• Turkhane Logo

163 kadın örgütünden ‘cinsel istismar’ tasarısına tepki: ‘Geri çekilmelidir’

AKP’nin çocuklara yönelik cinsel istismarı önlemek için öngördüğü ancak tartışma yaratan hadım uygulamasını da içeren ‘cinsel istismar düzenlemesi’ne karşı ortak bir metin yayınlayan 163 kadın ve LGBTİ örgütü tasarının geri çekilmesini istedi.

15:03 17 Nisan 2018 Salı
163 kadın örgütünden ‘cinsel istismar’ tasarısına tepki: ‘Geri çekilmelidir’
AKP’nin çocuklara yönelik cinsel istismarı önlemek için öngördüğü ancak tartışma yaratan hadım uygulamasını da içeren ‘cinsel istismar düzenlemesi’ne karşı ortak bir metin yayınlayan 163 kadın ve LGBTİ örgütü tasarının geri çekilmesini istedi.

Hükümetin çocuklara yönelik cinsel istismara karşı almayı planladığı ve gündeme geldiği günden bu yana tartışma yaratan kimyasal hadım uygulamasını da içeren ‘cinsel istismar düzenlemesi geçtiğimiz günlerde TBMM’ye sunuldu.
 
163 kadın ve LGBTİ örgütü bu tasarıya hazırladıkları ortak metin ile tepki gösterdi. Açıklamada “Bu tasarı ivedilikle geri çekilmelidir” denilerek tasarının içerdiği maddeler hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.
 
Örgütler, sorunla gerçekçi mücadele için cezaların arttırılmasını değil “önleme ve koruma felsefesini merkezine alan hak temelli ve bütüncül bir çocuk koruma politikası hayata geçirilmesini” talep etti.

 
163 örgütün hazırladığı ortak metinde, tasarı ile ilgili dikkat çeken ayrıntılar şöyle sıralandı:
 
ÇOCUĞU MERKEZE ALAN POLİTİKALAR DESTEKLENMELİ

 
*Cinsel istismar ile mücadele ancak çocuğu merkeze alan politikaların yasalarla desteklenmesiyle mümkündür.
 
*Tasarı çocukların haklarını merkeze koymak yerine çocuk istismarı vakalarının artması ve görünürlük kazanmasıyla ortaya çıkan tepkileri bastırmak için ilgili tarafların görüşü alınmadan özensizce hazırlanmıştır.
 
*Tasarı sorunları çözmeyeceği gibi, yeni sorunları da beraberinde getirecektir.
 
*Aşırı derecede artırılmış cezalar çözüm değildir. 40 yıl, 50 yıl gibi cezalar, birçok durumda idam cezası niteliği taşır; koğuş ve sokak linçlerini besler, saldırganları kışkırtır ve ‘tecavüz edip, suç delilini ortadan kaldırmak amaçlı’ cinayetlere neden olur, suçu ihbar yerine alternatif çözüm arayışlarına iter.
 
*Tasarıda, failin de çocuk olduğu hallere ilişkin ise hiçbir düzenleme bulunmuyor. Aşırı derecede ağırlaştırılmış cezalar, failin çocuk ve ergen olduğu durumlarda büyük adaletsizliklere ve yeni toplumsal sorunlara yol açacaktır.
 
*Suçluyu kişinin onayı olmaksızın tıbbi uygulamalarla (hadım cezası gibi) cezalandırmaya çalışmak insan haklarına aykırıdır. Kısas, linç gibi çağ dışı cezalandırma yöntemlerinin önünü açacak tehlikeli bir adımdır.
 
*Yayın yasağı ‘çocuğun üstün yararını gözetme’ iddiasında olsa da, çocuk istismarının tamamen karartılması riskini de beraberinde getirmektedir. Toplumun haber alma ve doğru bilgilenme hakkını ihlal eden bu düzenleme, toplumun konuya ilişkin duyarlılığına da sekte vurma, sansür ve otosansür uygulamalarını genişletme riski taşıyor.
 
Bu tasarıya karşı ortak talepler şöyle sıralandı:
 
HAK TEMELLİ VE BÜTÜNCÜL BİR ÇOCUK KORUMA POLİTİKASI
 
Çocukla ilgili suç-ceza yaklaşımını dengeli kılmanın yanı sıra önleme ve koruma felsefesini merkezine alan hak temelli ve bütüncül bir çocuk koruma politikası hayata geçirilmeli.
Çocuk cinsel istismarında zaman aşımı sorununa çözüm bulunmalı, çocuğun beyanının hukuki değeri güçlendirilmeli. Cezaların yeniden belirlenmesi ve kurumsal mekanizmaların oluşturulması konusunda uluslararası sözleşmeler ve iyi uygulama örnekleri oluşturan ülkelerin deneyimleri göz önüne alınmalı.
 
Cinsel istismar suçuna maruz bırakılan çocukları korumak için içinde bulundukları duruma uygun sosyo-psikolojik yardım ve destek mekanizmaları oluşturulmalı. İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alan Tecavüz Kriz Merkezleri, Cinsel Şiddet Başvuru Merkezleri modelini geliştirmeli ve hayata geçirmeli.
 
Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların toplumsal ve hukuki meşruiyet zeminini oluşturan çocuk yaşta ve zorla evlendirmeleri önleyecek ve tüm sorumlular hakkında caydırıcı cezalar getirecek yasal düzenlemeler yapılmalı.
 
Failin çocuk olduğu hallere ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmalı. Failin çocuk olması halinde, eylem; fiil, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir şekilde gerçekleştirilmemişse, failin cezalandırılması yerine onarıcı adalet ilkeleri uygulanmalı.
 
İki çocuğun ‘akran’ kabul edilebilmesi için aralarındaki yaş farkı üçten fazla olmamalı. Akran cinselliği suçtan ayırt edilerek tanınmalı.
 
Kadınların ve çocukların şiddete maruz kaldıklarında başvuracakları merkezler yaygınlaştırılmalı. İstismarı fark eden kişilerin ve meslek uzmanlarının bildirimde bulunmasının önündeki engeller tespit edilmeli ve bunların kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalı. Cinsel istismara karşı koruyucu-önleyici kapsamlı cinsel sağlık ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi başta tüm çocuklar olmak üzere herkes için erişilebilir hale gelmeli.

Son güncelleme: 15:03 17.04.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı