KaranlıktakiAydınlıkten İlker Doğanın haberine göre AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan bu konuda zirveye oynayan isimlerden. Tıka basa dolu kongre salonundaki görüntüleri, ‘kameranın yatay’ çekim yapmasına bağlıyor! Özkan, kamera görüntülerine değil de, kendisine inanılmasını istiyor insanlardan. Saray’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut, Merkez Bankası’nın resmi verilerine rağmen rezervlerin ‘ekside’ olmadığını yüzü bile kızarmadan söyleyebiliyor.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, görüntülerin inadına İnsan Hakları Savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun ‘namaz vakti çıktıktan sonra’ gözaltına alındığını anlatıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir başka başdanışmanı Cemil Ertem, MB başkanlarının bu kadar sıklıkla değiştirilmesinin sebebinin ‘beyin jimnastiği’ olabileceğini belirtiyor. AKP kongrelerine tek laf etmeyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise sosyal medya hesabından sürekli ‘maske, mesafe ve hijyen’ uyarısında bulunuyor.
AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın, partisinin büyük kongresinde yaşanan görüntülerle ilgili savunması alay konusu oldu. Zira Özkan’a göre, ‘lebaleb’ dolu olan salon aslında boştu! Sorun kameranın çekim açısından kaynaklanıyordu! Özkan, “1 kilometrelik alanda insanlar adeta üst üste binmiş gibi görünüyor. Yani ben orada yatay kamera çekiminin yanılttığını düşünüyorum. Teşkilat mensuplarımızın maske, mesafe, temizlik kurallarına riayet etti. Maskeli olduktan sonra 1.5 metreden Covid’in bulaşma ihtimali sıfır.” dedi.
BİR YALAN VE ÇARPITMA MAKİNASI: CAHİT ÖZKAN
Kameralar hangi açıdan çekerse çeksin, salonun ‘ağzına kadar’ dolu olduğu görülüyor. Ancak buna rağmen Cahit Özkan, milletin aklıyla alay ederek gerçeği eğip büküyor. Tıpkı çıplak arama skandalında olduğu gibi. Orada da iddiaları yalanlamış ve mağdurlardan kamerasız odalarda yapılan çıplak aramayı belgelendirmesini isteyebilmişti. “HDP’yi kapatacağız.” açıklamasının ardından gelen tepkiler üzerine de çark etmiş ve “Sandığa gömeceğiz.” demek istediğini anlatmıştı Özkan… Hamza Yerlikaya’nın sahte diplomasını, “Gurur duyuyoruz.” diyerek savunan da, “Velev ki biri sahte.” diyerek rezaleti itiraf eden de Özkan’dı… Yalan söylemenin, gerçeği çarpıtmanın Cahit Özkan için sorun olmadığı anlaşılıyor…
YİĞİT BULUT’UN YÜZÜ BİLE KIZARMIYOR
MB başkanı değişikliğinin ardından dolar fırladı, borsa çakıldı. Önceki gün Saray’ın Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut çıktı ekranlara. Bir şeyler söyledi. Ardından hiç utanmadan, sıkılmadan Merkez Bankası’nın rezervlerinin ekside olmadığını anlattı. MB’nin resmi verilerine göre rezervler ekside. Rakamlar MB’nın sitesinde duruyor. Mahfi Eğilmez’in MB’nin verilerinden yola çıkarak yaptığı hesaba göre Şubat 2021 sonu itibarıyla MB’deki swaplar hariç net rezervler eksi 60,3 milyar dolar. Yani Merkez Bankası bütün kasasını boşaltmış, üzerine de 60 milyar dolar ödünç para almış. Ancak buna rağmen Yiğit Bulut, milyonların gözünün içine baka baka, katıldığı 6-7 canlı yayında MB’nin rezervlerinin ‘ekside’ olmadığını söyleyebiliyor.
GÖZALTI ‘KERAHAT’ VAKTİNDE YAPILMIŞ!
Milletvekilliği Anayasa’ya aykırı olarak düşürülen İnsan Hakları Savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu, sabah namazı için abdest aldığı sırada polislerce Meclis’te gözaltına alınmıştı. Olay kamera kayıtlarıyla sabit. Gözaltı için Meclis’te pusu kuran polisler, 06.15 sıralarında baskın yapıyor. Vaktin çıkmasına yaklaşık 25-30 dakika var. Gergerlioğlu polislere, vaktin çıkmak üzere olduğunu hatırlatıp namaz için müsaade etmelerini istiyor ancak izin verilmiyor. Görüntüleri var. Ancak TBMM Başkanı AKP’li Mustafa Şentop, buna rağmen gözaltı işleminin ‘vakit çıktıktan sonra’, kerahat vaktinde yapıldığını anlatıyor. TBMM’nin başkanı, televizyon ekranlarında açık açık yalan söylüyor…
ERDOĞAN’IN BEYİN JİMNASTİĞİNİN MALİYETİ 304 MİLYAR TL!
Cumhurbaşkanı başdanışmanı Cemil Ertem’in açıklaması da kamuoyunda alay konusu oldu. Ertem, “Merkez Bankası başkanının bu kadar sık değişmesi belki ekonomi dışı bir beyin jimnastiği olabilir.” diyor. Bir ülkenin MB’nın başkanı ‘beyin jimnastiği’ olsun diye 2 yılda 4 kez değiştirilebilir mi? Peki, Erdoğan’ın son ‘beyin jimnastiğinin’ Türkiye’ye maliyeti ne kadardır? Analistlere göre TL’nin yüzde 10’luk bir değer kaybının enflasyona etkisi en az yüzde 1,5! Yani Türkiye’de hayat, bir hafta öncesine göre yüzde 1,5 daha pahalı artık. Ayrıca Türkiye’nin dış borç stoku 435 milyar dolar. Kur 7,20’den 7,90’ın üzerine çıktı. 70 kuruşluk kur artışı, Türkiye’nin borç yükünü 304 milyar liranın üzerinde artırdı. Yani Erdoğan’ın ‘beyin jimnastiği’nin Türk halkına maliyeti 300 milyar liranın üzerinde. Bu parayla onlarca Osmangazi ya da Yavuz Sultan Selim köprüsü ve yine onlarca şehir hastanesi yapılabilirdi!
SAĞLIK BAKANI, YALANA DOYMUYOR
Yalan ve gerçeği gizleme konusunda açık ara zirvedeki isim Sağlık Bakanı Fahrettin Koca. Salgının başında sahip olduğu krediyi, 6-7 ayda tüketti. Aylarca milletin gözünün içine baka bakan günlük vaka ve ölüm sayıları konusunda yalan söylediği ortaya çıkmıştı. Son olarak AB’nin Türkiye’ye 1,5 milyon doz Biontech aşısı gönderdiği tespit edildi. Muhalefet neredeyse 10 gündür bu konuyu soruyor Koca’ya… Günlerce hiçbir açıklama yapmadı. Önceki gün ise 1,4 milyon doz aşının geldiğini itiraf etti. “Güvenlik testleri yapılıyor ve önümüzdeki hafta sırası gelen vatandaşlarımıza uygulanacak.” dedi. Peki bugüne kadar bu aşıların geldiği neden açıklanmadı?
ÇIPLAK ARAMA REZALETİNE, SKANDAL SAVUNMA
Bir başka AKP Grup Başkanvekili Avukat Özlem Zengin de ‘yalan ve çarpıtma’ konusunda oldukça mahir! Karakol ve cezaevlerinde çıplak arama iddialarını kesin bir dille reddetmiş ve ardından bunu gündeme getiren kadınları ‘ahlaksızlıkla, onursuz olmakla’ suçlamıştı. Mağdurların tepkileri ve konuya ilişkin belgeler ve başvurular üzerine “Ben Uşak Emniyeti’nde olmadığını söyledim.” diyerek çark etti. Ardından ise ‘çıplak aramanın 60 yıldır’ olduğunu söyledi.
PEMBE ODA YALANI
Zengin’in yalanları bununla sınırlı değil. Geçtiğimiz ay cezaevindeki Hizmet Hareketi’ne mensup kadınların hamile kalma oranının 4 kat arttığını iddia etti. Özlem Zengin, “Pembe Oda denilen uygulamayı biz getirdik ve çok da doğru yaptık ama FETÖ’cüler bunu kullanarak cezaevinde hamile kalıyorlar.” dedi. Ancak sorun şu ki, ‘Pembe Oda’ uygulamasından Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturma kapsamında tutuklananlar da dahil olmak üzere terör suçlamasıyla hapis yatanlar faydalanamıyor!
