• Turkhane Logo

Babacan’dan hükümete dolar tepkisi

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, doların 8 lirayı aşmasına ilişkin “Kuru artık döviz satarak kontrol edemeyecekleri ve rezervler tükendiği için bu sefer faiz artışları ile kuru kontrol etmeye çalışıyorlar. Ama tabii ki bu işin sonu kötü” dedi.

20:52 26 Ekim 2020 Pazartesi
Babacan’dan hükümete dolar tepkisi
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, doların 8 lirayı aşmasına ilişkin “Kuru artık döviz satarak kontrol edemeyecekleri ve rezervler tükendiği için bu sefer faiz artışları ile kuru kontrol etmeye çalışıyorlar. Ama tabii ki bu işin sonu kötü” dedi.

Babacan “Ekonomi koşulmasın diye dış politika ve güvenlik konuları ön plana çıkarıldı. Ekonomik sorunlardan kaçmak için dışarıda macera aranmasına kesinlikle karşıyız. Dış politika ve güvenlik meselelerinde Türkiyenin geri dönülemez yollara sokulması, askeri gücün caydırıcılığının zafiyete uğramasından çok korkuyorum. Bir kere o caydırıcılık gücünün üzeri çizilirse bedeli ağır olur” ifadelerini kullandı.

Karar gazetesinin sorularını yanıtlayan Babacan’ın açıklamaları şu şekilde:
“Billboard rezervasyonlarımız daha önce yapıldı fakat sözleşmelerimize rağmen bilbordlarımızı sökülmek istendi. Hatta arkadaşlarımız nöbet tuttular. Malatya dışında Diyarbakırda da bu problemlerle karşılaştık. Fakat burada bir otosansür olduğunu düşünüyorum. Doğrudan bir merkezden yönlendirme olduğunu sanmıyorum. İllere göre yaşadığımız sıkıntılar değişiyor.
Hükümet kurlara bakmıyor ama her şey dövizle, kurla ilgili. Kurun artması direk piyasayı etkiliyor ve vatandaşa hayat pahalılığı olarak geliyor. Rezervler azalıp kura müdahale imkanı kalmayınca Merkez Bankası faiz artırmak zorunda kaldı.
Kuru artık döviz satarak kontrol edemeyecekleri ve rezervler tükendiği için bu sefer faiz artışları ile kuru kontrol etmeye çalışıyorlar. Ama tabii ki bu işin sonu kötü.
İstişare anlayışı tamamen yok oldu. Kurallar yok sayıldı, kurumlar adeta tasfiye edildi. Tamamen kuralsız bir yönetim anlayışı var. Anayasayı bile yok sayan bir yönetim ile karşı karşıyayız. Bunların hepsi kötü yönetimin emareleri.
Türkiyede ciddi bir inşaat patlaması oldu. Döviz kaynakları inşaat sektörü için aktarıldı. Fakat inşaat çok az döviz getirisi sağlar. Çok basit bir mantık var bu işin. Döviz kaynakları yine döviz getirisi yatırımlara ayrılmalıydı. Bir bakkalın yanında çalışan insanlar bile bu hesabı yapabilirdi.
Ekonomi koşulmasın diye dış politika ve güvenlik konuları ön plana çıkarıldı. Ekonomik sorunlardan kaçmak için dışarıda macera aranmasına kesinlikle karşıyız. Dış politika ve güvenlik meselelerinde Türkiyenin geri dönülemez yollara sokulması, askeri gücün caydırıcılığının zafiyete uğramasından çok korkuyorum. Bir kere o caydırıcılık gücünün üzeri çizilirse bedeli ağır olur.
Kur artıyor deniyor ilgili Bakan Ben kura bakmıyorum diyor. Önemli ihracat pazarlarımızdaki ülkeler kendi kararları ile Türk mallarına ambargo koyuyorlar. Gülüp geçiyoruz diyorlar. Bu nasıl bir halktan kopukluktur? Bu nasıl piyasadan kopukluktur?
Birçok değerli arkadaşımız artık istifa ediyor. Değerli bürokratlarımız Artık bu kötü yönetim anlayışına dayanamıyoruz diyerek çekilmek istiyor. Çünkü vicdanları rahat etmiyor.
Dış politikayı şahsileştirirseniz, Ben o masa oturmam, Ben o kişiyle tokalaşmam diyerek yaklaşırsanız ilişkiler yürümez. Siz kendinizi değil; kocaman bir devleti temsil ediyorsunuz. Dar bakış açısı ile diplomatik ilişkilerimizi yürüttüğümüzü görüyoruz.
Popülist söylemler, kısa vadede liderlere belki güç kazandırır fakat uzun vadede hiçbir anlam ifade etmez. Dış politika için geniş bir vizyona sahip olmak gerekiyor.
ABDdeki seçimlerini çok iyi takip etmeliyiz ama taraflı bir şekilde değil. Şahsi bir yorum yapmak istemem. Kim seçilirse seçilsin, bizim ilişkilerimizi serinkanlı yürütmemiz gerekiyor. S-400 meselesi örneğin çok önemli.
NATO üyemizi unutmadan S-400 meselesine bakmak lazım. Ki NATO Bizim sistemlerimize entregre değil açıklaması yaptı. Fakat ABD yıllarca bize Patriot vermedi. Yine şahsi bir inatlaşma ile S-400ler alındı. Milyar dolarlar kaybedildi. Kaybet kaybet yani...
Kamu ihaleleri şu an açık yapılmıyor. Belirli 3-4 şirket var, bunlardan ihale için sadece teklif isteniyor. Artık öyle kamu ihaleleri için yarış falan yok ortada. Kamu ihale yasasından azade bir şekilde süreç işliyor.”

Son güncelleme: 20:52 26.10.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı