleşmiştir. Her ne kadar MİTin verdiği bilgilerde Cumhurbaşkanının koruma müdürüyle görüşüldüğü yazılıysa da, bu denli ciddi bir ihbarın bizzat Cumhurbaşkanına neden iletilmediğine dair bir açıklama yoktur. Aynı şekilde gerek MİT, gerekse Genelkurmay Başkanlığı tarafından Başbakan ve İçişleri Bakanının haberdar edilmemesi de anlaşılır gibi değildir.

Cumhurbaşkanının darbe girişimini ne zaman ve nasıl öğrendiği hala muammadır. Bu kadar kritik bir güne ilişkin hemen her açıklamasının çelişkili olması da kafalarda soru işaretleri uyandırmaktadır.

“Komutanların düğüne giderek programa devam etme nedeni belgelerde yer almıyor”

İstihbaratın Genelkurmay ve MİT tarafından saat 18.00 de değerlendirilmesi ve ciddiye alınması üzerine, ihbar hava yoluyla yapılacak bir saldırı içermesine rağmen Hava Kuvvetleri Komutanının haberdar edilmemesi, Komutanın düğüne giderek programına devam etmesinin nedeni, Komisyona sunulan belgelerde yer almamaktadır.

 Aynı şekilde Akarın Bilginin geldiği makam itibarıyla ciddiye aldık. Ben, Yaşar Paşa ve Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ile acilen alınacak tedbirleri tartışmaya başladık. sözleriyle ihbarın ciddiyetinde fikir birliğine vardıkları anlaşılmaktadır. Buna rağmen MİT Müsteşarı da programını bozmayarak saat 20.30da MİT Karargahında Suriye Ulusal Koalisyonu eski Başkanı Muaz Hatip ile görüşmek için Genelkurmaydan ayrılmıştır.

“Akar’ın makamında subaylar tarafından gözaltına alınması açıklanması gereken husustur”

Böyle üst düzey ve ciddi bir görüşmenin ardından, MİT Müsteşarının programında değişiklik yapmaması da izaha muhtaçtır. Aynı şekilde ihbarın ciddi olduğunu değerlendiren Genelkurmay Başkanının her şeyden önce kendi güvenliğini de hesaba katması gerekirken, makamında subaylar tarafından gözaltına alınması da açıklanması gereken önemli bir noktadır.

İhbarı Genelkurmay Başkanından önce MİTten alan Genelkurmay 2. Başkanının da akıbeti benzer olmuştur. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de yakın ekibinden bir subay tarafından silah zoruyla rehin alınmış, karargahtaki generaller de darbeye destek verenler tarafından tutulmuştur. Değerlendirilip önlem alınan bir ihbara rağmen bu güvenlik zafiyetinin yaşanması da izaha muhtaçtır.

“Dişli’nin helikopterde telefon görüşmeleri yapması”

Bu çelişki ve boşluklar, bizi gerek Genelkurmay Başkanının, gerekse MİT Müsteşarının darbe gecesindeki konumunu yeniden düşünmeye sevk etmektedir. Keza operasyonla kurtarıldığı açıklanan Akarın başarısız olduklarını anlayan darbecilerin Akıncılar Üssünde bulunan bir helikopteri vermesiyle Çankaya Köşküne gittiği anlaşılmıştır. Akarın Dişlinin ateş edilmesin diye helikoptere bindiğini söylemesi, Dişlinin helikopterde telefon görüşmeleri yapmış olması pazarlık ve müzakereler sonucu darbe girişiminin farklı bir yöne evrildiği yönünde bir emare olarak değerlendirilebilir.

Genelkurmay Başkanlığı ve Akıncı Üssünün güvenlik kameralarının görüntüleri ne kamuoyuyla ne de komisyonla paylaşılmıştır.

Hem Erdoğan, hem de Yıldırım, darbe girişiminin başladığı 21.30dan sonra MİT Müsteşarı Hakan Fidana ulaşamadıklarını ifade etmişlerdir. Bunun nedeni de hala belirsizdir.

Gerek Mehmet Şanver ve Abidin Ünalın ifadelerinde yer alan konuşmalarda gerekse Akın Öztürkün ifadelerinde, Genelkurmay Başkanının her yere gönderdiği söylenen uçuş yasağı emrinden bahsetmemişlerdir. Şanver, dönemin İçişleri Bakanı Alanın uçağını hedef alan iki uçağın kalkışına engel olduğunu ifade etmiştir. Şanverin bir telefonla engel olabildiği uçak kalkışına Genelkurmay Başkanının emrinin yeterli olmaması da açıklamaya muhtaçtır.

Darbe girişimine katılan ve cemaatçi olmayan askerlerin siyasi aidiyetleri de ele alınmamıştır. Darbe girişiminin bir ittifak neticesinde gerçekleşmiş olduğu fikri Komisyon çalışmalarında da ciddiyetle değerlendirilmemiştir.

T24

RAPORUN TAMAMINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Son güncelleme: 22:24 12.06.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı