• Turkhane Logo

Tarık Toros yazdı: Merd-i kıptinin sirkatin söylemesi

'Aydınlanmış bir hadisedir 15 Temmuz. Hiyerarşi içinde bir darbe görüntüsü veren ve askerine tuzak kuran Genelkurmay Başkanı… Resmi söyleme göre o gece “esir düşmesine” rağmen taltif edilmiş, sonrasında Savunma Bakanı yapılmıştır.'

00:51 16 Temmuz 2020 Perşembe
Tarık Toros yazdı: Merd-i kıptinin sirkatin söylemesi
'Aydınlanmış bir hadisedir 15 Temmuz. Hiyerarşi içinde bir darbe görüntüsü veren ve askerine tuzak kuran Genelkurmay Başkanı… Resmi söyleme göre o gece “esir düşmesine” rağmen taltif edilmiş, sonrasında Savunma Bakanı yapılmıştır.'

Gazeteci Tarık Torosun KaranlıktakiAydınlıkte yer alan analizi şöyle:

Merd-i kıptinin sirkatin söylemesi


Kimi muammalar, sonrasında yaşanan gelişmelerle anlaşılır.


New York’ta ikiz kuleleri yıkan 11 Eylül 2001 saldırıları böyledir, Ortadoğu eskisi gibi olmamıştır.

Korkut Özal’la, Habertürk’te 1 sene haftalık program yaptık, bir yayına hazırlanırken sormuştum: -Ağabeyiniz Turgut Özal’ın öldürüldüğünü düşünüyor musunuz?

“Elimde bunu kanıtlayacak bilgi/belge yok” dedi. 

Sonra cümlesini şöyle tamamlamıştı, hiç unutmam:

-Sonrasında yaşananlara bakınca diyorum ki, Turgut olmamalıymış, ortadan kaldırılmalıymış.

Ağabeyi olmasına rağmen yaş farkı küçüktü, ikili sohbetlerde “Turgut” diye bahsederdi.

15 Temmuz 2016, öncesi, o gün yaşananlar ve sonrasıyla böyle değil.

Bugün, 4 senede yaşananlara bakınca “15 Temmuz’un içinde bir iş var” denmesi çok doğal.

“Yaşanan sivil bir darbe, bunun için 15 Temmuz sahnelenmiş olmasın” diye düşünmek de normal.


Olan olduktan sonra adını koymak kolay.

Mesele, bunu vakitlice idrak etmek.

Toplum ve ona yön verenler 15 Temmuz sonrasında muktedirin söylemine teslim olmayı seçerek, mevcut rejime payanda oldu.

**

Peki 15 Temmuz, sonrasında yaşananlara bakılarak anlaşılacak bir tarih mi?

Hayır!

Okuması, araştırmasını bilen için… 

Bilgi, belge taraması yapan için… 

Mahkemeleri takip edip sanık ve tanık ifadelerini okuyan için… 

Kısaca…

Soran, sorgulayan için açık seçik bir gün, 15 Temmuz.

Aydınlanmamış bir olay da değil.

Apaçık ortada, öyle olduğu için her yanı temel temel dökülüyor.

Rejimin sahipleri bunu gördüğü için, 

-15 Temmuzu konuşmak, 

-İddianame ve duruşmalara yoğunlaşmak, 

-Dönemin aktörlerini yaptıkları/yapmadıkları ile kritik etmek YASAK!

Bırakın 15 Temmuz’un kapağını aralamayı, tozunu almaya kalkanın başı belaya giriyor.

Toplum adeta elektrik verilmiş gibi bir gerilimle baskı altında tutuluyor.

Azıcık bıdırdanma olunca trafolara tam güç veriliyor.


**

Aydınlanmış bir hadisedir 15 Temmuz.

Hiyerarşi içinde bir darbe görüntüsü veren ve askerine tuzak kuran Genelkurmay Başkanı…

Resmi söyleme göre o gece “esir düşmesine” rağmen taltif edilmiş, sonrasında Savunma Bakanı yapılmıştır.

Darbe “istihbaratını” almayarak bağlı olduğu hükümeti “zor duruma” düşüren MİT Müsteşarı, koltuğunu sağlamlaştırmış, kanun değişikliği ile MİT Başkanı olmuştur.

Kendine sözümona darbe yapılan da, haftalar sonra bu isimleri iki yanına alıp poz vermiş, ardından tek adam rejimini pekiştirmiştir.


**

O “tek adamın” bir propaganda bakanı var, Goebbels’i mezarında ters döndüren…

Fahrettin Altun.

15 Temmuz’un 4’üncü yıldönümünde Hürriyet’e konuşmuş.  

Demiş ki: 

–Ayasofya Camii’nin ibadete açılması 15 Temmuz dirilişimizin devamı niteliğindedir.

**

Olayı, Ayasofya’dan 15 Temmuz’a bağlaması dil sürçmesi filan değildir yani. 

Bir anekdot daha aktarıp, “tanık sizin” diyerek çekileyim aradan.

Anadolu Ajansı’nı ziyaretinde, dönemin başbakanı Binali Yıldırım’a soruluyor:

-Sizi çok zorlayan, girmeseydik bu işe dediğiniz herhangi bir proje oldu mu?

Cevap:

-Hoşuma gitmeyen proje 15 Temmuz.


Kaynak: KaranlıktakiAydınlık

Son güncelleme: 00:51 16.07.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı