• Turkhane Logo

Anayasa mı, Şirket Kriterleri mi?

16:59 17 Ocak 2021 Pazar
Anayasa mı, Şirket Kriterleri mi?

Kadir Gürcan - ABD | TURKHANE.com
Anayasa mı, Şirket Kriterleri mi?
Para piyasalarındaki hızlı hareketlilik dünyanın en zenginleri listesinin sürekli değişmesine sebep oluyor. Şimdilik birinciliğin, Teslanın sahibi çılgın Elon Musk, Amazonun sahibi Jeff Bozes ve Microsoftun sahibi Bill Gates arasında döndüğünü takip ediyoruz. Bu sıralamanın her hafta değişebileceği ihtimaline karşı sürekli hazırlıklı olmak lazım. Bir önceki hafta, Elon Musk liste başıydı. Geçtiğimiz hafta bir hatası ile 13 Milyar Dolar zararla, başpehlivanlık kemerini, kendisinden daha yaşlı Bezosa kaptırdı. 

Zenginlerden şikayetçi değilim. Onlardan bahsetmekten ağzımız yorulsa da, eskiden olduğu gibi, zengin bir zümreye ihtiyacın toplumsal bir zorunluluk olduğunu itiraf etmek durumundayız. Zengin düşmanlığının popülist şehvetleri coşturma kabiliyeti, sadece seçim dönemleri için geçerli. “Paradan bahsetmeyelim!” diyorsanız, şu an dünyadaki gelişmelerin tamamına kapılarınızı kapatıyorsunuz demektir. Ortadoğudaki sulandırılmış Marksizmin diktatör ve zalim üretmek dışında bir faydası olmadı. Fakirlik edebiyatının kaynağı İslam değil, kelepire düşen Marksizm.
Fakir ve orta halli ailelerin evlerine gidip, onlarla yer sofrasında görüntü veren ikiyüzlü siyasetçi modeli de artık tarih olmaya yüz tuttu. Öyle olmasa, benzer ailelerin içinden çıkıp Sarayda hükümet eden dikta idarelere mecbur kalmazdık. Ayrıca, hiç köy dolmuşları ile aile ziyaretine giden siyasetçi gördünüz mü? En az beş araç, korumalar, basın mensupları ve danışman ekipler eşliğinde yapılan bu tür siyasi kampanya faaliyetlerinin bir masrafı ve bu masrafları karşılayan bir zengin grubu her zaman var.
Siyasette mesafe alabilmenin ilk temel şartı, güçlü ve devamlı mali destekçiler bulabilmek. 2016 yılında Trump, seçmenlerine “Ben zaten zenginim. Sizden seçim için bağış toplamayacağım!” demişti ama, her zaman olduğu gibi yine doğruyu söylemedi. Geçtiğimiz hafta 87 yaşında ölen Sheldon Adelson, Las Vegasta gazino ve kumar piyasasının bilinen isimlerinden. Forbesin 2020 Dünya Zenginleri listesinde 17. sırada. Son anına kadar Trumpın en büyük sponsorlarından biri oldu. 
Mercer Ailesi, Trumpın arkasına para destekleri ile birlikte, faşist eğilimli Steve Bannonı takarak, Amerikan Halkına büyük bir iyilik(!) etmiş oldular. Son Kongre baskınında Steve Bannonın parmağı olduğu düşünülüyor. Koch Kardeşler (Koch Brothers), Siyahi Başkan Obamaya sekiz yıl boyunca kan kusturmuş. Tea Party ismi ile kurdurdukları ve destekledikleri ırkçı-faşist eğilim, Obama düşmanlığı üzerine odaklandı ve  daha sonra Trump seviciliğine dönüştü. Kongre Baskını bu desteğin ürünüydü.
Üçüncü Dünya ülkelerinde durum biraz daha gizemli. Rusyada yirmi yıllık Putin idaresi, mafyavari bir hiyerarşi ile zenginleri kontrol altında tutuyor. Mal varlığını ABDye kaçırmak için uğraşan bir Rus zengin, çaresizliğini “Rusyada zengin kalabilmek için ya mafyanın istediğini yaparsınız ya da kafanıza kurşunu yersiniz!” şeklinde izah ediyor. Türkiyede devlet yatırımlarına çöreklenen Beşli Çetenin “Al gülüm, ver gülüm!” tezgahında servet biriktirdiklerini herkes biliyor. Rusyada Putin, Türkiyede Sarayın bu tür keyfe keder icraatlarını kontrol edecek hiçbir kanuni uygulama yok. Anayasalar ne işe yarıyor? Sorduğumuz soruya bakın? Anayasa ve kanunlar dar gelirli ve namuslu vatandaşlar için.
Bir kaç on yıl, zenginler listesinde ilk sıraları dolduranlar, her gün isimlerini duyduğumuz firma ve CEOlar; Google, Twitterin sahibi Jack Dorsey, Applein tepe yöneticisi Tim Cook ve diğerleri. Medyanın bütün dikkatlerini üzerlerine çeken bu yeni zengin profilleri, alışılagelen aile ve hanedan şirket modellerine uymuyorlar. iPhonein mucidi Steve Jobsı da sayarsak, Musk, Bezos ve Gates ellerindeki servete kendi gayret ve çabaları ile ulaşmışlar. Hükümet ve devlet ileri gelenlerine karşı pervasızlık ve eyvallahsızlıkları bu yüzden. Her birinin diğerinden farklı başarı hikayeleri, günümüz gençlerinin azimlerini kamçılıyor. Her on gençten en az sekizi, Jeff Bezosun Amazon macerasına evinin garajında başlaması hikayesini bilir. 
Amerikadaki Kongre Baskınından sonra, Sosyal Medyanın önde gelen isimleri, bu tür olayların önüne geçme konusunda dikkatli tedbirler almaya başladı. Facebookun genel sorumlularından olan (Chief Operating Officer, COO) Sherly Sandberg, Başkentte meydana gelen olaylarda kendi kurumlarının birinci dereceden sorumlu olmadığını, ancak olayın hemen ardından Qanon, Proud Boys, Stop the Steal ismi altında faaliyet gösteren bütün oluşumların hesaplarını dondurduklarını ifade etti. Ayrıca Sandberg, “Başkan da olsa, Facebook Şirket Kriterlerine uymak zorundadır, dokunulmaz değildir!” demeyi ihmal etmedi. 
6 Ocakın ardından, Trumpa en ağır gelen ceza Twitter hesabının kapatılması oldu. Başkan o günden sonra bir kaç gün kendini toparlayamadı. Amerikan Tarihinin en kötü günlerinden birinin teşvikçisi durumundaki Başkan, üç gün sonra, kameralar karşısına geçti, beş ya da altı cümle kurarak olay ile alakalı kanaatlerini söyledi. Oysa, her gece yatmadan önce tek yaptığı şey, sosyal medya hesabından etrafa tehditler savurmaktı. Twitteri diğer Sosyal Paylaşım siteleri izledi. Hiç beklenmedik bir şekilde eli kolu bağlanan Trump, kendisine ait bir Sosyal Platform kurmaya karar verdiğini duyurdu. 
Anayasa teminatı altındaki Başkanlık kudretinin, Twitterin Şirket Kriterlerine takılması gerçekten ilginç oldu ve herkesten çok demokrasiyi içine hazmedemeyen çevrelerde tepki uyardı. Anti-demokratik hükümetlerin olur-olmaz, Sosyal Medya ya da bütünüyle iletişim vasıtalarını sansürleme veya tamamı ile iptal etme girişimlerinde anlaşma yolunu tercih eden dünya çapındaki platformlar anti-demokratik reflekslere karşı oldukça duyarlı davranıyorlar. Trumpın nefret söylemine verdikleri tepki de buydu. Alınacak, kızılacak bir tarafı yok!
Despot idareler, altına imza attıkları anayasa hükümlerini ihlal ederek, iktidar ve hükümet olmaya devam ediyorlar. İdareyi ele geçirdikten sonra oluşturulan dokunulmazlık zırhı hiçbir kanuni müeyyide ile değiştirilemiyor. Twitterin, Başkan Trump tecrübesinde gösterdiği hızlı icraat, uluslararası en güvenilir kuruluşlardan çok daha tesirli oldu. ABD Başkanı bile olsa, Twitterin Şirket Kriterleri konusundaki tutarlılığı takdire şayan. Gelen tepkilere, Jack Dorsayın tepkisi de gayet medeni “Beğenmiyorsanız, başka platformları kullanabilirsiniz!”
Uluslararası kuruluşlar işi ağırdan aldıkça, dikta ve despot idarelerin iştah ve cüretlerini artırıyorlar. AİHM ve benzeri kuruluşların siyasi dengeleri gözetme takıntıları kendilerine olan güveni sarsıyor ve sembolik görüntüden kurtulamıyorlar. Bürokrasiye boğulan işleyiş ile adaleti geciktirme töhmetini aşmaları için Yeni Zenginlerin Şirket Kriterlerini gözden geçirmeleri şart.
Rusya ve Türkiyede olduğu gibi mafyavari devlet sisteminin taşeronlığını yapan oligark yapılar yerine, uluslararası kaliteleri yakalamış ve şimdiye kadar demokratik çizgide kalmayı başarmış zenginler listesini takip etmek daha heyecan verici. Aradan bir hafta geçti, Başkan Trump ve seçmenleri Jack Dorseye bir şey yapamadılar. Çinde kaybolan Alibaba CEOsunun akibetinden haber alan var mı?

Son güncelleme: 16:59 17.01.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı