• Turkhane Logo

'83 milyon için eylemdeyiz: ‘Çoklu baro’ herkesin susturulmasıdır’

AKP’nin 28 maddelik ‘çoklu baro’ teklifi, MHP'nin desteğiyle bugün Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Savunmanın vesayet altına alınmak istendiğini belirten baroların, yasa teklifine karşı eylemleri ise sürüyor.

14:48 30 Haziran 2020 Salı
'83 milyon için eylemdeyiz: ‘Çoklu baro’ herkesin susturulmasıdır’
AKP’nin 28 maddelik ‘çoklu baro’ teklifi, MHP'nin desteğiyle bugün Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Savunmanın vesayet altına alınmak istendiğini belirten baroların, yasa teklifine karşı eylemleri ise sürüyor.


Düzce Baro Başkanı Azade Ay, düzenlemedeki amacın savunmayı vesayet altına almak olduğunu söyledi, Baroların bölünmesi herkesin susturulmasıdır dedi.

Ankara’ya yapılan protesto yürüyüşüne katılan hukukçulardan Düzce Barosu Başkanı Azade Ay, söz konusu teklifin Meclis’e gönderilmesini eleştirerek, mücadelelerinin devam edeceğini söyledi. Tarih önünde evrensel hukuk ilkeleri adına büyük bir sorumluluk içinde olduklarını söyleyen Ay, “Bu dava, hukuktan başka hiçbir şeyi kalmayan herkesin davası olmuştur” ifadelerini kullandı.




‘130 BİN MESLEKTAŞIMIZ İÇİN DEĞİL, 83 MİLYON VATANDAŞIMIZ İÇİN YÜRÜDÜK’ 

Atilla Gösterişli’nin Gazete Duvar‘da yayınlanan haberine göre; Avukatlık Kanunu’nun Türkiye kamuoyuna mal olduğunu vurgulayan Azade Ay, kanunda yapılması planlanan değişikliğe karşı yapılan yürüyüş ve sonuçları hakkında şu görüşleri paylaştı: “Biz sadece 130 bin meslektaşımız adına yürümedik, 83 milyon vatandaşımız için yürüdük. Baroların parçalanması, susturulması sadece avukatların değil çocukların, kadınların, ağaçların, adalete erişimde dezavantajlı tüm grupların ve istisnası olmadan herkesin susturulmasıdır. Baroların parçalanması, hukuk devletinin yok edilmesi ve ülkemizde insan onurunun güvencesi olan tüm kalelerin yıkılmasıdır. Yapılmak istenen, vatandaşın sesinin kesilmesi, temel hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması karşısında savunmasız bırakılmasıdır. Baroların bölünmesi, parçalanması, bağımsız savunma yerine siyasete ya da başka ortaklaşmalara dayalı, sesi kısık, cübbesi düğmeli topluluklar yaratacaktır. Cumhuriyet’in ve elbette yargının vazgeçilmez kurumları olan barolar da çoklu baro kisvesi altında yıkıldığında, bu ülke üzerinde yaşayan ve adalete ihtiyaç duyan istisnasız herkes artık sessiz ve kimsesiz kalacaktır.”

‘AMAÇ YİNE AYRIŞTIRMA, KUTUPLAŞTIRMA’ 

Demokrasi sisteminde avukatların hak arama hürriyetinin teminatı olduğunu hatırlatan Ay, bu konuda da şu görüşlere yer verdi: “Hak arama hürriyeti, savunma hakkı birçok uluslararası sözleşmelerde yerini aldığı gibi, demokratik tüm anayasalarda da temel hak ve özgürlüklerin içinde onlardan bağımsız olarak tanımlanmıştır. Bir savunmanın demokratik ya da otoriter yapıda olup olmadığı, savunma hakkının sınırlarıyla saptanmaktadır. İşte biz, herkesin seslerinin kısılmasını amaçlayan her türlü tahakküme karşı mücadele ediyoruz. Barolar, hukuk devletinin ve hak arama özgürlüğünün yılmaz savunucuları; hiçbir ayrım gözetmeksizin haksızlığın karşısında vatandaşın yanında yer alan ve evrensel hukuk ilkelerini kendine varlık sebebi yapmış tarihi kurumlardır. Çoklu baro sistemi ile yapılmak istenen, yargının savunma ayağını da vesayet altına almaktır. Toplumun diğer katmanlarında olduğu gibi avukatları ayrıştırmak, kutuplaştırmak hedeflenmektedir. Dolayısıyla böl-parçala-yönet yöntemiyle yargı erkinin kurucu parçası olan savunma da kontrol altına alınmak isteniyor. Bu parçalanma vatandaşı da etkileyecek. Avukatlar mensup oldukları baroya göre muamele görecekler. Bu durum hak, hukuk, adalet, eşitlik ilkelerini sorgulanır hale getirecektir.”

‘ASIL MUHATAP BAROLAR VE TBB OLMALI’ 

Düzce Baro Başkanı Azade Ay, 1 Haziran tarihinde, Türkiye’de 80 baro başkanının imza attığı, Avukatlık Kanunu hazırlanması aşamasında asıl muhatabın barolar ve TBB olması gerektiğine ilişkin sonuç bildirgesinde TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun da imzası bulunduğunu hatırlatarak, “Başkan şimdi imzasına sahip çıkmıyor. Bugün yanımızda olmayanları tarih asla affetmeyecektir” dedi.

‘FEYZİOĞLU YÜRÜYÜŞÜ ANLAMSIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞTI’

Feyzioğlu’nun yürüyüşü anlamsızlaştırma ya çalıştığını belirten Ay, söz konusu 1 Haziran mutabakatı ile ilgili olarak da şu bilgileri verdi: “İktidarın, Avukatlık Kanunu ile seçim sisteminde değişiklik planlamasına karşı küresel salgının yaşandığı böylesi dönemde yapılmamasını, tüm çalışmalardan vazgeçilerek ileri ki dönemlerde TBB ve barolarla birlikte bir hazırlık yapılması yönündeki talebimizi ve irademizi bildirdik. Bu aşamada hazırlanması düşünülen teklifin geri çekilmesi halinde diyalog ve müzakereden yana olacağımızı, konunun tüm muhatapları ile görüşmeye hazır olduğumuzu açıkladık. Bizler, müzakere ve diyalog kanallarının açılacağına inanıyoruz. Ancak kapalı tutulması halinde demokratik hak arama özgürlüğünün tüm gereklerini yerine getireceğimizi ilan ederek kamuoyunu bildirdik. Ne var ki sonrasında TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, imzasına sahip çıkmadığı gibi, hak arama mücadelemizi ve yürüyüşümüzü anlamsızlaştırmaya çalıştı ve biz başkanları milli değerlere saldırmakla itham etti. Bugün yanımızda olmayanları tarih affetmeyecektir. Benim milli değerlerime saldırmak, onları yok saymak kimsenin haddi değildir.”

‘TÜRKİYE BU DAVAYI ANLADI VE İNANDI’ 

Yürüyüş sırasında yurttaşlardan büyük destek gördüklerini belirten Düzce Barosu Başkanı Azade Ay, “Türkiye bu davayı anladı ve inandı. Bizim yanımızda yer aldı. Savunma hiçbir zaman biat etmez, diz çökmez. Baroları susturma projesinin halkta karşılığı yoktur. İktidarın bu tutumundan vazgeçene kadar demokratik mücadelemiz devam edecektir” dedi.

Son güncelleme: 14:48 30.06.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı