• Turkhane Logo

"Virüs Trump için ‘Allah’ın lütfu’ olacak mı?"

İlginç olan 210 bin Amerikalının hayatını kaybetmesine neden olan öldürücü bir hastalık için Trump’ın “Allah’ın lütfu” demesi.

19:29 11 Ekim 2020 Pazar
İlginç olan 210 bin Amerikalının hayatını kaybetmesine neden olan öldürücü bir hastalık için Trump’ın “Allah’ın lütfu” demesi.


ABDdeki başkanlık yarışının nabzının tutan Adem Yavuz Arslan, KaranlıktakiAydınlıkdeki Amerika Günlüğüne şunları yazdı:

Eminim siz de ilk duyduğunuzda ‘yok artık’ dediniz.


Geçtiğimiz hafta Covid-19 testi pozitif çıkan Başkan Donald Trump 4 günlük kısa hastane dönemi sonrası ‘görkemli’ şekilde Beyaz Saray’a döndü ve seçim kampanyasına kaldığı yerden devam ediyor.

Çarşamba günü yayınladığı mesajda ise bildik Trump söylemlerini tekrar ederken videonun sonuna doğru hastalığı “Tanrı’nın bir lütfu” olarak tanımladı.

Yanlış mı duydum diye videoyu durdurup geri aldım ve yeniden dinledim. Trump doktorları ve ilaçları övdükten sonra hastalığın Allah’ın bir lütfu olduğunu söyledi.

Aklıma Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz akşamı beraberinde Berat Albayrak’la birlikte (hala neden güldüğüne dair mantıklı bir açıklama getirmedi) yaptığı basın toplantısında darbe için “Allah’ın bir lütfu” demesi geldi.

Normal şartlarda hiç kimsenin darbe gibi bir olaya “Allah’ın lütfu” demesi beklenmez ama Erdoğan “olan ve olacak olanlardan çok emin” olduğundan olsa gerek “Allah’ın lütfu” dedi.

Aynı şeyi şimdi dünyanın öbür ucunda Başkan Trump’ın ağzından duyduk.

Yanlış anlaşılmasın, Trump’ın hasta olmadığı halde hastaymış gibi (bu yönde bir kanaat olsa da) yaptığını iddia etmiyorum.

İlginç olan 210 bin Amerikalının hayatını kaybetmesine neden olan öldürücü bir hastalık için Trump’ın “Allah’ın lütfu” demesi.

Erdoğan nasıl ki 15 Temmuz’u iktidarı için vesile yaptı benzer bir durumu şimdi Trump deniyor.

Başarılı olur olmaz ayrı bir konu ancak son iki günde yaşadıklarımız Trump’ın seçim kampanyasını Korona üzerine bina edeceğini gösteriyor.

Malum olduğu üzere Covid-19’u çok hafife almakla eleştiriliyordu. Kısa hastane günleri sonrası çıkışta da aynı şeyi yaptı.

Hastalığı önemsizleştirirken mevcut ilaçları ve doktorları övdü.

Trump kendini “hızla iyileşen yenilmez bir kahraman” gibi gösteriyor. Hızla iyileşmiş imajı çizerek virüslü mücadelede başarısızlık suçlamasından da kurtulmaya çalışıyor.

Twitter’da zaten çok aktif olan ABD Başkanı hastane sonrası performansını ikiye katladı denebilir. Sürekli tweet’ler atıyor, videolar yayınlıyor.  Bir yandan da rakibi Biden’ı alaya alan söylemler üretiyor.

AMERİKALILAR SANDIĞA KOŞTU

Trump ile Biden arasındaki yarış kıran kırana geçerken Amerikan seçimlerinde yeni bir rekor kırılabilir.

Şöyle ki, Amerika’da seçime katılım oldukça düşüktür. Bu seçimde durum değişecek gibi. ABD sisteminde erken ya da postayla oy kullanmak mümkün.

Son verilere göre 6 milyon 600 bin Amerikalı şimdiden oyunu kullanmış.

Bu rakam bir önceki seçimin 10 katı. Sonuçlar 3 Kasım’da katılım rekorunun kırılabileceğini gösteriyor.

Bazı projeksiyonlara göre kayıtlı seçmenlerin yüzde 65’inin oy kullanması bekleniyor ki bu durum son yüzyılda bir ilk olacak.

DEMOKRATLARDAN ‘TRUMP ÇILDIRDI’ HAMLESİ

Bu arada Demokrat Parti’den azil hamlesi geldi.

Temsilciler Meclisi başkanı Nancy Pelosi, Trump’ın görevi yerine getirip getiremeyecek durumda olup olmadığına karar verecek bir komisyon kuracaklarını açıkladı.

Doğal olarak tartışma alevlendi. Trump ise Pelosi’nin akli melekelerini kaybettiğini iddia etti.

Trump ile Pelosi zaten kanlı bıçaklı ve rutin olarak kavga ediyorlar. Ancak Trump’ın Anayasa’nın 25. ek maddesi uyarınca azli tartışması önümüzdeki günlere damgasını vurabilir.

Çünkü ABD Anayasası’nın 25. ek maddesine göre başkan yardımcısı ve kabineden 8 bakan, başkanın sağlık vb. gerekçelerle görevini yapma ehliyetini kaybettiğine inanırsa Temsilciler Meclisi Başkanı ve Senato liderine mektup göndererek başkan yardımcısının görevi devraldığını bildiriyor.

Bu bildirim tek taraflı ve mektup gönderildiği anda başkan görevden alınmış oluyor.

Gerçi bazı müzmin Trump muhalifleri 2016 seçimleri sonrasında 25. maddeyi gündeme getirip başkanın azledilmesi gerektiğini savunuyorlardı ancak Covid-19 gündemi sonrası bu tartışma daha da güçlenecek.

Amerikan siyasi tarihi mevcut başkanın sağlık gerekçesiyle görevden alınması tartışmasını daha önce de yaptı.

Mesela Ronald Reagan’ın başkanlığının son döneminde Alzheimer belirtileri göstermesi bu tartışmayı alevlendirmişti.

Şimdi aynı tartışma Trump üzerinden yeniden gündemde.

Demokratlar bir yandan kampanyalarını yürütürken bir yandan da Trump’ın akli melekelerinin yetersizliği üzerine oynayacaklar.

3 Kasım’a kadar ‘yok artık’ diyeceğimiz çok şey göreceğimiz kesin.

Son güncelleme: 19:29 11.10.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı