• Turkhane Logo

John Bolton, kitabında Türkiye ve Erdoğan hakkında neler diyor?

Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un Başkan Donald Trump yönetimindeki Beyaz Saray'da geçirdiği 17 ayı anlattığı

15:11 23 Haziran 2020 Salı
John Bolton, kitabında Türkiye ve Erdoğan hakkında neler diyor?
Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un Başkan Donald Trump yönetimindeki Beyaz Saray'da geçirdiği 17 ayı anlattığı

Trump yönetimi, Beyaz Saray tarafından yapılan incelemenin henüz tamamlanmadığı ve çok sayıda gizli bilgiyi ifşa ettiği gerekçesiyle kitabın yayınlanmasına engel olmaya çalışmıştı. Ancak Federal Mahkeme, yapılan itirazı reddetmişti.

Boltonun kitabı, henüz piyasaya çıkmadan, alınan ön siparişlerle birçok ülkede Amazonun en çok satan kitaplar listesinde bir numaraya yerleşmişti.
ABD basınında kitabın yayınından önce yer alan haberlerde, kitabın Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında Halkbank konusunda geçen konuşmalar geniş yer bulmuştu.
Ancak Bolton kitabında, Halkbank hakkındaki yargı süreciyle ilgili yapılan değerlendirmeler ve Trump ile Erdoğan arasında diğer bazı görüşmelerin yanı sıra ABD vatandaşı Pastör Andrew Brunsonın tutukluluğu, Suriye iç savaşı ve S-400 konusuyla ilgili kendi tanıklığına ve bazı iddialara da yer veriyor.

Brunsonın yargılanmasıyla ilgili süreçte neler yaşandı?John Bolton, kitabında Erdoğanın Brunsonı pazarlık kozu olarak kullanmak istediğini öne sürdü.
Kitapta, Erdoğanın Ağustos 2018de Finlandiyanın başkenti Helsinkide düzenlenen NATO zirvesinin ardından Halkbank ve S-400 satın alımı nedeniyle uygulanması muhtemel yaptırımları görüşmek üzere Trumpı aradığı belirtildi ve şu ifadelere yer verildi:
Devam eden soruşturma, Erdoğan ve ailesinin Halkbankı kendi kişisel çıkarları için kullandığı ve damadını Maliye Bakanı olarak atamasının ardından bunun daha da arttığı yönündeki iddialar nedeniyle Erdoğanı yakından ilgilendiriyordu. Erdoğana göre, Halkbanka yöneltilen suçlamaların arkasında (Fethullah) Gülen ve hareketi vardı. Dolasıyla ailesinin giderek zenginleşmesinin ötesinde, tüm bunların kendisine yönelik bir komplonun parçası olduğunu düşünüyordu.
Amerikal savcıların, Halkbank davasını düşürmesini istiyordu. Ancak artık savcılar bir kere kanca atmış olduğu için bu ihtimal oldukça düşüktü.
Son olarak, Erdoğan, Ankaranın Rusyadan S-400 hava savunma sistemini satın almasından dolayı Kongrede bekleyen F-35lerin Türkiyeye satışının durdurulmasını öngören tasarıdan endişeliydi. Bu satın alımın tamamlanması halinde, bu işlemin gerçekleşmiş olması 2017 yılında çıkartılan bir yasa uyarınca Türkiyeye yaptırım uygulanmasını zorunlu kılıyordu. Özetle, Erdoğanın endişe edecek çok şeyi vardı.
Ancak, Trumpın talepleri ise çok azdı: Erdoğanın kendisine söz verdiğini düşündüğü gibi, Brunson ne zaman serbest bırakılarak, Amerikaya dönebilecekti. Erdoğan sadece yargı sürecinin devam ettiğini ve Brunsonın hapiste değil, ev hapsinde olduğunu söylemişti.
Brunson, 15 Temmuz 2016daki darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen Yapılanması ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştı. Yapılan yargılamanın ardından Brunson örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı ancak cezaevinde geçirdiği süre yeterli görülerek, serbest bırakıldı ve hakkında yurtdışı çıkış yasağı kaldırıldı.
Brunson, ABDye geri döndü ve Beyaz Sarayda Trump ile bir araya geldi.
Bolton, Trumpın hatalı bir şekilde Erdoğanın sözlerini Brunsonın ülkesine dönmesine izin verilmeyeceği biçiminde yorumladığını ve öfkelendiğini belirtti. Bolton, Trumpın İşte bu yüzden kimse Erdoğan ile iş yapmıyor dediğini öne sürdü.
Kitapta, Trumpın ABDnin, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soyluya yaptırım uygulamasına karşılık olarak Türkiyenin de benzer bir karar almasının küçük düşürücü bir hamle olarak yorumladığı da öne sürüldü.
Bolton, Amerika ile gerilimin artmasından kaygılanan Türkler, Brunsona karşılık Halkbank hakkındaki soruşturmanın düşürülmesi gibi bir çıkış noktası aradı ya da en azından biz aradıklarını zanettik. En hafif tabiriyle bu çok uygunsuz bir durumdu ancak Trump, Brunsonın (Türkiyeden) çıkmasını istiyordu. Dolayısıyla (ABD Dışişleri Bakanı Mike) Pompeo ve (Hazine Bakanı Steve) Mnuchin muhataplarıyla müzakere etmeye başladı. Ben, Mnuchin ve Pompeo yaptığımız üçlü değerlendirmelerde, bunun Adalet Bakanlığına bağlı New York Güney Bölgesi Savcılığının tam mutabakatı olmadan sağlanamayacağı konusunda hemfikir olduk yazdı. Kitapta, böyle bir anlaşmayı savcılığın haklı olarak kabul etmediği aktarıldı.
Bolton, bu dönemde Trumpın damadı Jared Kuchnerin devreye girerek, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrakı telefonla aradığını da ifade etti.
Kitapta yer alan iddialara göre, Trump, Almanya Başbakanı Merkel ile yaptığı görüşmede Türkiyeye birkaç gün içerisinde çok sert yaptırımlar uygulayacağını söyledi ve bu dönemde Katar da Brunson konusunda bir anlaşma sağlamak için yardımcı olmayı önerdi.
Bolton, Brunsonın serbest kalmasının Trumpı çok mutlu ettiğini ve kendisiyle Beyaz Sarayda görüşmek için talimat verdiğini de aktardı.
Trump, Erdoğanın Suriyenin kuzeydoğusuna operasyon isteğine ne yanıt verdi?Türkiye, Ekim 2019da Suriyenin kuzeydoğusundaki Kürt gruplara yönelik Barış Pınarı Harekatını başlattı. Ancak bu harekattan önce uzun bir süre boyunca Türkiye, terörle mücadele kapsamında bu bölgeye bir operasyon yapmak istediğini söylüyordu.
Boltonın kitabında Trump ile Erdoğanın 14 Aralık 2018de yaptıkları telefon görüşmesinde de bu konunun gündeme geldiği belirtiliyor. Kitaba göre, Trump, Boltona Suriyeden çıkmak istediklerini söyledi ve Bolton da, Erdoğana da bunu doğrudan söylemesinden korktum diye yazdı.
Bolton, Trumpın konuşmanın başında Erdoğana Halkbank konusunda bir anlaşma sağlanmasına çok yakın olduklarını ve bu süreci Albayrak ile birlikte yürüteceklerini söylediğini aktararak, konuşmayla ilgili şunları yazdı:
Erdoğan, çok ama çok minnettar oldu. Hatta İngilizce bile konuştu. Sonra konuyu Suriyeye getirdi. Erdoğan, Türkiyenin ulusal güvenliğine tehdit olarak tanımladığı ve Washington ile Ankara arasındaki ilişkileri zehirleyen YPG ve FETÖ terör örgütü konusunda Türkiyenin beklentilerinin Trump tarafından bilindiğini söyledi.
Yine de Erdoğan, gerçeğin aksine Amerikanın 30-40 bin yeni savaşçı sağlamak başta olmak üzere YPG güçlerini eğittiğinden yakındı. Trumpın siyasi iradesi ile ABDnin sahadaki askeri faaliyetleri arasındaki tezatlıktan şikayet etti ve bunun da kafasında bazı soru işaretleri yarattığını söyledi. Erdoğan, Türkiyenin hem IŞİD hem de PKKdan kurtulmak istediğini söylemiş olsa da bana göre PKK ifadesiyle genel anlamda Kürt savaşçıların tamamını kast ediyordu.
Boltonın anlatımına göre, Trump, Erdoğana da Türkiyenin IŞİD ile mücadeleyi üstlenmesi halinde Suriyeden çekilmeye hazır olduklarını söyledi. Trump aynı konuşmada Erdoğana askeri konularda Bolton ile, Halkbank konusunda da Mnuchin ile birlikte çalışmalarını söyledi.
Kitaba göre, bu konuşmadan yaklaşık 10 gün sonra Trump bir kez daha Erdoğan ile telefonda görüşmek istedi. Bolton, bu görüşmenin perde arkasına ilişkin şunları aktardı:
Trump, Erdoğana birincisi Suriyedeki ABD askerlerine saldırmayın, ikincisi de Kürtleri değil, IŞİDi hedef alın mesajı vermek istedi. Her ikisi de çok doğru noktalardı ancak Erdoğanla bir önceki konuşması ve ondan sonra yapılan açıklamalar bunların hayata geçirilme olasılığını düşürüyordu.
Hal hatır sorma ve açılış cümlelerinden sonra, Trump ilk olarak Erdoğana IŞİDden kurtulmasını istediğini ve Türkiyenin ihtiyacı olması halinde destek vereceklerini söyledi. İkinci olarak, Erdoğana IŞİDle mücadelede kendi saflarından birçok kişiyi kaybetmiş olan Kürtlerin peşine düşmemesini ve onları öldürmemesini söyledi.
Türkiye ve Kürtlerin kalan IŞİD güçlerinin peşine birlikte düşmeleri gerekiyordu. Trump, bu stratejinin Erdoğan için değişim olacağının farkında olduğunu söyledi ancak ABDde Kürtlere büyük bir destek olduğunu vurguladı. Bundan sonra Trump, çok önemli bir dönüm noktası olduğunu düşündüğü bir konuyu gündeme getirdi: ABD ile Türkiye arasındaki ticaretin artırılması.
Bunun üzerine Erdoğan, Kürtleri sevdiğini, Kürtlerin de kendisini sevdiğini söyleme zahmetine katlandı ancak YPG-PYD-PKKnın Kürtleri manipüle ettiğini ve temsil etmediklerini söyledi. Hükümetinde Kürt milletvekilleri ve bakanlar olduğuna, Kürtlerine kendisine büyük bir sevgisi ve sempatisi olduğuna ve kendisinin Kürt bölgelerinde büyük mitingler düzenleyebilen tek lider olduğuna dikkat çekti. Teröristler dışında kimseyi öldürmek istemediğini söyledi.
Tüm bu lafları daha önce de duymuştuk ve bu, tipik bir Erdoğan rejimi propagandasıydı.
Bolton bu görüşmeden birkaç hafta sonra Ocak 2019da Türkiyeye geldi. Kitabında, Erdoğanın TBMMde konuşma yapacağı gerekçesiyle kendisiyle görüşmesini iptal ettiğini belirtti.
Bolton, Dönüş yolunda Pompeoya Türkiye temaslarımla ilgili bilgi verdim. Türkiye ile Kürtler konusundaki görüşlerimizin uzlaştırılamaz olduğu ve Türkiyenin gerçekten çok dikkatli davranması gerektiği konusunda görüş birliğine vardık yazdı.
Erdoğan hakkında hangi değerlendirmeler yer alıyor?
Boltonın kitabında Erdoğan hakkında genel olarak olumsuz sıfatlar kullandığı görülüyor.
Erdoğanı radikal İslamcı olarak nitelendiren Bolton, göreve ilk başladığı dönemlerde Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığı iddiaları üzerine bu ülkeye bir hava operasyonu düzenlenmesi gündeme geldiğinde Erdoğan ile Trumpın yaptığı bir telefon görüşmesine katıldığını aktardı.
Bolton, Erdoğan görüşmesi ise ayrı bir deneyim oldu. Kendisini dinlerken, ki her zaman arada tercüman olur, Romadaki balkonundan konuşan Mussoliniyi dinliyormuşum gibi hissediyordum. Tek farkı, telefonda aynı ton ve ses düzeyiyle konuşan kişi Mussolini değil, Erdoğandı dedi.
Bolton, kitabının bir bölümünde sadece Beyaz Saraydaki bazı üst düzey yetkililerin değil, Avrupalı ve Orta Doğudaki ABD müttefiki bazı ülke liderlerinin de Erdoğan konusunda Trumpı uyardıklarını ancak Trumpın bu uyarıları ciddiye almadığını öne sürdü.
Bolton, Trump, Brunson olayından kısa bir süre sonra yine kanka moduna döndü. İşin ilginç tarafı, medyanın Trumpı duygusal açıdan Müslüman karşıtı olarak tanımlamasına karşın, Avrupa ve Orta Doğudaki bazı önemli müttefik liderlerin ve kendi danışmanlarının ısrarlı çabalarına karşın Erdoğanın kendisinin radikal bir İslamcı olduğu gerçeğini bir türlü kavrayamadı. Erdoğan, Türkiyeyi Kemal Atatürkün laik devletinden çıkararak İslamcı bir devlete dönüştürmek için uğraşıyordu. Müslüman Kardeşlere ve Orta Doğudaki diğer radikallere destek veriyor, Hamas ve Hizbullaha finansal destek sağlıyor, İsraile karşı aşırı derecede düşmanca davranıyor ve İranın ABD yaptırımlarını delmesine yardımcı oluyordu. Ancak bunların hiçbirisi Trump üzerinde etkili olmuyordu dedi.
ABDde Cumhuriyetçi Partiyi destekleyen, muhafazakar kesimin dış politika konusundaki en önemli isimlerinden biri olan Bolton, Nisan 2018 ile Eylül 2019 arasında Trump yönetiminde Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevinde bulundu.
Cumhuriyetçi başkanlar döneminde önemli görevlerde bulunan Bolton, geçmişte ABDnin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği ve Adalet Bakan Yardımcılığı pozisyonlarında da görev yapmıştı.

Son güncelleme: 15:11 23.06.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı