• Turkhane Logo

AKP rejimi, çocukları yaşarken öldürüyor! Arkadaşlarım gibi güzel bir hayat istiyorum ben?

"Furkan’la teyzesi arasındaki ses kaydı, kücük çocuğun psikolojisinin nasıl harap olduğunu gösteriyor. Şöyle diyor Furkan, içli içli ağladığı ses kaydında: “Arkadaşlarım gibi eğlenceli, güzel bir hayat istiyorum ben..."

17:32 24 Mart 2021 Çarşamba
AKP rejimi, çocukları yaşarken öldürüyor! Arkadaşlarım gibi güzel bir hayat istiyorum ben?
"Furkan’la teyzesi arasındaki ses kaydı, kücük çocuğun psikolojisinin nasıl harap olduğunu gösteriyor. Şöyle diyor Furkan, içli içli ağladığı ses kaydında: “Arkadaşlarım gibi eğlenceli, güzel bir hayat istiyorum ben..."


Furkan 10 yaşında. Önce babası, sonra annesi tutuklandı. Diğer iki kardeşiyle birlikte anneannesinin yanında kalıyor. Psikolojisi bozuldu, depresyon ilaçları kullanmaya başladı. Geceleri ağlayarak yatağından fırlıyor, saatlerce ağlıyor. Ablasının ya da teyzesinin tesellileri yetmiyor artık. “Az daha sabır teyzeciğim. Dua edelim.” diyen teyzesi Dilek Yakut’a, içli içli ağlayarak cevap veriyor: “Arkadaşlarım gibi eğlenceli, güzel bir hayat istiyorum. Onların anneleri babaları var, her şeyleri var. Dua ettim, olmuyor. Allah’ım sen bizi kurtar, annemi babamı gönder dedim, olmuyor. Denedim, olmuyor. Artık yeter ya!”

Baba İrfan Çelik, 15 Temmuz sonrası KHK’yla ihraç edildi. 19 Ağustos 2016’da ise tutuklandı. Sözde yargılama sonrası ‘terör örgütü yöneticiliği’ suçlamasıyla 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Anne Ayşe Çelik ise 29 Ocak 2020’de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Baba Konya Ereğli’de, anne ise Ankara Sincan’da tutuklu. Ailenin üç çocuğuna teyzeleri bakıyor. En küçük kardeş olan 10 yaşındaki Furkan’la abisi 14 yaşındaki İhsan’ın psikolojisi bozuldu. Furkan ilaçla tedaviye başladı. İhsan ise terapi görüyor. Evin büyük çocuğu 18 yaşındaki Arife Çelik, “Babamın en azından Ankara’ya naklini istedik. Ancak maalesef dikkate almıyorlar. Kardeşlerimin durumu iyi değil.” diyor.




Rejim, ‘Allah’ın lütfu’ olarak gördüğü 15 Temmuz’u bahane ederek yüzbinlerce insanın üzerinden silindir gibi geçti. On binlerce insan tutuklandı, yüz binlercesi hakkında hiç bir somut delil olmaksızın soruşturma açıldı. Aileler paramparça oldu. Bugün Türkiye’de hem annesi hem babası tutuklu yüzlerce çocuk var. Anne ve babasından en az biri tutuklu olan çocukların sayısı ise binlerce…

ÖNCE BABA TUTUKLANDI

Çelik ailesi de parçalanan ailelerden biri. Hem anne hem de baba tutuklu. İrfan Çelik, teknoloji tasarım öğretmeniydi. 15 Temmuz’un ardından ihraç edildi. Yetmedi, hakkında soruşturma açıldı ve gözaltına alındı. 19 Ağustos 2016’da tutklandı. Sözde yargılama sonrası, hiç bir somut delil olmaksızın ‘örgüt yöneticiliği’ iddiasıyla 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklandıktan 8 ay kadar sonra Ankara’dan Konya Ereğli cezaevine sevkedildi. Hâlâ Ereğli cezaevinde.

3,5 YIL SONRA ANNE CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ

Anne Ayşe Çelik ev hanımıydı. Onun hakkında da soruşturma başlatıldı. Tutuksuz yargılanıyordu. Ancak 29 Ocak 2020 tarihinde o da tutuklandı. Sözde yargılama sonrası 8 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi. Şeker hastası. Ayrıca böbreklerinde taş var ancak çoğu zaman hastahaneye götürülmüyor. Götürüldüğünde ise dönüşte 15 gün tek kişilik hücrede karantina yapılıyor.

ÜÇ ÇOCUK ORTADA KALDI

Ailenin en küçüğü 10 yaşında üç çocuğu var. Furkan (10), İhsan (14) ve Arife (18). Önce baba, sonra anneleri tutuklanan çocuklar evde bir başlarına kaldı. Furkan ve İhsan’ın ciddi psikolojik sorunları var. Furkan depresyon ilaçları alıyor. Bu yıl üniversiteyi kazanan ablası Arife Yıldız, kardeşinin geceleri ağlayarak uyandığını, sürekli anne babasını istediğini anlatıyor: “Doktora gittik, raporları var. Ayrılığa bağlı travma yaşıyor. Kabuslar görüyor. Yatağından ağlayarak fırlıyor. ‘Ben de diğer çocuklar gibi anne ve babamı istiyorum’ diyor.”

Arife Çelik’n verdiği bilgiye göre İhsan’ın da durumu iyi değil: “Ben bu yıl ünivertiseye başladım. Psikoloji eğitimi alıyorum. İhsan’ın durumu da iyi değil. Terapi alıyoruz sürekli. Henüz ilaca başlamadık. Ancak böyle giderse o da depresyon ilaçları almaya başlayacak.”

BABAMIN ANKARA’YA NAKLİNİ İSTİYORUZ

Arife Çelik, babasının Ereğli, annesinin ise Sincan’da tutuklu olduğu için görüş konusunda çok sıkıntı çektiklerini anlatıyor. Babanın görüş günü pazartesi, annenin ise cuma: “Pandemi dolayısıyla babamla 1 yıldan fazladır iki defa ancak görüşebildik. 5-6 aydır hiç görüşemiyoruz. Babamın Ereğli’de olması hem madden, hem manen bizi yoruyor. Yolculuk yaklaşık 6 saat sürüyor. Üç araç değiştiriyoruz. Kardeşlerimin babamı görmesi lazım. Aksi halde psikolojileri iyice bozulacak. Biz de, babam da Ankara’ya nakil için dilekçe verdik. Ancak bir cevap alamadık.”

ANNEANNE: BU ÇOCUKLARIN GÜNAHI NEDİR?

Çocukların başında 70 yaşındaki anneane Ayşe Yakut kalıyor. Ancak o da şeker, kalp tansiyon hastası. İki defa anjiyo oldu. Kalp damarları yüzde 80 tıkalı. Diyarbakırlı olan Ayşe Yakut, kırık dökük Türkçesiyle yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ben de hastayım. Yaşımdan dolayı çocuklarla ilgilenemiyorum. Diyarbakırlıyım, doğru dürüst Türkçe bile konuşamıyorum. Çocukları anlamıyorum. Bu çocukların anne babaya ihtiyacı var. Bana birşey olursa bu çocuklar ne olacak? Ne günahı var bu masumların? Kızımı bıraksalar, çocuklarının başına gelse devlet mi yıkılır? Ankara’ya nakletseler de bu çocuklar en azından babalarını ayda bir de olsa görse ne olur?”Video oynatıcı

Ailenin yaşadığı süreçten en fazla etkilenen 10 yaşındaki Furkan oldu. Babası tutuklandığında Furkan 5,5 yaşındaydı. Babasıyla doğru dürüst vakit geçiremedi. Babası için dua ederken 15 ay kadar önce annesi de tutuklandı. Umutları yıkıldı Furkan’ın… Teyzesinin tesilleleri de nasihatları da yetmiyor Furkan’a artık. Sürekli ağlıyor.

Furkan’la teyzesi arasındaki ses kaydı, kücük çocuğun psikolojisinin nasıl harap olduğunu gösteriyor. Şöyle diyor Furkan, içli içli ağladığı ses kaydında: “Arkadaşlarım gibi eğlenceli, güzel bir hayat istiyorum ben. Anneleri babaları var, herşeyleri var. Özlüyorum. Bu hayatımız düzelmeyecek mi? Ben bu hayatın kaç senedir düzelmesini istiyorum. Her gece ben ağlıyorum, dua ettim yine olmadı ya! Gerçekten denedim, olmuyor işte. Olmuyor… (Teyzesi: ‘Aç ellerini dua edelim’) Olmuyor işte. Allah’ım sen bizi kurtar diyorum, annemi babamı getir Ya Rabbim, benim arkadaşlarım gibi hayatım olsun diyorum. Dua ediyorum, olmuyor işte, olmuyor… Arkadaşlarım gibi olsun istiyorum ben de ya! Artık sabredemiyorum ya!”

İlker Doğan / KaranlıktakiAydınlık

Son güncelleme: 17:32 24.03.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı