• Turkhane Logo

'Erdoğan’ın önünde iki yol var, yeni partileri engellemek mümkün mü?'

AKP’den koparak kendi partilerini kuran Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, siyasette de dengeleri değiştirecek adımları atmış oldular.

16:36 26 Mayıs 2020 Salı
 'Erdoğan’ın önünde iki yol var, yeni partileri engellemek mümkün mü?'
AKP’den koparak kendi partilerini kuran Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, siyasette de dengeleri değiştirecek adımları atmış oldular.





Son kamuoyu araştırmaları, artık Cumhur İttifakı’nın yüzde 50+1’e ulaşmasının pek mümkün olmadığını söylüyor.


Babacan’ın DEVA Partisi ve Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’ne ise CHP’den milletvekili transferi yolu açılınca MHP lideri Devlet Bahçeli’den seçim kanununu değiştirme teklifi geldi.

Babacan da İktidarın devamı için kuralları değiştirmezlerse, bu iktidarın bir kez daha seçilmesini çok zor görüyoruz. İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin nasıl kaybedildi? Oyun kurallarına göre oynanırsa ki DEVA partisini nasıl engelleriz onu düşünüyorlar. Şu an bu yönde bir hazırlıkları var. Umarız ki bunlar olmaz” diyerek bu adıma işaret etti.

Peki, her ne kadar bağımsızlığı rafa kalkmış olsa da mevcut hukuk normlarına göre yeni partilerin engellenebilir mi? 

Hukukçu kimliği ile de tanınan Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin sosyolojik ibrenin değişmekte olduğunu gösterdiğini belirterek, Seçim kanunlarında yapılacak değişiklik anayasaya göre bir yıl geçmeden uygulanamaz. Yeni partiler seçime girme şartlarını tamamlamak için yeterli zamana sahip. Ama evet, yeni sistemde Cumhurbaşkanı tek başına Meclis’i feshedebilir ve 90 gün içinde hem Meclis hem Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Öyle bir durumda yeni partilerin kongrelerini tamamlamaları mümkün olmaz” diyor.

Ancak bunun Erdoğan’a faturasının ağır olacağı görüşünü dile getiren Akyol, “Cumhurbaşkanlığı süresi 2023’te dolacak olan Erdoğan, önündeki üç yılı feda ederek erken seçim kararı alır mı? ‘Yetki’ konusunda ne kadar hassas olduğu bilinen Erdoğan bunu yapar mı? diye soruyor.

Taha Akyol, koronavirüs salgınından ötürü halkın sağlık ve ekonomik kriz derdinde olduğunu işaret ederek, şunları kaydediyor:

Daha üç yıl varken seçimler öne alınırsa halka ne denilecektir? Yetkilerim yetmiyor mu denilecek? Meclis’te yeterli sayımız yok mu denilecek? Tablo, mesuliyet duygusundan ve rasyonellikten uzaklaşarak, siyasetin nasıl bir güç mücadelesine dönüştüğünün belgesidir maalesef. Virüs sebebiyle bütün ekonomiler ‘1929 buhranından daha ağır’ krizlerle karşı karşıya. Hangi ülke bu yüzden erken seçim gerilimine itiliyor?

Biz, ekonomimizin zaten hayli sıkıştığı bir dönemde virüse yakalandık. Bütün rezervler, ihtiyaç akçeleri ve fonlar zaten kullanılmıştı. Şimdi ‘tedbir’ denilen politikalar da ‘korumacılık’ izlemini yaratarak kaygıları arttırıyor…  

Son güncelleme: 16:36 26.05.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı