• Turkhane Logo

"İnsanlar demokratik şekilde can güvenliği talep etmeli"

Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, depremle ilgili “Vatandaş ne yapsın?” sorusuna, “Bu acıyı, bu sefaleti yaşayan halk on beş gün sonra bunları unutmasın, demokratik yollarla can güvenliğini sağlamayanlardan hesap sorsun.” cevabını verdi.

23:40 03 Kasım 2020 Salı
Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, depremle ilgili “Vatandaş ne yapsın?” sorusuna, “Bu acıyı, bu sefaleti yaşayan halk on beş gün sonra bunları unutmasın, demokratik yollarla can güvenliğini sağlamayanlardan hesap sorsun.” cevabını verdi.


Naci Görür, asıl beklenen İzmir depreminin henüz gerçeklemediğini ve bir an önce tedbir alınması gerektiğini belirterek, “Meydanlarda depremin konuşulduğunu gördünüz mü? Neden halk bunları alkışlıyor? Neden pankartlarla ‘can güvenliğimizi sağlayın’ demiyor?” dedi.

Görür, Habertürk’te katıldığı Kübra Parla Açık ve Net programında şunları söyledi:


İNSANLAR DEMOKRATİK ŞEKİLDE CAN GÜVENLİĞİ TALEP ETMELİ

“Depreme inanmıyoruz galiba. Konuşuyoruz, korkuyoruz. Bu depremden sonra değişmesini umarım ama. Bir zaman sonra insanlar aynı evlerine giriyorlar, ondan sonra hiçbir şey olmamış gibi yaşamlarına devam ediyor. Ben kendi halkıma üzülüyorum, gönül koyuyorum. Vatandaş çok şey yapabilir. Ben günlük çözümden bahsetmiyorum. Demokratik ülkede en büyük güç halktır demiyor muyuz? Bütün siyasetçiler, yöneticiler halkın gönlünü almak için çalışmıyor mu? Aynı halk bu acıyı gördükten sonra 1 hafta 10 gün sonra hayatlarına devam etmiyor mu? Merkezi yönetimlerden, yerel yönetimlerden ‘can güvenliğimizi istiyoruz’ diye demokratik usullerle bir tavır koyamazlar mı?”

“Ellerinde seçim pusulası var. Meydanlarda depremin konuşulduğunu gördünüz mü? Birbirlerine laf atmaktan, bazen de hiç olmayan söz ve davranışlardan başka ne yapılıyor? Neden pankartlarla ‘can güvenliğimizi sağlayın’ demiyor? Birincisi bu. Elindeki gücü kullanmıyorsun. Bir sürü seçim geçiyor. Mesela niye deprem can güvenliği noktasında bir plan program yapmayan partiden uzak durmuyorsun? Halkın kendini, neslini düşünmesi lazım.”

“Ben halktan şunu beklemiyorum. Halka aile planlamasını yap diyorum. Şunu demiyorum; deprem gelmeden önce evini güvenli hale getir. Bunu dediğiniz zaman ekstrem oluyor. İnsanlar doğru dürüst geçinemiyor. Parası, pulu yok, ne yapsın adam?”

SADECE YAPANDAN DEĞİL, İZİN VERENDEN DE HESAP SORULMALI

“Bu binaların olduğu yerdeki zemini biliyorum. Her şeyden önce bizim Türk Deprem Yönetmeliği’ne göre en kötü zemin tipi var bu binaların olduğu yerde. Şu anda yıkım olduğu yer için konuşuyorum. Körfezin kuzey kısımları ve güneyde de deniz kıyısına denk gelen yerler için de geçerli. Bu zeminlerin özelliği; buralarda bina normalde yapmamanız lazım. Hani yer kıtlığı olur, ‘orada yapacağım’ dersiniz. Ama İzmir yarımadasında orada bina yapmak hataların en büyüğü.

“Sadece buraya binaları yapan değil, o binaları yaptıran, iskan veren de hesap vermesi gerekiyor. O tür zeminleri ıslah etmeden, güçlendirmeden ve öyle yerlerde ana kayaya inecek kadar binanın temel sistemini kurmadan, bu kazı olur, onları yapmadan yapmamanız gerekir. Böyle bir durumda yapı malzemesi ve tasarımı ön plana almak lazım.”

“Yıkılmayan yerlerde muhtemelen zemin özellikleri gözetilerek belki proje çizilmiştir. Bir diğeri de yapı malzemesi. O zemine, projeye göre uygun yapı malzemese ve işçilik kullanılmıştır. Yıkılan binada ise aynı proje olmasına rağmen yapı malzemesi daha ucuz seçilmiş olabilir, güzel bir tabir değil ama malzemeden çalınmış olabilir. Demirinden, çimentosundan kâr edilmiş. olabilir.”

 

Son güncelleme: 23:40 03.11.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı