• Turkhane Logo

AYM'den yedi yıl sonra 'hak ihlali' kararı: Gezi’deki gaz kapsülü soruşturulacak

Anayasa Mahkemesi'nden (AYM), Gezi olaylarına ilişkin yedi yıl sonra bir hak ihlali kararı geldi.

14:57 08 Aralık 2019 Pazar
AYM'den yedi yıl sonra 'hak ihlali' kararı: Gezi’deki gaz kapsülü soruşturulacak
Anayasa Mahkemesi'nden (AYM), Gezi olaylarına ilişkin yedi yıl sonra bir hak ihlali kararı geldi.





AYM, Gezi Parkı eylemleri sırasında üniversite öğrencisinin polis tarafından göz yaşartıcı gaz tüfeğinden atılan kapsül ile başından yaralanması olayını, “insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele” olarak nitelendirerek, hak ihlali kararı verdi.


Kapatılan soruşturma dosyasının yeniden açılmasına hükmeden AYM, “devletin kötü muamele iddiası içeren şikâyetler karşısında derhal verdiği tepki ile bu gibi olaylara müsamahakâr davranmadığını göstermesi” açısından derhal soruşturma açması gerekirken, bunu yapmamasını da eleştirdi. 

Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, olay tarihinde Ankara’da üniversite öğrencisi olan Duran Eren Şahin, 2 Haziran 2013’te, Kızılay’da düzenlenen Gezi eyleminde gaz bombası kapsülüyle başından yaralandı. Şahin’in avukatı Doğukan Tonguç Cankurt, polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılığa MOBESE görüntülerinin silindiğini ifade eden emniyet, gaz mühimmatı kullanan personelin de tespit edilemediğini öne sürdü. Savcılık, üç yıl sonra şikâyete ilişkin “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdi. Kararda, polislerin görevini yaptığı iddia edildi.  

Haberde aktarılana göre AYM İkinci Bölüm, “polisin yaptığı müdahale nedeniyle Şahin’in toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine” karar verdi.

Başvurucunun başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle de “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğini” belirten mahkeme, kararın bir örneğinin bu ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Ankara Başsavcılığı’na gönderilmesine hükmetti.

Şahin’e 20 bin TL manevi tazminat ödenmesi kararlaştırıldı. Kararda “Başvurucunun toplantı hakkını kullanırken barışçıl olmadığının kamu makamlarınca açıkça ortaya konulamadığı görülmektedir. Bu durumda başvurucuya karşı kullanılan gücün gerekli olduğu söylenemez” dendi.

Son güncelleme: 14:57 08.12.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı