• Turkhane Logo

Gergerlioğlu: Yasal kurumlarla irtibatlı kişiler terör kapsamında değerlendirilemez

Ceza infaz indirimi ile ilgili yasa tasarını Kronos için değerlendirdiren HDP Kocaeli milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Hayal kırıklığı yaşadık" dedi.

12:01 02 Nisan 2020 Perşembe
Gergerlioğlu: Yasal kurumlarla irtibatlı kişiler terör kapsamında değerlendirilemez
Ceza infaz indirimi ile ilgili yasa tasarını Kronos için değerlendirdiren HDP Kocaeli milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Hayal kırıklığı yaşadık" dedi.



TBBM Adalet Komisyonu cuma günü ceza infaz yasa tasarısını görüşmek için toplanacak. AKP ve MHP tarafından ortaklaşa hazırlanan ve 70 maddeden oluşan infaz yasa tasarısı 90 bin kişiyi kapsıyor. Böylece bu kapsamda olan tutukluların cezalarının evde çekmelerinin önü açılıyor.

AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan, MHP heyetiyle düzenlemiş olduğu basın toplantısında cinsel suçlar, uyuşturucu suçları, cinayet, kadına şiddet ve terör suçlarının kapsam dışı bırakıldığını belirtti.


Ceza infaz indirimi ile ilgili yasa tasarını Kronos için değerlendirdiren HDP Kocaeli milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Hayal kırıklığı yaşadık” ifadesini kullandı.

“HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIK, HATADAN DÖNÜLMESİ GEREKİYOR”

“Özellikle OHAL döneminde çok fazla rastladığımız, insanların legal hareketleri, bir bankaya para yatırması, bir sendikaya üye olması, bir gazeteye abone olması, ya da kürt meselesi konusunda barışla çözüm olabileceğini söylemesi, sendikal bir basın açıklamasına katılması gibi durumlar bir terör suçu olarak gösterildi ve on binlerce insan terörle suçlanıp cezaevlerine konuldu.” diyen Gergerlioğlu, “Bu büyük bir hatadır. Bu hatadan dönülmesi gerekiyor.” diyerek şunları söyledi:

“Eline silah almamış, ülkenin yetişmiş insanları, akademisyenler, doktorlar, öğretmenler, gazeteciler, düşünce suçluları, yazarlar, terörist olarak nitelendirildi, cezaevlerine gönderildi. Aile dramları yaşandı, yuvalar dağıldı, ölümler yaşandı. Türkiye’nin dört bir yanından feryatlar yükseldi. İnfaz yasasının buna bir çare bulması gerekiyordu ama özellikle bazı suçlar terör suçu kapsamına sokularak yasa dışı bırakıldı. Cinsel suçlar, uyuşturucu, kadın cinayetleri, kasten adam öldürme suçları gibi suçlar da bu taslakta yer almıyor. Yasal olan kurumlarla irtibatlı olan kişilerin terör kapsamında değerlendirilmesi kabul edilecek bir durum değil. Toplumun vicdanı bunu kabul etmiyor. Sadece düşüncesini belli eden, ya da bir gruba sempati duyan insanlar, zamanında suç sayılmayan fiillerinden dolayı terörist olarak değerlendirilemez. Bu anayasal olarak da vicdani olarak da kabul edilemez. Zamanında yasal olan hususlar şu an suç sayılamaz. İnfaz yasasının bunu düzeltmesi gerekirken büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaştık, ama bunu kabul etmiyoruz ve mutlak suretle düzeltilmesi gerektiğini söylüyoruz be söylemeye de devam edeceğiz.”

“HASTA MAHPUSLARIN SIKINTISI SON BULMALI”

Meclis’e sunulan tasarıda özellikle hasta mahpusların tahliyesinin nasıl yapılacağı merak konusu. “Hasta mahpusların adli tıptan rapor alması çok ağır bir süreci içeriyor” diyen Ömer Faruk Gergerlioğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu durumun yakından şahidi olan bir insanım. Ağır hastalar, cezaevleri sevkleri sonrasında hastane sağlık kurullarında değerlendiriliyordu, ardından adli tıp kurumlarına gönderiliyordu. Oldukça zor günler yaşayan bu insanlar aylar süren bu sıkıntılı süreç sonrasında adli tıp kurumun insafına kalıyordu ve adli tıp kurumu da çok ileri düzeyde engel durumu olsa bile maalesef kolay kolay infaz erteleme kararı vermiyordu. Şu an yeni düzenlemede bir netlik yok. Bizim HDP olarak teklifimiz tam teşekküllü hastanelerde de bu raporların verilmesi ve insanlara bu eziyetin çektirilmemesi yönünde, ama bildiğimiz kadarıyla AKP’nin yasa tasarısında böyle bir şey yok. Bu insanlar çok zor zamanlar yaşıyorlar. Büyük meşakkatlerden sonra adli tıp kurumlarına ulaşıyorlar ama burada da hayal kırıklığına uğrayabiliyorlar çünkü bir çoğu infaz erteleme alamıyor. Burada oldukça baskın siyasi bir tavrın olduğunu da görüyoruz. Bir de adli tıp kurumundan infaz erteleme kararı alsa dahi mahkeme bu kararı iptal edebiliyor. Mahkeme; topluma zarar verebilir, sakıncalı eylemlerini tekrar yapabilir gibi gerekçelerle, kararı iptal edebiliyor.”

“DETAYLAR HENÜZ BELLİ DEĞİL”

Tasarıda, 70 maddeden oluşan infaz yasasının 90 bin mahpusun tahliyesinin önünü açacağı vurgulandı ve tahliyelerin kademe kademe gerçekleştirileceği açıklandı. Bu kademeler hasta mahpuslarda nasıl belirlenecek, hastalığın türü ve ağırlığına göre mi karar verilecek, kademeler arası belirli bir öncelik ve süre olacak mı, kimin önce tahliye edileceğine nasıl karar verilecek? Merak edilen bu soruları Gergerlioğlu şöyle yanıtladı:

“Bu konularla ilgili detaylar henüz belli değil. Hastalığın ağırlığı ve raporda verilen oranlar tahliyeleri etkileyecektir. Bu oranları sağlık kurumu belirleyecek. Konuyla ilgili detaylar netleşmedi. Komisyon görüşmelerinde netleşecek, daha sonra genel kurul görüşmelerinde değerlendirilecektir. Kimin nasıl tahliye edileceğini yasalar belirleyecek ve bu yasalar çerçevesinde de sanırım infaz hakimlikleri ya da ilgili mahkemeler karar verecekler. Bu konunun da detayları tam belli değil ama sanırım çok fazla uzamaz, çünkü yasa çıktıktan ve resmî gazetede yayımlandıktan sonra bunlar gerçekleşecektir. İlgili mahkemelerin hızına bağlı. En sıkıntılı gruptan başlanacağını düşünmüyorum. Prosedürlerin hızlı tamamlanması mahkemelerin davaları görme hızına göre değişecektir.”

“YAŞAM HAKKI SÖZ KONUSU İSE SUÇ AYRIMI YAPILMAMALI”

Gergerlioğlu, tartışmalara neden olan ve kapsam dışı bırakılan suçluların virüs tehlikesine karşı durumunu ise şöyle değerlendirdi:

İnfaz yasası korona virüsü olmadan da düşünülüyordu, uzun süredir konuşulan bir durumdu ama şu an bir de virüs riski ortaya çıktı. Biz bu konuyu parti olarak ikiye ayırdık. Birincisi infaz yasasının gerekliliği ve anayasal adilliği, eşitliği konusundaki görüşümüz, ikincisi ise virüs dolayısıyla çok büyük suçlar haricinde ayrımsız bir tahliye olayıdır. Böyle bir çerçeveden bakıyoruz. Tabiki yaşam hakkı ayrı bir kategoride değerlendirilmeli. Ve yaşam hakkı denince suç ayrımı yapılmamalı. Hangi suçtan olursa olsun insanları orada ölüme terkeden nazi uygulaması yapmak, bir kurban muamelesi yapmak kesinlikle doğru değil. O yüzden olayı iki ayrı çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Korona dolayısıyla yaşam hakkı perspektifinden bakmakta fayda var ve biz de bunu gündeme getireceğiz. Ne olur ne biter bilemiyoruz, oldukça yoğun komisyon ve genel kurul tartışmaları yaşanacağa benziyor. Tabi biz de milyonların sabırsızlıkla beklediği bu yasa tasarısında adil kararların alınması için elimizden geleni yapacağız.”

Son güncelleme: 12:01 02.04.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı