ABD Senatosu, ABD Başkanı Joe Bidenın adayı Antony Blinkenın Dışişleri Bakanlığını oylamak üzere toplandı.
Senato, Bidenın Dışişleri Bakanı olarak atadığı Blinkene onay verdi.
Senatoda yapılan oylamada Bidenın Dışişleri Bakanlığı için aday gösterdiği Antony Blinken 78e 22e oy ile Senatodan onay aldı.
Senato, şu ana kadar Bidenın kabinesi için aday gösterdiği 4 isme onay verdi.
Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Hainesın ardından Blinkenın da Senotadan onay alması ile Biden ulusal güvenlik ekibindeki 3 kilit ismi göreve getirmiş oldu.
Senato, dün yaptığı oylamada ise Bidenın Hazine Bakanlığı görevine aday gösterdiği Janet Yellene onay vermişti.
VOA Türkçe’de yer alan habere göre, kıdemli diplomat Blinkenın adaylığı Senato Dış İlişkiler Komisyonununda geniş destek görmüştü.
Bazı Cumhuriyetçiler de dahil olmak üzere pek çok Kongre üyesi, Biden’ın ulusal güvenlik ekibinin mümkün olan en kısa sürede oluşturulmasından yana.
Antony Blinken uzun zamandır Bidena yakın bir isim. Daha önce de ABD Senatosunun onayladığı bir isim olan Blinken, en son Biden başkan yardımcısıyken Başkan Barack Obama yönetiminde Dışişleri Bakan yardımcılığına kadar yükselmişti.
Blinken, Obama yönetimine katılmadan önce Bidenın başkanlık ettiği aynı komisyonda personel direktörlüğünü yürütmüştü. Blinken, komisyonda görev yapmadan önce eski Başkan Bill Clinton döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi’nde yer almıştı.
“TÜRKİYE’YE YAPTIRIMLAR DEĞERLENDİRİLMELİ” DEMİŞTİ
Blinken geçen haftaki oturumda, Türkiyeyi ABDnin müttefiki gibi davranmamakla suçlamıştı. Blinken, yeni yönetimin Ankaraya Rusyadan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi nedeniyle daha fazla yaptırım uygulama gerekliliğini yeniden değerlendirmesi gerektiğini belirtmişti.
Blinken ayrıca Çin, İran, Rusya ve Kuzey Kore’nin yarattığı zorluklarla yüzleşmeye hazır olduğunu söylemişti.
Çin’in ABD’nin ulusal çıkarları karşısındaki en önemli mesele olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı adayı, işbirliğine kapıyı da açık bırakmıştı.
Blinken ayrıca Dışişleri Bakanlığı’nın moralini ve diplomatik yapısını yeniden inşa etme sözü vermiş, ABD’yi yurtdışında “tevazu ve güvene dayalı bir liderlik” olarak gördüğünü söylemişti.
