• Turkhane Logo

'Dünya'da sulhun temini için kötülükleri iyilikle eritip yok etme'

"İnsanlığın kurtuluşu için çırpınan gönüllülerin yaptıkları olumlu faaliyetler gerekçe gösterilip onların tüm insan hakları ellerinden alınıyor. Mal varlıklarına el konuluyor, çoluk çocuk demeden yakaladıklarını hapsediyor."

16:13 08 Haziran 2020 Pazartesi
'Dünya'da sulhun temini için kötülükleri iyilikle eritip yok etme'
"İnsanlığın kurtuluşu için çırpınan gönüllülerin yaptıkları olumlu faaliyetler gerekçe gösterilip onların tüm insan hakları ellerinden alınıyor. Mal varlıklarına el konuluyor, çoluk çocuk demeden yakaladıklarını hapsediyor."


İsmail S. Gülümser/Aktif Haber

Herkul.org sitesinde bu hafta yayınlanan Fethullah Gülen Hocaefendinin hizmet gönüllüleri için yaptığı öneriler tüm dünyaya ışık tutacak evrensel değerlerle dolu insanlık mesajları içeriyor. O birçok düşünürün yaptığı gibi kendi fikir karihasından çıkardığı daha denenmemiş sonucunun ne olduğu belli olmayan çözümler öne sürmüyor. Aksine tüm din ve insanlığın ürettiği olumlu sonuçları görülmüş değerlere dayalı mesajlardan hareketle insanlığın kötülüklerden kurtuluşu için reçeteler sunuyor.

En ağır şartlarda bile kendi konumunun hakkını vererek mülâyemetini korumasını bilen İslam peygamberi Efendimizin (SAV)in Uhud savaşında yaşadıkları ve sonrası gelişmelerin rehberliğinde bazı tavsiyelerde bulunuyor. Bilindiği gibi kendine Mekke’de yaşama imkânı verilmeyen Müslümanlar değişik yerlere hicret ederek Mekkelilerin zulmünden kaçmaya çalışıyor. Fakat Mekkeliler gittikleri yerlerde de onları rahat bırakmıyor elçiler gönderip sıkıştırıyorlar.

Yaşama hakkı elinden alındığı için şehri terk etmek zorunda kalan az sayıda Müslüman da gidince birkaç kişiyle kalan Efendimiz için de öldürme planları yapıyorlar. Bütün bu şartlarda sadece inançlarından dolayı kendi vatanında yaşama hakkı elinden alınmak istenen efendimiz de Medine’ye hicret etmek zorunda kalıyor. Ancak hıncını alamayan Mekkeliler onu orada da rahat bırakmıyor üzerine ordular gönderip yok etmeye çalışıyorlar.

Müslümanları toptan yok etmek planıyla Uhud’a kadar gelip 70 güzide sahabeyi şehit ediyor, sığındıkları belde de yaşam haklarını ellerinden alıyorlar.  Savaştan sonra öldürmek ve yok etmek üzere oraya gelmiş her türlü kötülük yapmaya müsait bu grup için Efendimizin yaptığı dua ise hem o günün düşmanlıkla dolu Mekkelilerin gönül dünyalarına girecek hem de gelecekte tüm insanlığı aydınlatacak önemli ipuçları içeriyor.

O, çok sayıda sahabenin şahadetine vesile olan savaştan sonra kendilerini yok etmeye azmetmiş kötüler grubuna karşı ellerini açıp,

“Allah’ım kavmimi affet yaptıklarından ötürü onları cezalandırma, bilmiyorlar” diye dua ediyor.

Hem de savaşta içtihat hatası yaparak görev mahallini terk eden ve birçok sahabenin ölmesine sebep olanlara karşı bunlar sizin yüzünüzden oldu anlamına gelecek en küçük bir sitemde bulunmuyor.

İlk anda bir mağlubiyet yaşansa da en olumsuz şartlarda bile insanlığın kurtuluşundan başka bir şey düşünmeyen efendimizin bu tavrı bir yandan Allah tarafından,

“Allah’ın rahmetinin eseri olarak insanlara yumuşak davrandın.  Eğer katı kalpli kaba biri olsaydın etrafındakiler dağılır giderdi. Öyleyse onların kusurlarını affet onlar için mağfiret dile ve işlerini onlarla istişare et”(Al-i İmran) diyerek taltif edilirken bir yandan bu davranış gelecekte onların kurtuluşuna vesile oluyor.

Efendimizin yüksek karakterinden dolayı o gün olumlu sonuçları alınmış kötülüğü iyilikle savma anlayışı sonucu düşman görünenlerin kalpleri eritiyor ve tavırlar değişiyor. Kuran’ın kötülüğü iyilikle savma emri hepimize hitap ediyor. Etrafımızda insanların dağılıp gitmemesi için şartlar ne kadar ağır olursa olsun öfke ve katılıkla etrafı yakıp yıkma gibi bir tavır önerilmiyor.

O gün sahabenin yaşadığı gibi bugün de hizmet gönüllüleri aynı eza ve cefaya maruz kalıyorlar:

Ülkelerinde yaşama hakları ellerinden alınıyor. Zulümden kaçıp yurt dışına çıkanları orada da rahat bırakmıyor bazen diyanet bazen MİT bazen elçilikler vasıtasıyla zulümlerini oralarda da sürdürmeye adam kaçırmaya çalışıyorlar. Hizmete karşı düşmanlık hisleriyle dolu 28 Şubatçıların hizmeti yok etme düşüncelerini bugün hizmete karşı kıskançlık hissi taşıyan bazı dini cemaat mensuplarına yaptırıyor yarım kalmış tüm projelerini onlara tamamlatıyorlar.

Hizmet hareketi gönüllülerinin bugüne kadar,

-Cehaletin önlenmesi için açtıkları üniversiteler okullar dershaneler yurtlar,

-Ekilen ayrılık tohumlarının ortadan kaldırılması için yaptıkları hoşgörü ve diyalog faaliyetleri,

-Toplumun ıslahı için yürüttükleri eğitimler ve sohbet halkaları,

-Fakirliğin önlenmesi için yaptıkları himmet yardımlaşma gibi en insani projeleri suç gibi gösteriliyor.

İnsanlığın kurtuluşu için çırpınan gönüllülerin yaptıkları olumlu faaliyetler gerekçe gösterilip onların tüm insan hakları ellerinden alınıyor. Mal varlıklarına el konuluyor, çalışma imkânları yok ediliyor, çoluk çocuk demeden yakaladıklarını hapsediyor, tutukladıklarının sağlık hizmetlerine erişimini engelliyorlar, kiminin kaçarken çocuklarıyla beraber kiminin cezaevinde ölmesi için her türlü zulmü yapıyorlar.

Herkesin kendi derdine düştüğü kimsenin kimseyi düşünmediği bir dönemde gönüllülerin sosyal sorumluluk gereği yaptıkları tüm fedakârlıklar, hiçbir maddi beklentiye girmeden toplum yararına ürettikleri tüm olumlu hizmet projeleri yasaklanıyor, bu faaliyetlere katılanlar terörle suçlanıp cezalandırılıyor.

Efendimizin başarılı örneğinden hareketle Hocaefendi de hizmet gönüllülerine şunları öneriyor;

Düşmanların entrikalarla dolu oyunları dost görünenlerin hazımsızlıkla yaptığı kötülükler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecek.  Kötülüğe kilitlenmiş insanlar baskıyla ezip sindirerek sizi kendilerine benzetmek isteyecekler, başkaları düşmanlık projelerini sürdürseler bile siz onlara benzemeyin.

Farklı kesimlerden gelen düşmanlıklar sizde deformasyona yol açmasın, yapılanlara karşı içinizde kötülük duygularının harekete geçmesine izin vermeyin. Başkasının yaptığı zulümler sizin yapacağınız zulmü meşrulaştırmaz, zulümlerine aynıyla karşılık vermeye kalkarsanız siz de zalimlerden olursunuz. Nasıl günahtan kaçmaya dikkat etmeniz gerekiyorsa aynı şekilde; Görevi, tüm insanları girdiği günah batağından kurtarmaya çalışmak olan gönüllüler başkalarını günaha itecek davranışlardan kaçınmak durumundadır.

Her gün ayrı bir proje ile yaşama hakkınızı elinizden almaya çalışan eziyet etmekten zevk alan düşmanlara, kıskançlık hislerine mağlup olup onların kötülüklerinin aracı haline gelmiş vefasız dostların yaptıklarına karşılık içinizdeki insanlık duygularını herkese boşaltmaya devam edin. Birileri sizin çarkınızı bozmaya çalışsa da sizin göreviniz kimsenin çarkını bozmak olmamalı siz kin ve nefret ekenlerin yapacakları tüm tahribatı sevgi ve mülâyemetle etkisiz hale getirecek yollar geliştirmelisiniz.

Ülkede birliğin korunması, dünyada sulh-u umuminin tesisi için her şeye rağmen olumlu tavrını koruyarak kurulan tüm oyunları bozacak fedakâr ruhlu insanlara ihtiyaç var. Hizmet gönüllüleri ruh ve mana köklerinden gelen güzellikleri etrafa yayma hedefine kilitlenirlerse eskiden olduğu gibi bundan sonra da tüm katı kalpler yumuşayacak onlar, üzerilerine sağanak sağanak gelen şimşekleri gönül enginlikleriyle eritecektir.

Hayatlarını başkalarına zarar vermeye göre kurgulamış insanların verdikleri zararları önlemek için hak sahipleri ya da onlar adına temsil yetkisi kullananlar gerekli işlemleri sürdürseler de gönüllüler sadece etraflarında ahlaki değerlerle bezenmiş iyilik atmosferleri oluşturmaya kilitlenmelidir. Propagandalardan etkilenip sizin en masum faaliyetlerinize bile zarar vermeye çalışanların yaptıklarından dolayı kimseyi karalamaya çalışmamalı, Allah’ın size hatanızdan dönmeniz için mehil verdiği gibi siz de insanların bir gün hatadan dönmesi için mehil vermeli olumlu tavrınızı sürdürmelisiniz. Onların hatalarıyla uğraşmak yerine kendi işinize bakmalı insanlığın geleceği için yeni alternatif projeler geliştirmeye yoğunlaşmalısınız.

Son güncelleme: 16:13 08.06.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı