• Turkhane Logo

Dış politika riskleri TL üzerinde baskı oluşturuyor

Piyasalar, Türkiye’de yerel seçimler sonrasında oluşacak siyasi ortamı, ABD-Türkiye ilişkilerinde yaşanacak gelişmeleri yakından izliyor.

10:36 31 Mart 2019 Pazar
Dış politika riskleri TL üzerinde baskı oluşturuyor
Piyasalar, Türkiye’de yerel seçimler sonrasında oluşacak siyasi ortamı, ABD-Türkiye ilişkilerinde yaşanacak gelişmeleri yakından izliyor.

Uluslararası piyasalarda gözler 31 Martta yapılacak yerel seçimlerin sonuçlarına ve ABD-Türkiye ilişkilerinde yaşanabilecek muhtemel gelişmelere çevrildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, işgal altındaki Suriye topraklarında olan Golan Tepelerindeki İsrail egemenliğini ABD yönetiminin resmen tanımasını 22 Martta sert bir dille eleştirmişti. Bunun ardından ise döviz kurlarında yaşanan büyük dalgalanma, Türkiye ekonomisinin geleceği hakkında endişeleri artırmıştı.

Merkez Bankasının swap kararı döviz kurundaki artışı geçici olarak frenlemede başarılı olsa da, ekonominin karşı karşıya olduğu yapısal sorunlar, özel sektörün büyük miktardaki dış borcu, hükümetin yerel seçimler sonrasında atmayı planladığı adımların önemini artırıyor.


Ekonomi çevreleri, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın 8 Nisanda açıklayacağı yol haritasını merakla beklerken, piyasaların özellikle ABD-Türkiye ilişkileri konusunda büyük hassasiyet gösterdiği, burada yaşanabilecek gelişmelerin gelecek haftalarda ekonomi üzerinde belirleyici olabileceği kaydediliyor.

S-400 krizi

Türk hükümetinin Rusyadan S-400 füze savunma sistemi alma planı, ABD başta olmak üzere Türkiyenin tüm Batılı müttefikleri tarafından eleştiriliyor ve bu girişimin NATOya ve müttefiklik ilişkilerine zarar vereceği belirtiliyor.

ABD yönetimi, Türk hükümetinin S-400 alımından vazgeçmesini istiyor, aksi takdirde Türkiyenin NATOnun ortak hava savunma sisteminin dışında kalabileceği uyarısında bulunuyor.

Türkiyeye S-400 yerine Patriot füze savunma sistemi almasını öneren Trump yönetimi, bu konuda tercih için Mart ayı sonuna kadar süre tanımış durumda.

ABD Yönetimi, Ankaranın Rus füze savunma sistemi almakta ısrar etmesi halinde 100 adet F-35 savaş uçağının Türkiyeye teslim edilmeyeceği, Türkiyenin bu uçakların üretiminde üstlendiği rolün gözden geçirileceği ve ABDnin yaptırım uyguladığı Rusyadan savunma sanayi ürünleri alması nedeniyle de Türkiyeye yaptırım uygulanabileceği mesajını veriyor.

Konunun önümüzdeki hafta ABDde yapılacak NATO dışişleri bakanları toplantısında da gündeme gelmesi bekleniyor.

Suriye gerilimi

Türkiyenin, PKKnın uzantısı olduğu gerekçesiyle terör örgütü olarak gördüğü, ABDnin ise müttefik olarak tanımladığı YPG, Ankara-Washington hattında gerilime yol açan en önemli gündem maddesi olmayı sürdürüyor.

Türkiye, Suriyenin kuzeyinden YPGnin tasfiyesini ve kendi kontrolü altında bir güvenli bölge inşa etmeyi istiyor.

YPGyi IŞİDin tasfiye edilmesinde en etkin güç olarak gören ABD ise Türkiyeden bu güce zarar verecek herhangi bir askeri hamle yapılmayacağı yönünde güvence istiyor.

ABD Başkanı Donald Trump, askerlerini Suriyeden çekme kararını açıkladığı süreçte, Türkiye Kürtleri vurmaya kalkarsa ekonomik olarak onları mahvederiz ifadelerine yer verdiği bir açıklama yapmış, bu ifadeleri büyük tartışmalara yol açmıştı.

İran yaptırımları

Türkiye ekonomisini etkileyen bir diğer dış politika başlığını ise Trumpın İran ile nükleer anlaşmadan çekilme kararından sonra devreye soktuğu İran yaptırımları oluşturuyor.

Enerjide neredeyse bütünüyle dışa bağımlı olan Türkiye için İran önemli bir tedarikçi ülke konumunda.

ABDnin altı aylığına yaptırımlardan muaf tuttuğu ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor, ancak muafiyet süresi eğer uzatılmazsa Mayıs ayında doluyor.

Ayrıca geçtiğimiz günlerde aralarında Türkiyeden bir şirketin de olduğu firmalara ve kişilere yaptırım kararı alan ABD yönetimi Ankaraya yaptırımlar agresif bir şekilde uygulanmalı mesajını verdi.

Önümüzdeki süreçte ABDnin bu konuda Ankara üzerindeki baskısını artırabileceği belirtiliyor.

Halkbank endişesi

ABDnin İrana yönelik yaptırımlarının delinmesinde rol aldığı gerekçesiyle Halkbanka para cezası verilmesi gündemde kalmayı sürdürüyor.

İtirafçı tanık Rıza Sarraf ile birlikte Halkbankın eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla da New Yorkta ambargoyu delme ve kara para aklama suçlamasıyla yargılanmış, Atilla davada 32 ay hapse mahkûm edilmişti.

Sarraf, dava sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğanın da bilgisi dahilinde, yaptırımları delmek için Türk hükümet üyelerine rüşvet verdiğini iddia etmiş, Erdoğan ise bu davayı hükümetine yönelik bir saldırı olarak nitelendirmişti.

Washingtonda Halkbanka verilecek para cezası konusundaki değerlendirme sürüyor.

Golan Tepeleri restleşmesi

Ankara-Washington hattında gerilime yol açan bir diğer başlık da ABD Başkanı Trumpın,  İsrailin Golan Tepelerindeki egemenlik iddiasını tanıması oldu. Bu karara en sert tepkiyi gösteren liderlerden biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu.

Erdoğan, Trump, kimin arazisini İsraile veriyorsun! BM kararına göre orası Suriye toprağı. Ali kıran baş kesen... Var mı böyle bir şey? diye sert çıktı ve ABD Başkanı Trumpı, Golan Tepelerini İsraile peşkeş çekmeye kalkışmakla suçladı.

AB başkentleriyle gerginlik

Ankaranın Almanya gibi önemli dış ticaret ortakları ve diğer Avrupa ülkeleriyle ilişkileri de zorlu bir süreçten geçmeye devam ediyor.

Geçen yılın sonunda ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde adımlar atılsa da, henüz somut bir ilerleme sağlanabilmiş değil.

AB başkentleri, Türkiyeden yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, basın özgürlüğü gibi alanlarda adım beklerken, bu beklentilerine şu ana kadar karşılık bulamadı.

Aralarında Alman gazetecilerin de bulunduğu yabancı basın mensuplarının bir bölümüne Türkiyede görev yapmaları için gerekli olan basın akreditasyonlarının verilmemesi hem Ankara-Berlin hattında hem de diğer AB başkentlerinde büyük rahatsızlık yaratmıştı. Çözüm için görüşmeler sürüyor.

Öte yandan geçen aylarda, Alman ve Avrupalı yatırımcıları ülkeye çekebilmek için yoğun temaslar yürüten Türkiye, bu konuda da arzu ettiği sonuca henüz ulaşamadı.

Avrupalı yatırımcılar, bu konuda adım atmak için, öncelikle yargı bağımsızlığının güçlenmesini, yapısal reformların hayata geçirilmesini bekliyor. Alman iş çevreleri, Gümrük Birliğinin uygulanmasında yaşanan sorunların da devam ettiğini ifade ediyorlar.

 Deutsche Welle Türkçe

 

Son güncelleme: 10:36 31.03.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı