• Turkhane Logo

‘Siyasiler değil dese de, Türkiye’de mafya babaları legalleşmiş durumda’

Gazeteci Saygı Öztürk, 'Siyasiler her ne kadar “etkili değil” dese de...ülkemizde baba sisteminde bir değişiklik olduğunu da yaşadığımız olaylar gösteriyor. Yani babalar bir yerde günümüzde legalleşmiş durumda.'

10:37 14 Ağustos 2020 Cuma
‘Siyasiler değil dese de, Türkiye’de mafya babaları legalleşmiş durumda’
Gazeteci Saygı Öztürk, 'Siyasiler her ne kadar “etkili değil” dese de...ülkemizde baba sisteminde bir değişiklik olduğunu da yaşadığımız olaylar gösteriyor. Yani babalar bir yerde günümüzde legalleşmiş durumda.'



Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın MİT ve devlet ile ilişkilerini ve tahliyesini değerlendiren Gazeteci-Yazar Saygı Öztürk, siyasiler kabul etmese de bugün mafya babalarının legalleştiğini söyledi.

 “Siyasette-Bürokraside-Cezaevinde Alaattin Çakıcı” kitabı ile ilgili olarak Cumhuriyet’e konuşan Öztürk, ‘Siyasiler her ne kadar “etkili değil” dese de…bu “kabadayı” sisteminin dışında daha büyük olaylar, siyasi konular gündeme getirilerek çıkar çevreleri oluştuğu da gözardı edilmemeli. Dolayısıyla ülkemizde baba sisteminde bir değişiklik olduğunu da yaşadığımız olaylar gösteriyor. Yani babalar bir yerde günümüzde legalleşmiş durumda.’ dedi.


Saygı Öztürk şunları söyledi:

Yıllar önce Korkut Eken, kendisiyle yaptığım röportajda, “Alaattin Çakıcı, Sedat Peker gibi isimleri biz kullandık. Ben bu insanlarla sokakta tanışmadım, devletin verdiği bir görev kapsamında bir araya geldim” demişti. Mehmet Eymür de, Çakıcı’nın yurtdışında bazı görevlerde kullanıldığını kabul ediyor…

Alaattin Çakıcı’nın ifadelerinden, ülkeye ihanet etmeyeceği, Türkiye için çalışacağı konusunda bayrak ve Kuran üzerine yemin ettiği sonucunu çıkardım. Zira MİT ile yakın ilişkisi olduğu kitapta yayımladığım belgelerle de ortaya çıkıyor. MİT’in o dönem önde gelen isimlerinden Kaşif Kozinoğlu’yla birçok telefon konuşması var.

Eymür ile Çakıcı’nın belli dönemlerde araları açılıyor, kendisi yeniden MİT’e dönmek için verdiği savunmada bu iddialarda bulunuyor. Bu iddialarını resmi belgelere dökmüş olması da enteresandır.

Siyasiler her ne kadar “etkili değil” dese de Türkiye’de genelde mücadelede bir boşluk yaşanması durumunda hemen onun yerini başka grupların doldurmaya başladığı bilinen bir durumdur. Geçmiş dönemde çok sayıda “baba” olarak bilinen ismin bir kısmının halen cezaevinde bulunmasıyla ve devletin biraz da bu konulardaki kararlı tutumuyla güçlerinde azalma olduğu görülüyor ama ülkemizde bilinen bu “kabadayı” sisteminin dışında daha büyük olaylar, siyasi konular gündeme getirilerek çıkar çevreleri oluştuğu da gözardı edilmemeli. Çünkü bugün ülkede yolsuzluklardan, çıkar gruplarından söz ederken, içlerinde siyasiler ya da siyasilerle yakın ilişki içinde olan işadamları olduğunu görüyoruz. Bunun ülkemiz açısından daha tehlikeli boyutlara ulaştığını da görüyoruz. Parasal büyüklüğe baktığımızda da inanılmaz rakamlar karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla ülkemizde baba sisteminde bir değişiklik olduğunu da yaşadığımız olaylar gösteriyor. Yani babalar bir yerde günümüzde legalleşmiş durumda.

Öncelikle Çakıcı’nın hastanede olduğu dönemde aldığı bir rapor son derece önemliydi. “Kendisinin 8’i ölümcül, 16 hastalığı vardır. Allah bilir ama 8 ay ömrü kaldığı görülmektedir…” Devletin sağlık raporunda böyle bir cümle var. Bu bilgi Devlet Bahçeli’ye de ulaşıyor. Bu kişinin bir an önce tahliye edilmesi, orada hayatını kaybetmemesi isteniyor. Tabii Alaattin Çakıcı’nın babası MHP’lidir. Solcular tarafından öldürülmüştür. Alaattin Çakıcı o dönem ülkücü hareketin içinde olmaya başlamıştır. Dolayısıyla geçmişte Devlet Bey ile ilişkisi olan bir isim. MHP içinde şu anda görev alan bazı kişiler zaten geçmişte Alaattin Çakıcı ile cezaevinde birlikte yattığı ülkücü arkadaşlarıdır. Bu ilişki, ülkücülükten kaynaklanan bir ilişki olarak görülmeli diye düşünüyorum.

Son güncelleme: 10:37 14.08.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı